Bir önceki yazımızda Gülşehir’de TOKİ konutlarının plansız ve programsız yapıldığını belirterek Belediye Başkanlığının Şehr-i Eminlik vazifesinden uzak kalarak bugün köy ve kasabalara dahi yapılan TOKİ’leri sırf TOKİ olsun diye bir Ürgüp örneğinde olduğu gibi planlayamadığını belirtmiştim.

    Gülşehir’de Toplu konut ihtiyacımız vardır. Ancak yapılacak ve yapılması planlanan toplu konutların, şehir mimarisine uygun, şehirle bütünleşmiş, insanımızı mutlu ve huzurlu hissettirecek, 1-2 katlı bahçeli,  şehir yaşamı ile köy yaşamını içinde barındıran yapılar olması gerektiğini belirtiyorum. Daha önceki Belediye Başkanımız Erol Ünlüsoy’un belediye imkânları ile yaptırdığı konutlara benzer ama günümüz teknolojisi kullanılarak yapılması  gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum.

Bugün “Sahipsiz Bırakılan Şehrimiz” başlıklı yazımın 1.sinde  sizlere Şehr-i Emin’in vazifelerini yerine getiriyor mu sorusunu sorarak analiz edeceğim.   

     1.Şehirde insan ne ister? Caddelerde rahatça dolaşmak ister. Gülşehir sokaklarında gündüz ortasında başıboş gezen köpekler 2014 yılında Gülşehir’imize yakışmamaktadır. Bunun herhangi bir siyasi partisi ya da ideolojik bir fikir bakış açısı ile değerlendirilecek bir tarafı yok. Gülşehir’de gündüz ve gece sürüler halinde gezen başıboş köpekler var. Çöp’leri karıştıran köpekler var. İnsanlar çocuklarını eşlerini dışarı göndermekten  çarşı esnafından alışveriş yapmaya okula göndermekten korkuyorlar. Şehr-i Emin bu başı boş gezen köpeklere bir çözüm bulmalıdır. Tabi önce Belediye başkanının bu sorundan haberdar olması gerekmektedir. Belediye başkanı bu sorundan nasıl haberdar olur. Şehir’de gezerek bundan haberdar olur. Akşam Gülşehir sokağına ana caddesine çıkarak bundan haberdar olur. Hafta sonu Gülşehir’li vatandaşla bir sohbet ederek esnafla  ya da sokakta alışverişini yapan bir vatandaşla hasbihal ederek bu sorundan haberdar olur. Şehirle bütünleşememiş, vaktinin bir çoğunu şehir dışında geçirip belediye başkanlığı görevini de bir başkasına devredersen bu sorunu göremezsin.  Ne demektir? 2014 yılında cadde ortasında sürüler halinde gezen çöpleri karıştıran köpekler. Bırakın arka sokakları ana caddede kurşunlu camiinin önünde, köprü başında, hükümet konağının önünde yolda güvenli yürüyememek, şehir bu kadar mı sahipsiz? Şehr-i Emin vatandaşın derdini sorununu bilir çözüm üretir.

      2.Şehir’de insan ne ister? Huzurlu yaşamak, iş çıkışı ailesi ile çocuğu ile birlikte oturabileceği parklar, bahçeler dinlenme alanları mesire yerleri ister ki Gülşehir’imiz Orta Anadolu’nun en büyük mesire ve eğlence alanına sahipti. İl merkezinden, il dışından çevre ilçelerden hatta yurtdışından gurbetçilerimiz geliyorlar vakitlerinin büyük bir kısmını sadabad parkında eğlenerek geçiriyorlardı. Şehre bir ekonomik canlılık kazandırıyordu. Bugün gelinen durum nedir? Sadabad parkının içerisinde ayağına galoş, ağzına maske takarak dolaşmak zorunda kaldık. Sadabad parkını harabad parkına dönüşürken sadece seyreden, parkın  içerisini lağımın ve pisliklerin üreme alanı olmasına izin veren insan Şehr-i Emin olamaz.

     3.Şehirde insan ne ister? Temiz caddeler ister, Şehirde temiz hava ister. Kızılırmak tarafından gelen lağım kokusu ve sivrisinek istilası ile baş etmeye çalışan Gülşehir’liler birde Armut boğazına (ki burası Kızılırmağı besleyen bir su yatağıdır) dökülen çöplerin, kokusu ile mücadele etmeye çalışıyor. Çöp kokusuna alışan bu şehrin insanları bir de çöpün yanması sonucu çıkan kokuya alışmaya çalışıyor. Şehri yönetecek kişinin Şehr-i Eminlik ne demektir bunu bilmesi gerekmektedir. Şimdi buradan şunu sormak gerekiyor? Bu şehirde fazla yaşamadığınız için mi bu sorunlardan habersizsiniz? Tuzköy havalimanı yolunda mayıs’tan sonra yanmaya başlayan çöp Eylül’e kadar aralıkla yanarak şehri yaşanmaz bir hale getirmektedir. Çöp kokusu ve yanık kokusu 2014 yılında bu şehir insanının yaşamak zorunda olduğu bir kader olmasa gerek. İnsan sağlığını ciddi boyutta tehdit eden lağım, sivrsisinek ve çöp kokusuna dahi bir çözüm bulamayan kişilerden Şehr-i Eminlik vazifesini yapması da beklenemez.

    4. Şehir Nasıl Yönetilir? Erol Ünlüsoy başkanın tam bir Şehr-i Eminlik vazifesini yerine getirdiğini şu son 5 yıl da yaşadığımız gelişmeler bizlere göstermektedir.  Sadabad Parkı projesini bırakın şimdi yapmayı mevcut parkı yaşanmaz bir hale getirdiler. Belediye toplu konut projesi ile alt gelirli vatandaşları 400 evler mahallesinde konut sahibi yaptı. Gülşehir Meslek Yüksekokulu binasını yaptıran ve bu ilçeye kazandıran Erol Başkandır. Kum Ocaklarından elde ettiği geliri şehri güzelleştirmek için harcadığını ve işçileri bizzat kendisinin kontrol ettiğini biliyoruz. Kiralık araç kullanmayı bırakınız Aracını kendisi kullanarak müsriflik yapmadığını biliyoruz. Gülşehir’imize Kepez’de bir Türk bayrağı miras bırakmıştı. Şehrin her yanından görünen, Şimdi o bayrağa ne oldu biliyor musunuz? Kurşunlu camiinin önünde başkan tarafından yaptırılan bir Mantarkaya figürü vardı. Bu figür niçin sökülde de yerine bir ucube dikildi. "Bunu sonraki yazılarımda analiz edeceğim." Adeta bu şehirde birilerinin ismini silmek, icraatlarını yok etmek gibi bir çalışma sergilenmiştir. Sadabad parkı, Kepezdeki bayrak, Kurşunlu Camiinin önündeki Mantarkaya, Nevşehir Caddesi, 400 evler mahallesi kaderine terkedildi.  Bir Şehr-i Emin olarak bugün Gülşehir’liler Erol ÜNLÜSOY başkanın değerini  daha iyi algılamışlardır. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. 

                                                                                     Av.Ertuğrul ERDEM