Önce Sabah Bayram namazı kılınıp mezar ziyaretiyle başlar Nevşehir’de Bayramlar.Bu sürede Özellikle çocuklar başucuna koyarak uyudukları pabuçları bayramlık yeni kıyafetleri giyinip erkenden Bayramın ilk cicileriyle Bayram namazında boy gösterirler.

Bayram Namazı ve Mezar ziyaretlerinin ardından evin yolunu tutarlar.

Bayram namazı süresince evde de evin hanımı annesi hareketli saatler yaşanır.Bir haftadır süren bayram temizliği, Bayramlık börek, sütlaç,baklava,çerez meyve suları sandıktan çıkan örtüler,dolaptan çıkartılan sadece misafire özel bardak,tabak,çatal,bıçak,kaşıklar derken evin bireylerne ait kıyafetler ütülenir her şey hazırdır ve artık bayrama hazır olan annemiz için şimdi sıra namaz sonrası mezar ziyaretinden gelecek eşi ve çocukları için kahvaltı hazırlamadadır.

 

 Demli bir çay, zeytin peynir ekmek tereyağı ile en fazla birer yumurta yavan geçen bir kahvaltı…

Su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, o çocukların sesleri ile çalan ve susmayan kapı zilleri, bir telaş bir koşturmaca.

Bu süreçte Nevşehir gurbetçileriyle hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar,hoş geldin,merhabalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı. Hayatın üzerindeki 'pause' düğmesine dokunun... Kısa bir süre için hayatı durdurun. Mutlu bayramlar...

 

Bayram Sabahları...

Kimine yaşamın en önemli günleri, kimine sadece kısa bir tatilken,

birçoğumuza iki nesil ortasında, arada derede kalmaktır, bazen de aidiyet yoksunluğudur aslında bayramlar ve özellikle de bayram sabahları…

Çocukluk masumiyetiyle sabah ne giyeceğine akşamdan karar vermek, sabah erkenden kalkıp duş almak, traş olmak,

ama baba sabah namazına camiye giderken kaytarmaktır...

 

Ramazan sonrası ilk kahvaltıya heyecanla oturmak, koca bir ay boyunca her gece senden önce uyanıp senden sonra uyuyan annene çay koymak,

ama sevgilinin mesajıyla kahvaltı masasında onu yalnız bırakıp konuşmak için kuytu odaya kaçmaktır...

 

Bayram gelenekleriyle abinin elini öpüp, şaka olsun diye ondan beş lira harçlık almak,

ama yeğenine cebindeki son yirmi lirayı verirken, arkadaşlarla buluştuğunda cebindeki "abi beş lirasıyla" rezil olmadan ne içebileceğini hesap etmektir...

 

Yıllar boyunca koca sülalenin gururla senden mühendislik, doktorluk, öğretmenlik beklemesinin karşılığını veremediğin halde hep "iyi evlat" olarak sunulmaktan keyif almak, bayram ziyaretlerinin gözbebeği olmak,

ama onların hiç kabullenemeyeceği, anlayamayacağı bir işte hasbelkader iyi yerlere geldiğini anlatamayacağın için erkenden evden kaçmaya çalışmaktır...

 

Ev baklavasıyla, yaprak sarmasıyla, dişlerine yapışıp bir türlü çıkmayan bayram şekerleriyle dünyada aslında güzel ve masum şeylerin de hala varolabildiğini hatırlamak,

ama o masumiyet üzerine yapıştığı için saçma salak dünyada ne kadar çok ezildiğini, kimse için kötülük düşünmemenin sana nasıl da ağır bedellerle geri döndüğünü farketmektir...

 

Birbiriyle uyumsuz, yamalı ama tertemiz bayramlık kıyafetleriyle akraba, eş dost ziyaretine giden "sözde varoş"u imrenerek izlemek, çocukluğuna geri dönmek istemek, herşeyi en baştan yaşamaya yeltenmek, bayram harçlığıyla parka gitmek, sinemada ne zamandır beklenen filmi izlemek, hesapsız arkadaşlarla bir kola eşliğinde bilmemkaç saat kafede oturmak, bayram gününe mahsus "akşam ezanından sonra da dışarıda kalabilme" lüksünü sömürmek, eve döndüğünde annenin dizlerine oturup gözlükleriyle oynamak, akraba ziyaretinden dönerken dolmuşun arka koltuğunda babanın kucağında uyuyakalmaktır...

 

Ve hafızan sana tüm bu eski ama eskimemesi gereken ayrıntıları hatırlatırken, cep telefonun hiç susmazken, ardarda aynı cümlelerle mesafeli, birbirinin aynı, soğuk bayram kutlama mesajları gelirken, gerçekten samimi bir "nice bayramlara" özlemine hasret olduğunu fark etmektir artık bayram sabahları…

 

Nice bayramlara…Hayırlı Bayramlar.

Ramazan Bayramınız Kutlu olsun…

Saygı sevgi ve dualarla…