Soyadlarımız Bir Garip

Ortaokul Yurttaşlık Bilgisi öğretmeni Sıddık Bey'in ilk görev yeri burası. Sıkıntı büyük. Derli toplu bağımsız bir daire yok. Kale'nin altında bakkal Ali Emmi'nin evinin bir odasını rica minnet kiraladı, Ortaokul öğretmenlerinin aracılığıyla.Tuvalet ortak, banyo yok. Yemek düzeni sorunlu; zabınlaştı. Anası onun bu halini görse, ağlar.
Kendini öyle yorgun hissediyor ki, daha ilk günlerde bile , ders işlemek için mecali yok.
Bir öğrenciyi kaldırıyor sırasında.
'' Adın ne ? ''
'' Abdurrahman.''
'' Soyadın yok mu?''
'' Var. İkinci adım da Şeref.''
'' Bundan sonra şöyle yapalım. Sözlü sınava kaldırdığım ya da bir soruya yanıt verecek öğrenci ayağa kalkınca önce soyadını söylesin. Hani Amerikan filmlerinde vardır. Miller...David Miller derler.''
'' Benim ikinci adım da Şeref hocam...Sizin  dediğiniz gibi söyleyim. Dedeoğlu...Abdurrahman Şeref Dedeoğlu.''
'' Aman yahu, bu ne muhteşem adlar. Bir tane de yetmemiş. İki tane.Hem de uzun uzun.''
'' Hocam, dedemin adı...Şerefli aşiretiyiz biz. O koymuş. Benden önceki kardaşlarım yaşamayınca...''
'' Sende de pabuç kadar dil varmış yahu!''
'' Siz sordunuz ben söyledim hocam. Hikayesi böyle.''
'' Tamam tamam, kes artık. Dersi senin hikayenle mi bitireceğiz  be ! ''
...................
Tarih öğretmeni Neş'et Bey de öğrencilerin soyadlarına takmıştı. İşlenecek konu vardı,kimin umurunda .
'' Adını, soyadını bir anda söyle bakalım.''
'' Osman Sınıksaran.''
'' Osman'ı anladık da, Sınıksaran ne demek? ''
'' Dedemin mesleğiymiş hocam. ''
'' Nasıl meslekmiş bu? Deden ne iş yaparmış ?''
'' Diyelim kaza oldu, kemiğin kırıldı, dedem sarar, iyileştirirmiş.''
'' Aman! Niye benim kırılıyor yahu! Tamam, anladıım; alaylı ortopedist.''
............................
Coğrafya öğretmeni Halil Bey de öğrencilerin soyadlarıyla pek yakından ilgiliydi.
'' İsmin ne, soy isminle birlikte söyle.''
'' Rüstem Zağyapan.''
'' Vay vay vay...Pehlivan mısın sen? Zağyapan ne demek lan! Niye bu soyadı almış ailen ?''
'' Babama sordum hocam.Manası birez garışık. Zağ virmek veya zağ yapmak burda önem virmek, üsdünde fazla durmak dimekmiş.''
'' Daha iyi öğren, gelecek ders soracağım haa! ''
.....................
Resim öğretmeni Perihan Hanım, yüzünde geniş bir gülümseme, konuşuyordu.
‘’ Çocuklar burası benim üçüncü görev yerim. Mesleğimin onuncu yılındayım. Daha önce çalıştığım hiçbir beldede bu denli renkli, güzel, ilgi çekici soyadı görmedim. Ben bunları kaydediyorum. İlerde bunları belki bir kitap yaparım. Sizlerden bir isteğim var. Gerçi sınıf listelerinde soyadlarınız görülüyor, ama olur ya, burada adı geçmeyen bir komşunuz, akrabanız olabilir. Onları bana yazıp getirmenizi istiyorum. Ananıza, babanıza, ebenize, dedenize de sorup öğrenebilirsiniz. Soyadı yanında lakaplar da ilgi çekici…Memleketinizde bunu gördüm. Ders yılı sonuna değin süre veriyorum. İnanıyorum ki, güzel soyadları, hoş lakaplar yazıp getireceksiniz. İlerde kitap çıktığı zaman, emek vermiş olduğunuz için, sizlere de armağan göndereceğim. Belki ben o tarihte başka bir vilayette de görev yapıyor olabilirim.’’
Derslikte bir sevinç uğultusu başladı. Mutluluk, gülümseyen yüzler…Kimi öğrenciler resim kağıtlarının bir köşesine, akıllarına gelen adları kaydetmeğe başladılar bile…
……………………….
Tabiat Bilgisi öğretmeni  Faik Bey kürsüye çıktı. Önünde ders defteri , öğrenci ad çizelgesi var. Pamağını kaydırdı, bir öğrencinin adı üstünde durdurdu
'' Cıkladolu İsmet. Ayağa kalksın bakalım. Nasıl soyadı bu yahu! ''
'' Dedem almış hocam. Bilmiyorum. Fakat rahmetli  kiloluymuş, etliymiş yani.''
'' Tamam, otur,anladım.''
..............................
Fizik öğretmeni Numan Acar, öğrenci çizelgesini incelerken hayretler içinde kalıyordu.
'' Ağaçkesen...Hikmet...Yavrum memleket ormansız. Ağaçdiken soyadını alsaydınız daha iyi değil miydi ?''
'' Ben napiyim hocam. Babam almış bu soyadı.''
............................
Kimya öğretmeni Hazım Evyapan ...
‘’ Adaşım, bu nasıl soyadı böyle? Kadıyoran...Ne demek? Var mı bir hikayesi ?''
'' Hocam, dedemin babası taa eski devirde,padişahlık zamanı bir çeşit avukatmış.''
'' Anladım. Demek, dava vekili olarak kadıyı yaptığı savunmayla sıkıntıya sokarmış.''
'' Hee,öyle. Dedem pek akıllı adammış hocam. Kadılar bıkıp usanmışlar onun suçluları müdafaasından.''
.........................
Ticaret Bilgisi öğretmeni  Fikriye Hanım sordu:
'' Ali Avlanmaz. Soyadın nerden geliyor? Hikayesi nedir ? ''
'' Valla bilmiyom hocam. Gendini iyi gizliyormuş, iyi avcıymış ; vuruyormuş da, vurulmuyormuş.''
'' Babana sor. Öğren ! Deden hayatta mı, ona da sor.''
'' Peki hocam. ''
................................
Sonradanbulan,sonugelen,sorgusormaz,sözatmaz,sözduyar,sözduyuran,soyugelen…
A’dan Z’ye …
Soyadları bir alem bu diyarda.
                             ………………………………
                                                      12 Kasım 2017.