Görüşme sonrası, basın mensuplarına açıklamalarda bulunan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, görüşmede bölgede yaşanan sorunları ve gelişmeleri aktardıklarını belirtti.

 

Hassas bir süreçten geçildiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ''Bu hassas süreçte başkanlarım hem halkın içindeler hem de bölgelerinde, illerinde, ilçelerinde kanaat önderleri. Bu konuda artan sıkıntıları derinden hisseden benim oda ve borsa başkanlarım. Bu konudaki gözlemlerini ve düşüncelerini siyasi partilerimizin genel başkanlarına aktarıyoruz'' dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, Meclis'te grubu bulunan diğer siyasi partileri de ziyaret edeceklerini söyledi.

 

-Kılıçdaroğlu: “Hepimiz bu ülkede barış, huzur içinde yaşamak istiyoruz”

 

Oda başkanlarının çok önemli önemli görevlerde olduğunu ve büyük sorumluluklar taşıdığına dikkati çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

''Bu ülkede barışı ve huzuru beraber getireceğiz. Mücadelesini beraber yapacağız. Biz siyasetçiler olarak bir şeyi beceremedik, 'bir araya gelelim ya şu meseleyi konuşalım' dedik olmadı. Siz daha aktif davrandınız bizleri bir araya getirmek için çaba harcıyorsunuz. Bütün yüreğimle şunu söylüyorum. Hiçbir endişem yok bu ülkenin birliği, bütünlüğü konusunda hiçbir endişem yok. Hepimiz bu ülkede barış, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Huzurun olduğu yerde insanın cebinde para varsa onun değeri artar. Huzur yoksa istediğiniz kadar zengin olun hiçbir işe yaramaz. O nedenle biz her şeyden önce huzur istiyoruz. Her şeyden önce barış istiyoruz.

 

CHP olarak çok önemli değişimlere imza attık aslında biz. Yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını istiyoruz artık. Demokrasinin tam tecelli etmesini istiyoruz. Faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak aydınlansın diye 5–6 kez önerge verdik TBMM'ye. Gelin bunları bir araştıralım, bu demokrasi ayıbını kaldıralım. Ama reddedildi? Kabul edilmedi. Aynı şekilde bölgeye özel bir önem verilmesi gerektiğini söyledik. Özel teşviklerin getirilmesini söyledik. Yatırım olanaklarının arttırılmasını söyledik. GAP'ın bir an önce bitirilmesi gerektiğini söyledik. '30–35 yıldır çözülmeyen bu sorunu parlamentoda bir araya gelip oturup konuşursak biz bu işi çözeriz' dedik. Ben buna gerçekten yürekten inanıyorum. Çözülmeyecek bir sorunumuz yoktur bizim. Yeter ki biz iyi niyetli olarak bir masanın etrafında oturup beraber sorunu çözmek için çaba harcayalım. Bunu yaparsak mümkün.''