SOMALİ , FİLİSTİN-GAZZE SEVDASI…

Pek çabuk heyecanlanıyoruz.

Sonra çabuk geçiyor sevincimiz, coşkumuz.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek bir iftar şöleninde açıkladı:

“ Zengin, masraflı iftarlara bir son verelim. “

Nasıl son vereceksin?

Müteahhit bir ihaleye girecek, adını duyurması gerek.

Nasıl? Cömertliğini iftarda gösterecek. Bir harcayacak ; on, elli , yüz  kazanacak.

Bu gidişle iftar şölenleri durmaz.

Çünkü, sistem öyle kurulmuş. İstem-sunu ilişkisi var işin içinde.

Sonra, bu bir yarış.

Hangi belde başkanı daha çok kişiye iftar yemeği sunacak?

Onbin, ellibin, yüzbin…

 Basında kampanyalar açılırdı: Bosna’ ya yardım…İslam Boşnak halk bizim eski tebaamız; Osmanlı yurttaşı. Sırp, Ortodoks  haçlı seferleri karşısında onları yalnız bırakmak bize yakışmaz. Çünkü, onlar eğer bugün müslümansa XV. Yüzyılda Osmanlı egemenliğinde yaşamağa başladıkları içindir.

 Gazze’ye yardım. Medyatik…Bir gemi dolusu yardım. Eğer, kazara, İsrail de gemide arama yaparsa, gidişini önlerse daha büyük reklam.

 Günümüzde moda Somali…Başbakan demeç veriyor: Eşimle birlikte gideceğim Somali’ye.

Ana Muhalefet Partisi Başkanı daha önce davranıyor. Bu arada Kızılay yardım iletiyor  talihsiz ülkeye. Fakat, okyanusta bir damla bunlar. Acaba, gerçekten muhtaç olanlara mı dağıtılıyor gıda maddeleri! Bu sorunun yanıtı hiçbir zaman sağlıklı olarak verilemez. Çünkü bu ülkede hükümet yok. Yıllardır bir iç savaş sürmekte.  Belki de halk eski Britanya, İtalya dönemlerine özlem duyuyordur. Olasıdır ki, giden yardım kamyonlarının içindeki kutuları   şeriatçı  örgütler depoluyor ve kendi cemaatlerine dağıtıyorlardır.Kim arar,kim sorar !

 Coşkumuzu, heyecanımızı biraz da kendi ülkemiz için kullansak nasıl olur?

Bir aydır yaşadığım Ürgüp’te tek bir günüm geçmiyor ki, bir istekle karşılaşmayayım:

“ Geçen yıl bizim oğlan Ankara’da bir Üniversiteyi kazandı. Gönderemedik. Para yok ki!”

“ Kızım iyi bir okulu kazandı. İstanbul’da nasıl okutacağız. Var mı, burs verecek bir tanıdığın?”

“ Biz öldük de ağıt yakanımız yok. İki oğlum üniversitede. Biri Adana’da, biri Samsun’da . Bir kızım lisede. İki oğlum da ilköğretimde. Bana bir çare söyle! Var mı, sponsor olacak bir holding patronu. Çocuklarım çok zeki. Harcanıp gitmesinler Ürgüp kayalığında! “

“ Bağcılık öldü. Patates para etmiyor. İneği, koyunları sattık. Çarşıdan süt, yoğurt alıyoruz. Eskiden bazlama yapar yerdik. Ekmeği de fırından alıyoruz artık. Oğlum iyi bir puvan aldı. İzmir’e üniversiteye gönderemeyeceğiz. Nerde o  para bizde ?”

“ Oğlum harcandı gitti. Torunum bari kendini kurtarsın. Aman bir burs. Senin çevren geniştir; yardım et !”

“ Hanım da benim gibi öğretmen emeklisi. Çocuklarım Damsa koyağında kapanıp kaldılar. İki torunumuzu okutamıyoruz. Şu hale bak ! Her gün belediye başkanlarının verdiği iftar ziyafetlerini televizyonda izledikçe kahroluyorum. Bu değirmenin suyu nerden geliyor? Vatandaşın cebinden. Kuzu kuzu yemeğini yiyor insanlar. Amma, başkan iyi reklam yapıyor. Geleceğin mebusu. Biz de kanıyoruz. Ne diyorsun, torunlar için burs verecek  bir yer var mı?”

