İNSAN HATASI VE İSLAM

Dr Seyfi ŞAHİN

Allah; insan oğlunu yaratırken, beynine nefis (şuuraltı) koymuş. Onunla da imtihan etmiş.

İşte; iyi, kötü, cennetlik, cehennemlik, ahlaklı, ahlaksız, mümin, kafir o nefisle ölçülüyor.

Nefis daima haramlara yöneliyor.

Daima, makama, kadına, ve paraya düşkün oluyor.

Nefis, şeytanla iç içe bulunuyor. Tabii ki de sıkça da yoldan çıkıyor.

Kontrolsüz nefise “Nefsi Emmare=Hayvani nefis” deniyor.

Peygamber efendimizin savaştan döndükten sonra;

 “Küçük cihat bitti. Büyük cihat başladı” Dediği şey…

Nedir, ya Resullah diye sordular? O da; “Nefse karşı yapılan cihattır” dedi.

İşte İslam, insan oğlunu bu Hadisi Şerifle düzenlemiştir.

                ***

Atasözümüz var.” İnsan beşer, şaşar”. Denir.

“Hatasız kul olmaz” denir. Her insan hata yapar. Çünkü nefsi var.

O halde  iyi insan başkasında hata aramaz. Kendinde arar.

Nefisini hesaba çeker. İslam’da ölçü odur.

“Kulda kusur arayan dostsuz” kalır.

O halde biz güzel ahlaklı olmak istiyorsak, “dedikodu” edip başkasında kusur aramamamız lazımdır.

Kendimizi düzeltmemiz daha doğrudur.

                ***

Allah, kainatı insanlar için yarattı. Onu istediği şekilde kullanır.

Ama bunun kanunları vardır. O da Allah’ın kitabı Kuranı Kerim, Peygamber Efendimizin(sav)  sünneti.

Bu yolda giden alimlerin(müçtehitlerin) ortak kanaati ki, buna İcma denir. Bir de kıyas vardır.

Bu kanunlar çerçevesinde hareket eden insan, toplum ve devletler kurtulur.

Bunun için ilahi adalet tesis edilmiştir. Asla aşamaz.

Cenabı Hak (cc) Zilzal suresinde buyurmuş;

“Zerre kadar hayır işleyen de, zerre kadar şer işleyen de hesabını verir.”

Yani salih(iyi) iş işleyenin ve kötülük işleyenin hesabı, ayrı ayrı tartılır.

                ***

Yine atasözüdür: “Hocanın dediğini yap, gittiği yola gitme” denir. Çünkü hocanın da nefsi vardır.

İnsanın,  haleti ruhiyesi, başkasında kusur aramaktır. Başkasının hatasına kahkaha ile güler.

Amma kendi  hatasını görmez. Görürse de utanır.

İşte bu psikolojiyi değerlendiren düşmanlar (CIA ve Vatikan) durmadan Müslümanların kusurunu işler.

Bakarsınız ki, işte “adam hem haram işliyor, hem de namaz kılıp, hacca gidiyor.” Derler.

Bunu tenkit eden gavur zaten diz boyu pislik ve haram içinde,

Onu alıp Müslümanı aşağılayan da aynı haramları işliyor, şüphesiz…

Bu bahane ile de Müslümanlardan ve Müslümanlıktan cahil halkı soğutuyor.

Halbuki İmamı Azam içtihadına göre, Haramlar ve helaller ayrı değerlendirilir.

Yani Zilzal, suresindeki gibi, zerre kadar iyilikler ve kötülükler hesaba girer, tartılır.

Tıpkı yevmiye defterindeki,  gelir,  gider hesabı gibi…

                ***

Masonlar her hafta bir akşam toplanır.

Bir hatırlı Müslümanı ele alırlar. Kadı’nın, şeyhülislamın, imamın hatasını anlatıp gülerler.

Müslüman olarak o locaya giren aptal, hacıya, hocaya kadıya kızar.

Sonra kendi milletine, Müslümana kızar, gavur olur, çıkar.

18 dereceden sonra artık o Müslüman (?), Yahudi olmuştur.

Vatanını da,  milletini de, dinini de satar.

Şimdi, Vatikan  kardinaller Meclisi, Asya’yı Hıristiyan yapmaya karar verdi ya…

Emperyalizm adına Türkleri İslam’dan çıkarması lazımdır.

Onun için de siyaseti kullanıp, vay efendim hocalar, şu partiden vur abalıya…

O halde hocaların arkasında namaz kılınmaz. Cumayı terk edelim…

Zaten 3 kere Cuma kılmayanın cenazesi kılınmaz. Gavur sayılır.

Önce dinden çıkar sonra da başsız kalınca Hıristiyan misyonerler hazır bekliyor.

Zavallının dünyası da, ahireti de yıkılır gider.

Emperyalizmin en etkin sömürü aracı demokrasidir. Particilik.

Devletimizi ve milletimizi bu parçalanmışlıktan, bu illetten kurtarmalıyız.

Allah korusun gavura yem olacağız.

________________________________________--

08.04.2024, Kayseri.