Zeynep Korkmaz, Türk Dili ve Edebiyatı öğrenimi görür. Bitirdiği okula, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde asistan olarak göreve başlar. Memleketi Nevşehir’de halk Türkçeyi nasıl kullanmaktadır, çocukluğundan beri üzerinde durduğu bir konudur. Doktora tezi olarak NEVŞEHİR İLİ AĞIZLARI’nı işlemeğe karar verir. Doktora tez yönetmeni de uygun bulur.  
Zeynep Hanım, sevinçli ve bir o kadar da kaygılıdır. Acaba, başarılı olabilecek mi? Çünkü, radyo yayılmakta, köylere kadar girmekte ve halk, dilini değiştirmektedir. Okuma yazma bilmeyen insanların dilinde de önemli ayrılıklar görülmektedir. İstanbul Türkçesi zaten eğitimde geçerli olan dildir; fakat köylü, çiftçi, zenaat erbabı kent insanı, esnaf nasıl bir şive ile konuşup anlaşmaktadır.
Nevşehir Merkez köylerinden araştırmağa başlar Zeynep Hanım. Seferberlikte nefer olarak savaşmış gaziler vardır, onları dinler. Köylü kadınlardan masal, anı, fıkra dinler. Her şeyi tek tek kaydeder.
Fakat, bir yardımcıya gerek duyar. Araştırır, soruşturur, herkes sözbirliği etmişçesine “Ceviz Ali” derler. Merak eder Zeynep Hanım. Kimdir bu? Bir sürücü mü, pazarcı esnafı mı, bir zenaatçı mı? Karşısına Öğretmen Ali Gönen çıkar. Okumuş yazmış bir eğitimci olsa da, gerektiğinde köylü diliyle de konuşur, esnaf ağzıyla da.
Nevşehir’in içinde, köylerde birlikte gezerler. Kozaklı’dan Derinkuyu’ya; Acıgöl’den Ürgüp’e…Binbir zorlukla pilli ses  kayıt aygıtına yüklerler anlatılanları.
Bunlar ham malzemedir. İşlenmesi gerekir. Zeynep Hanım Ankara’ya döner, kılı kırk yararak, iğneyle kuyu kazarcasına çalışır. 1924’e değin Hristiyan Ortodoks Karamanlı Türklerin de yaşadığı yöreye asıl damgasını vuran Türk aşiretleridir. Çalışmasının başına göçer-konar aşiretlerin toprağa bağlanmasını yerleştirir. Damad İbrahim Paşa’nın Muşkara’yıNevşehir’leştirmesini bir tarihçi ciddiyetiyle ele alır, işler.
Çalışma yıllar ve yıllar boyunca sürer. Sonunda, Doktora Tez Yöneticisinin onayı ile yazım işi biter. Savunma anlı şanlı Türkoloji mütehassısı dilcilerin önünde yapılır ve Zeynep Hanım ağır bir sınavdan başarıyla çıkar; Doktora tezi Pekiyi derece ile kabul edilir.
Artık Dr unvanı kazanmıştır Zeynep Hanım ve Doçent adayıdır. Çalışmalarını ara vermeden sürdürür. Hiç belliğinden çıkmayan, Nevşehir’de kendisine yardım eden Ceviz Ali’ye bir teşekkür  mektubu yazmak ister; minnettarlığını bildirecektir. Fakat, arar tarar, hiçbir yerde kayıt yoktur, Ceviz Ali’nin soyadını bulamaz. Mektubun üzerine , CEVİZ ALİ diye yazar, PTT’ye gidip mektubu Nevşehir’e gönderir. İçi rahat değildir. İl merkezi olmuş koca Nevşehir’de PTT dağıtıcısı nasıl bulup da verecektir mektubu! Günlerce bunu düşünür. Telefon da o günlerde öyle kolay yapılabilin bir şeş değildir.
…………………..
Öğretmenler Kulübü’nden çıkan Ceviz Ali’ye PTT dağıtıcısı bir mektup uzatır. Gönderen Dr Zeynep Korkmaz. Adresi okuyunca gülümser  AliGönen Bey. Karşılık yazar birkaç gün sonra ve akademik yaşamda ilk basamağı başarıyla geçip Doktor unvanı aldığı için Zeynep Hanım’ı caan-ı gönülden kutlar.
Beyoğlu lakabıyla anılırmış…Ali Gönen öğretmenimin lakabı da CEVİZ ALİ idi.
Rahmetle anıyoruz sevgili öğretmenimi…