Bugün Yeni Şafak Gazetesi’nde Ayşe Begüm Çelikkol imzalı bir haber yayınlandı. Aynı haberi Sabah Gazetesi de paylaşmış, haberin başlığı şu: Turizmciler işaret etti - Pilot bölge Kapadokya olsun.
 
Başlık ve vurgu pek güzel – pek havalı, peki Kapadokya ne için “Pilot Bölge” olsun? Yazının devamı aynen şöyle:Turizmcilerin “Her şey dahil sistemi kalksın” taleplerinin ardından gözler pilot bölge olması istenen Kapadokya'ya çevrildi. Yani Kapadokya Her Şey Dahil (HD) Sistemi’nin kaldırılması için pilot bölge olsun diye bazı turizmci dostlar talepte bulunmuş.
 
Pilot Bölge nedir? Kısa ve özet olarak şu şekilde tanımlanabilir: Yeni geçilmesi istenen bir uygulamanın / sistemin (bu durumda HD Sisteminin) deneme alanı, bir nevi kobay bölgesi. Peki Kapadokya’da HD Turizm uygulanıyor mu? Hayır! Hiç uygulandı mı? Hayır! Uygulanması düşünülüyor mu? Hayır!
 
Yani diyeceğim o dur ki daha Pilot Bölge’nin ne olduğunu bile bilmeyenler lütfen demeç verip, turizm noktasında editörlük yapıp haber yayınlamaya kalmasınlar, çok komik duruma düşebiliyorlar. HD sisteminin uygulanmadığı bölgeyi nasıl pilot bölge olarak seçeceksiniz? Örnek olarak HD sisteminin kaldırılması noktasında Alanya pilot bölge olarak seçildi diye başlık atılsa ve buna göre Alanyalı turizmcilerden demeç alınsaydı hiç bir şekilde konu başlığı veya içerik adına itirazım olmazdı, ama Kapadokya ve HD sistemi çok uzak 2 başlık.
 
Gel gelelim yazının içeriğinde yapılan HD Turizm’e yapılan eleştirilere, ki ben şahsen HD’yi Dünya’da en iyi uygulayan ülkenin Türkiye olduğunu düşünüyorum, bu sebeple çok tercih ediliyoruz, tabi bu denklemde fiyat / kalite dengesi çok önem teşkil ediyor. Öncelikle şu bilinmelidir ki Türkiye tam anlamıyla bir Turizm Ülkesi. Ülkemizde sahil turizmi, kültür turizmi, inanç turizmi, kayak turizmi, yayla turizmi vs. vs. say say bitmeyecek şekilde turizm çeşitlendirmesi mevcut ve insanlar kendi tercihlerine göre bu turizm seçeneklerinden birisini tercih ediyor, zaman zaman da kombine edebiliyorlar. Yani örnek verecek olursak 5 gün Belek - Antalya’da HD tatil yapan bir turist, bu tatili 2 günlük Kapadokya’da lüks bir mağara otelde Oda + Kahvaltı şeklinde taçlandırarak tamamlayabiliyor.
 
Yani yukarıda verilen örnekte misafir tamamen kendi hür iradesiyle tatil hakkında kararını veriyor. Yine aynı yazıda belirtilen ”Misafirler otel ve rehberlerin alışveriş yaptırdıkları yerlerden başka yerleri görmüyorlar. Bu sistemle esnaf da kazanmıyor" tezine de kesinlikle katılmıyorum. Yani misafir Kapadokya’ya geldiğinde hiç mi bir müze veya ören yerini görmüyor? Hiç mi bir yeri gezmiyor? Bunlar gerçeklikten uzak ve popülist söylemler maalesef. Müze veya ören yeri görmeden giden bir tane turist bile gösteremezsiniz.
 
“Ucuz etin yahnisi” durumu maalesef her sektörde olduğu gibi Turizm sektöründe de var, özellikle de Kapadokya’da. Günlük Kapadokya Turunu maliyetinin altında satıp, alışverişten gelir bekleyen Acentacılar yok mu? Var. Peki Balon Turunu 1 saat olarak satıp, gaz parasından yırtmak için 30 dakika uçup sonra da sürekli ”hava şartları uygun değildi” diye söyleyip uçuşunu yarıda kesen var mı? Var. Vallahi bu şekilde davranan Turizm katilleri var ama inanın Kapadokya’da Her Şey Dahil Turizmi yok. Bu sebeple yazıda belirtildiği üzere Kapadokya’da Her Şey Dahil tatil yapan Mediha Korkmaz ve Çiğdem Köçken hangi otellerde tatil yaptılar çok merak ediyorum, ya da bu insanlar gerçekten var mı?
 
Bu vesileyle mesleğini hakkıyla yapan tüm Turizm Emekçileri’nin 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.
 
Selam ve Saygılarımla;
 
Yakup Dinler
Kapadokya Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (KAPTİD)
Yönetim Kurulu Başkanı
 
 
İlgili Haber Linkleri:
http://www.yenisafak.com/ekonomi/turizmciler-isaret-etti-pilot-bolge-kapadokya-olsun-2797945
http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2017/09/27/turizmcilerden-cagri-pilot-bolge-kapadokya-olsun