“FAZİLETLİ MEKÂNLARIN BELİRTİLİP ZAMANLARIN AÇIKLANMAMASININ HİKMETİ”

-KADİR (SELAM) GECESİ-

Sevap konusunda istekli, günah konusunda ise kaçınan insan olmalıyız. Bu yıl müptela olduğumuz virüs münasebetiyle bütün İslam âleminde olduğu gibi ülkemizde de camilerde teravih namazı kılınmadı. İnşallah bu eksikliği evlerimizde ferdi veya ailemizle kılarak telafi etmişizdir. İnanalar için diğer ay ve günlere göre daha çok sevap elde etmek için Ramazan ayı nasıl bir fırsat ise o ay içinde olan Kadir gecesi de ayrı bir fırsattır. Bu yüzden Ramazanın son günlerini yaşıyoruz. Bu günleri, bizlere altın kâse içinde sunulan ab-ı hayat kabul edelim. Efendimiz (sav) Ramazanın son günlerini nasıl değerlendirmeye çalışmışsa biz de çalışalım. Biz de gayret edelim. Değil günlerimizi her anımızı çok iyi değerlendirelim.

Bu bağlamdan olmak üzere itikattaki imamımız Muhammed Mansur Maturidî’nin “Te’vîlâtü’l-Kur’an” ve Prof. Dr. Talat Koçyiğit’in “Kuran’ı Kerim Meal ve Tefsiri” sni temel alarak “O” geceyi izaha çalıştım.

“Mescid-i Haram’ da kılınan tek bir namaz başka yerde kılınan yüz bin namaza denk olur.

Benim şu mescidimde (Mescid-i Nebevî) kılınan bir namaza Mescid-i Haram hariç başka yerde kılınan bin namaza denk gelir.” Hadis

‘(…) Bazı zamanların değeri bazı zamanlara nispetle daha üstün kılınması, içinde ifa edilecek ibadetlerin bulunması sebebiyle olabilir. Ancak faziletli mekânlar belirtilirken faziletli zamanlar açıklanmamış, onların sair vakitler içerisinde aranması istenmiştir.

(…)Eğer o zaman belirlense ve hangi vakit olduğuna işaret edilseydi o takdirde onu elde etmek için bir külfet gerekmezdi. Çünkü insanlar sadece o vakti ve o geceyi kollarlardı. Mekân ise öyle değildir, oraya gitmek için bir külfet gerekir.

”Apaçık Kitaba yemin olsun ki biz onu mübarek bir gecede indirdik.” Duhan:2-3

ÖLÜM İnsanın ruhunun vücudundan ne zaman çıkacağının belirlenmemesi de bu şekilde izah edilebilir. Çünkü Allah Teâlâ insanın ömrünün nihayetini açıklasa ve bildirseydi kişi kendini fısk ve fücura salardı, ecelin ansızın gelmesinden emin olacağı için korku, sakınma ve umut halinde olsun diye ecelini gizlemiştir. Aynı hikmete binaen sözü edilen mübarek Kadir gecesini de beyan etmemiş ki bütün geceler içinde onu arasınlar ve böylece bütün geceleri ihya etmiş olsunlar…’

NÜZUL SEBEBİ Kadir suresinin nüzul sebebiyle ilgili farklı rivayetler söz konusudur. Onlardan biri şöyledir. Peygamber (as) ashabına; “Ben-i İsrail’den bir adamın hikâyesini anlatarak, o şahıs Allah yolunda bin ay cihat etmişti.” Diye buyurdu. Bu durum onlara (sahabeye) çok ağır geldi, moralleri bozuldu. İşte bunun üzerine Kadir gecesi indi. Yani o gecede yapacağınız ameliniz, o adamın bin ayda yapmış olduğu cihattan daha hayırlıdır, denilmiş oldu.

“(Size orucun farz kılındığı o sayılı günler) Ramazan ayıdır ki insanlara doğru yolu gösteren,

hidayeti ve doğruyla eğriyi birbirinden ayırıp açıklayan bir rehber olmak üzere,

Kuran işte bu ayda indirilmiştir…” Bakara:185

TEMSİL Mİ? Bin ayın belirtilmesi belli bir sayı belirlemek için değil temsil kabilinden olabilir. Yani bin aydan ve daha fazlasından hayırlıdır, gibi. Çünkü miktar belirlemek bazen bizzat o sayının belirlenmesi için olur, bazen de o zamanın şerefini ve değerini belirtmek için olur. (…) Mesela “Onların bağışlanması için Allah’a ister dua et ister etme; onların affedilmesi için yetmiş kere de dua etsen Allah onları bağışlamayacaktır.”(9/80) Ayetinde olduğu gibi,

Hüküm gecesi de denen Kadir gecesi, Allah katındaki değer ve şerefinden dolayıdır. Çünkü bir olayın yüceliği “kadr” kelimesiyle ifade edilir. “Leyle-i Mübâreke” diye isimlendirilmesinin izahı da bundandır. Çünkü o gecede Allah Teâlâ’nın kullarına rahmet ve bereketleri iner.

“Size ramazan ayı geldi.

Mübarek bir ay.

O ayın orucunu Allah size farz kılmıştır.

O ayda cennet kapıları açılır; cehennem kapıları kapanır; şeytanlar da zincire vurulurlar.

O ayda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır.

O gecenin hayrından mahrum kalan gerçekten mahrum kalmıştır.” Hadis

O GECE NE ZAMANDIR? Bilindiği gibi Kadir gecesinin zamanıyla ilgili farklı rivayetler söz konusudur. Ramazan ayının içinde, on dokuzunda, yirmi birinde, yirmi üçünde, son on gününde, son on günün tekli günlerinde ve yirmi yedinci gecesinde olduğu gibi.

Ayrıca insanlar tüm yılını hayırlı işlerle geçirsin diye Abdullah İbn Mesud’un (ra); “Kim yılın tümünü ihya ederse kadiri bulur!” dediği gibi, Abdullah Bin Ömer’de (ra) Hz. Peygamber’e (sav) Kadir gecesini sordu. Ben de onu duyuyordum. Dedi ki: “O her zamandadır”

SONUÇ OLARAK Kadir gecesinin yirmi yedinci gecesidir yahut yirmi dokuzuncu gecesidir. (Denebilmesi için) bununla ilgili ancak ona işret eden Hz. Peygamberden (sav) tevatür yoluyla bir haberin sabit olması halinde mümkün olur. İşte o zaman bu caiz olur, aksi takdirde geceler içinde aranması gerekir.

Rivayet edilen haberler tenakuz diye değil tevafuk olarak yorumlanır ve böylece hepsi de sahih olabilir. Buna göre bir sene bazı gecelerde, diğer bazı sene başka yerlerde, başka bir yıl ramazanın son on günü içinde, bir diğer yıl ramazanın ortasında, orta on gününde, daha başka bir yıl ramazanın ilk onunda, sair bir yılda ramazan başında olur.’ En doğrusunu Allah bilir.

Anadolu’muzda: “Her geceyi Kadir bil, her gördüğünü Hızır bil” diye çok güzel bir söz vardır. Biz de bu güzel sözden hareketle günahtan azade hayırlı bir ömür sürelim. Allah’ın huzuruna vardığımızda da “Yarabbi! Senin rızan için fazla değil ama şu amellerim var” diyebilecek yüzümüz olsun. Ahmet Belada