“ Daha düne kadar at arabasıyla bağına giderdi. Bağ arsa oldu. Elleri para gördü, tırnaklandılar. Bugün kendi altında dörtçeker, gelininin altında lüks Avrupa otosu. Oh ne ala memleket. Müteahhit oldu bizimki. . Kendinden başka kimseye yararı yok. İki umre, bir hac…Peki, sormak yok mu, komşular arasında yardıma muhtaç ? Ben biliyorum. Lise masrafı ağır geldiği için çocuğunu okuldan alan aileler var. Bırak artık başka şehirde üniversitede okutmayı.”

“ Bittik hoca, bittik ! Hiç böyle umarsız kalmadıydım. Bana bir çare söyle! Ne edelim, ne yapalım! Çocukların biri Kayseri’de üniversitede, biri Erzurum’da. Bir araya getirelim, hiç olmazsa, Kayseri yakın. Olmuyormuş. Etim ne budum ne benim? Çocuklarım tatile geliyorlar ki, avurtları göçmüş. Hanım ağlıyor: Gurbete gidenin midesi küçülürmüş, diyerek. Aylığımın tümünü onlara göndersem biz ne yapacağız? Zaten ne  ki, aldığım! Şaşırdım kaldım. Zamanında arsızlık yapıp hazine arazisi çevirseydik şimdi apartmanlarımız  olurdu. Amma korktuk, yapamadık. Ahlaksız olarak gördük yapanları. Lafı uzattık. Bildiğin bir şirket var mı, hiç olmazsa bir çocuğuma burs versin!”

………………

 Dolduruşa gelip, Somali , Filistin-Gazze coşkusuyla kendini yitirenler…

Hükümet üyelerini, parti ileri gelenlerini çağırıp göze girmeyi marifet sananlar:

Biraz da kendimize, kendi insanımıza bakmağa ne dersiniz?

Getirisi az değil mi?

Öyleyse, siz devam edin, insani amaçlarla, Somali ile ilgilenmeğe.

Varsın, ülkemiz insanı sağlıksız, eğitimsiz, aç kalsın.

Varsın, burs bulamadığı için üniversitede okuyamasın gençlerimiz.

Yıllar boş boşuna akıp geçsin.

Neyimize gerek Anadolu…

Medyatik olmak gerek, öyle değil mi? Geçerli olan bu, günümüzde.

 Peki, bir soru eeeey Somali sevdalıları; Somali nerededir?

Filistin nerededir ? Gazze ?

Haritaya bakma gereği duydunuz mu?

Bir ansiklopediden okudunuz mu bu ülkenin coğrafyasını, tarihini, halkını?

İnternette YouTube var…

Somaliland yazınca , Filistin-Palestine karşınıza birçok video çıkar.

Zaman ayırıp izlediniz mi?

 Peki, Somali’ye, Gazze’ye, Bosna-Hersek’e ilgi duymanız güzel, hoş. İnsalcıl bir duygu.

Yukarı Karabağ sizi hiç ilgilendirmiyor mu? Hankendi adını hiç duydunuz mu ?

Kerkük, Tel Afar, Bayır Bucak,

Dedeağaç,Dimetoka,İskeçe, 12 Ada …

Kurtaramadığımız , sınır dışında kalmış vatan parçaları nerede, biliyor musunuz?

2002 yılında Ege Denizi’nde kıyılarımıza yakın 20 ada,adacık, kayalık vardı  bize ait . Bugün hangi devletin bayrağı var direklerde ?

Öğrenme gereği duydunuz mu hiç! Ege Denizi haritasına bakma zahmeti ? İlgi olmadan bilgi de olmaz, sevgi de…

Getirisi olmayan konular gündem dışı.

İlgilenmeğe değer mi bre!

………………………………….