Mülteci Trajedisi
     Günlerdir 2 yaşındaki masum bir çocuğun Bodrum sahilindeki cansız bedeninin verdiği üzüntüyü paylaşıyoruz. Bu ne ilk çocuktu ne de son çocuk olacak, daha doğrusu ne ilk cansız beden olacak nede son. Son zamanlarda gazetelerde belki ara bir haber olarak dikkatimizi çeken ‘’batan teknede 400-700 mülteci ak denizde boğuldu’’ haberlerine rastlamak normal bir durumdur.
Peki, bu mülteciler nasıl Avrupa’ya geçiyorlar?
   Avrupa’ya gitmek isteyen mülteci daha önce tanıdıklarını götüren veya internet aracı ile(özellikle facebook) insan kaçakçıları ile temasa geçiyorlar.
Mülteciler insan kaçakçıları ile anlaştıktan sonra süreç nasıl devam ediyor?
A:Bu kişiler mültecileri İstanbul’da veya İzmir’de belirli evlerde topluyorlar. Gereken sayı ve organizasyon bitince mültecileri Çanakkale veya Ayvalık çevresine transfer edilip, oradan Midilli veya onun yakınındaki küçük adalara gönderiliyorlar.
B: Bodrum ve çevresinde belirli evlerde toplayıp, oradan Bodrum yakınındaki Yunan adalarına gönderiliyorlar
Adalara nasıl geçmeleri sağlanıyor? 
     Mülteciler 30-40 Kişilik şişme botlara bindirilip, o şişme bota binen mültecilerin birisine şişme botun nasıl kullanıldığı gösteriliyor.
Peki, nasıl olup da bu boğulmalar olur?
 A:  bu kişilerin çoğunun hiç deniz görmediği ve yüzme bilmediği kişiler olup o şişme botu da kullanan bu işte hiç tecrübesi olamayan bir kişidir. İnsan kaçakçıları onları o bota bindirip, gidecekleri adaya gösteriyorlar. Bu botlar da denizde bozulunca, denizdeki su dalgaları veya su akımlarına tutulunca içindeki mülteciler panikliyor. Panikleyip ayağa kalkıp veya hareket edince botlar devrilip batıyor.
B: Bu botların geri gelmeleri söz konusu olmadığından, insan kaçakçıları genellikle ucuzlu botları tercih ediyorlar. Bu ucuz ve dayanıksız 20 kişilik botlara da 30 kişi binince patlama ihtimali çok yüksektir.
C: boğulan cesetlere baktığımızda genellikle can yelekleri yoktur. Bu can yelekler 15-20 TL fiyatta olmasına rağmen, insan kaçakçıların bunu da bu mültecilere vermiyorlar
Sonuç:  bozulan veya batan şişme botlardaki, yüzme ve deniz görmemiş, can yelekleri olmayan insanların akıbeti sahildeki veya ak denizdeki cansız bedenler olmaktadır.
Yunan adalarına ulaşan mülteciler, o adalarda Yunan polisi tarafından kayıt yaptıktan sonra Atina’ya götürüyorlar.
 
Peki, mülteciler bu iş için ne kader ödeme yapıyorlar?
1: Türkiye’den Yunan adalarına kişi başı 750 dolar: bu kişiler Atina’dan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan’dan sonra Avusturya veya Almanya ulaşmaya çalışıyorlar. Paraları da olmadığından genellikle yürüyerek ulaşmaya çalışırlar. Genellikle ekranda koruduğumuz insanlar bu gruptaki insanlardır. Daha ucuz olduğundan bu yolu seçiyorlar.
2: Türkiye’den Almanya 2500 Euro: bu gruptakiler Atina’ya ulaşınca insan kaçakçılarının oradaki ortakları karşılayıp evlere yerleştiriliyorlar. Oradan Tırların kasalarına veya kamyonların buzluklarına saklayarak Almanya gönderilirler. Macaristan ve Avusturya sınırındaki kamyonun kasasındaki 77 ceset bu gruptaki mültecilere aitti.
  Mültecilerin sayısı geçen ay 170.000 mülteci Avrupa’ya ulaşmıştır. Bunun 50.000 Türkiye’den Yunanistan’a ve 120.000 kuzey Afrika’dan İtalya geçmiş. Bugün 06 Eylül Macaristan’dan 10.000 mülteci Avusturya geçmiş ki bunları 2000 mülteci Avusturya’da kalmış 8000 mülteci Almanya geçmiş.
Peki, bu mültecilerin geçişi fark edilmiyor mu?
   İstanbul Aksaray ve Laleli’de akşam saatlerinde 20-30 kişilik grupların çantaları ile bekleyen veya İstanbul otobüs otogarında bu grupların hareketlerin veya Çanakkale veya Ayvalık otobüslerine binmelerini görmemek veya fark etmemek için kor olmak lazım. Ayni şekilde bu grupların Bodrum veya İzmir’de görmemek veya fark etmemek için tam kor olmak gerekir.
Neden mülteciler çocuk ve aileler ile her şeye göze alıp bu tehlikeli yola giriyorlar?
Bu bir insanlık trajedisidir. İnsaniliğin dibe vurduğu bir dönemde yaşıyoruz.
Haberleri seyir ederken hayretle bazı yorumlara görüyorum. Bazı yorumcular ‘’Avrupa insanlık için sınıfta kaldı’’, ‘’bu mu Avrupa insaniliği?’’ Gibi sorular soruyorlar. Acaba Avrupa mı sınıfta kaldı? İslami ülkelerin kralları mı sınıfta kaldı?
Suudi Arabistan şimdiye kadar tek bir Suriyeli mülteci dahi kabul etmedi. Aynı şekilde Katar, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de mülteci sayısı sıfır.
      O cansız çocuğun resmini koyarak soruyorlar ‘’bu çocuk kimden kaçarak böyle oldu?’’ Evet, katil dinsiz Esad’dan kaçtı, oradan canlı çıkabildi ancak burada hayatını kayıp etti,
     Acaba neden Hristiyan Avrupa ülkelerin bizim Müslüman mültecilerimizi kabul edip onlara bakmalarının beklentisi var?
    Acaba şişman göbekli petrol zengini ülkeler neden bir tane dahi mülteci almıyor, neden bunlara kapılarını açmıyorlar?
     Katil, zalim, dinsiz Esad’dan bu halkın kurtulması için her turlu silahı tamın eden, silahlar için açık çekler veren Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler şimdi bu insanların halini görmüyor mu?
     Bu insanlara olan zulme dayanamayan, onlara demokrasi özgürlük getirmek isteği ile harcanan paralar şimdi nerede?
     Müslüman kardeşlerimizi Kaddafi’den kurutacağız deyip, Libya’yı parçaladılar. Ondan sonra Kaddafi’yi devirdik deyip şenlik ve kutlamalar yapanlar, şimdi 400-700 kişilik botlarda batan, boğulan bu Libyalıları görünce, vicdanız sızlamıyor mu? Gece uyuya biliyor musunuz?
Acaba bu Avrupa’nın ayıbı mı bizim ayıbı mı?
     Acaba bu Macaristan, Almanya,…  Ayıbı mı? Yoksa kendilerini Müslüman diyen petrol zengini ülkelerin ayıbı mı?
    Alttaki resimlere bakin belki vicdanız sızlar. Belki İslami görevlerinizi hatırlarsınız. Belki bundan sonra bir şeyler yaparken akıbetini düşünerek yaparsınız.
Bunların vebali bizedir. Avrupa’ya, Hristiyan dünyasına, Asada, Kaddafi’ye….. değildir.





 
                                                             Ali Haydar
                                                             07.09.2015