ZAN
Ahmet BELADA
Sanma, sezme, şüphe ve kesin olmayan bilgi anlamına gelen zan, genellikle kötü ahlaktan kabul edilmiştir. Cenab-ı Hak; ‘..zannın birçoğu günahtır..’ buyuruyor. O halde Müslüman’a düşen, emin olmadığı bir konu hakkında, olay ve kişiler hakkında yorum yapmamaktır.
Bilindiği üzere insanda var olan bir husus dile getirilirse; gıybet, olmayan söylenirse iftira, olur.
İslam’da zan dört kısımda ele alınır;
A-     Övülen zan; (Allah’a Müminlere güzel zan da bulunmak)
B-      Zann-ı galip (% 90 ihtimale dayanan tahmine, zann-ı galip denir)
C-      Hüsn-i zan (iyi zan)
D-     Su-i zan  (kötü zan)
Bu tanımlardan hareketle meşhur kelam bilgini İzmirli İsmail Hakkı;
% 1 ihtimali olan tahmine VEHİM,
% 2.50 ihtimali olan zanna ŞÜPHE,
% 50’den sonraki ihtimale ZAN,
% 90 ihtimale ZANN-I GALİP,
% 100 olan tahmine de KESİN BİLGİ, denir.
Evet, İsmail Hakkı zan ıstılahını dört tahminî yaklaşımla izaha çalışmıştır.
Kuran’da kesin olmayan bilgi ile hareket edilmesi hoş görülmemiştir. (1)
Zan günahtır.
Günah, ceza gerektiren bir fiildir.
Zan, ihtimal üzere verilen bir hüküm olduğundan, isabet edilmediğinde bühtan (iftira) da bulunulmuş olacağından ciddi bir vebal, sorumluluktur.
Zan, nefsanî işler için olursa hata daha büyük olur.
Yukarda geçtiği gibi günah olmayan zan da vardır. Allah’a Müminlere güzel zan gibi…
Bir Kutsi Hadis’te Peygamberimiz (sav); “Ben kulumun zannı üzereyim.” 
“Her biriniz ancak Allah’a iyi zanda bulunarak ölsün.”
“İyi ve güzel zan imandandır.”  Ohalde iyi zanda bulunarak imanımızı kuvvetlendirmeye bakalım.
Uygulamada katî olmayan hususlarda zannî delil ile amelin vacip olduğu yerlerde olduğu gibi, haram olan zanların da olduğu bilinmektedir.
Fısk-ı fücûr (açıkça günah işleyen ) ile tanınan kimselere kötü zan haram olmaz.(2)
Kişi zanna sebebiyet verecek söz ve işten uzak durmaya çalışmalıdır.
Bazen kendi kendime derim ki, iyilikten iyi hiçbir şeyin olmadığı gibi kötülükten kötü de hiçbir şey yoktur. O halde iyilik yapıp iyi anılmak, güzel intiba bırakmak ne iyidir.
Bazen tarihte idare eden ve edilenlere bakarım da, şu gök kubbede yapılmadık zulüm, söylenmedik söz kalmamış. Sonuçta zalimlerde ölmüş, mazlumlar da.
İktidar imkânını hoyratça kullanan da, adil davranan da ölmüştür. İnsan bunlardan kimin yanında olduğuna bakmalıdır.
Hani bir kelamı kibar vardır ya, “kişi ahrete ateşini buradan götürür” diye! Bu söze inanıyorum. O halde ateşine dayanabileceğimiz kadar odun götürelim. Yaşantımızı ona göre düzenleyelim.
Hakkımızı koruyalım ama insanlar hakkında kötü zan değil, iyi zanda bulunalım.
---------------------0-----------------------------
KAYNAKLAR
1-      Dinî Kavramlar Sözlüğü, DİB, Yayınları
2-      Hak Dini Kuran Dili, Eser Yayınları, Elmalılı Hamdi Yazır İsra,36/Hucurat,12/Nur 2