17 Haziran 1980 Tarihinde Nevşehir’de çıkan olaylarda öldürülen, CHP eski Milletvekili, İl Başkanı ve Baro Başkanı Av. Zeki Tekiner ile Nevşehirli esnaf Yavuz Yükselbaba’nın bugün vefatlarının 39. Yıldönümü...

Bu günde ne CHP Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan, ne de CHP Nevşehir Yönetiminden hiç bir açıklama gelmezken, Merhum Zeki Tekiner'in oğlu Bülent Tekiner kendisine ait sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; "39 yıl önce Anadolu'nun bozkırından, seni aramızdan aldıklarında hava sıcak, bitkiler kuruymuş. Haziran ayı bu kadar canlı ve yeşil olur muymuş? Bu yıl doğa sana böyle bir sürpriz yapmış baba... Bizleri bu günümüzde gerek arayarak, gerek güzel mesajlarıyla destek olan tüm dostlara kendim ve ailem adına teşekkür ederim. İyi ki varsınız." dedi.

​İşte Geçmişten bir tarih 17 Haziran 1980 sıcak bir yaz günü Nevşehir den hiç görmediğiniz o görüntüler ilk kez FİB Haber.Com da...

“Bize Nasip Değil Ecelnen Ölmek... Bir Muşkara Öyküsü: Mehmet Zeki Tekiner” belgeseli

Mehmet Zeki Tekiner’in  çocukları Aylin, Bülent ve Ayşe Tekiner ile Gülcan Barut tarafından hazırlanan belgesel, babalarının ölümü sırasında çok küçük olan çocuklarının onu tanımak isteğinden hareketle yaptıkları bir çalışma. Mehmet Zeki Tekiner’in hayatta olan arkadaşlarının yanı sıra Tanıl Bora, Hasan Fehmi Güneş gibi isimler de Tekiner’in kişiliği ve öldürülmesiyle ilgili görüşlerini aktarıyorlar.

Bundan tam 39 yıl geriye gidiyor Ve 1980 yılı Nevşehir’ine dönüyoruz…Sağ-Sol kavgası ile tam anlamıyla huzursuz iç karışıklıklar yaşayan bir Türkiye ve o karanlık dönemde Nevşehir’den ibretlik görüntüleri fotoğraflarıyla FİB Haber’de…

Dönemin Başbakanı Merhum Bülent Ecevit, Beraberinde Deniz Baykal'la beraber geldiği Nevşehir de ki bir cenazeye katılışı ve yaşanılan büyük olayların görüntülerini FİB Haber Merkezi arşivlerinden sizlerle paylaşıyoruz…

17 Haziran 1980 günü eski CHP Nevşehir Milletvekili ve zamanın CHP İl Başkanı Avukat Mehmet Zeki Tekiner cinayete kurban giderek hayatını kaybeder. Cenazesine katılan isimler dönemin Başbakanı Rahmetli Bülent Ecevit bugünün siyasetinin tanınan ismi Deniz Baykal...

Şimdi Malum çevrelerce Türkiyede iç savaş isteniyor 

Terör örgütü maşaları ve hainler dış mihraklarla birlikte tam 39 yıl öncesi bugün oynadığı oyunu tekrar raflarından çıkardı ve Dün Sağcı - Solcu diye kışkırtarak bölmeye çalıştığı ülkemizi şimdi FETÖ ve pkk gibi uzaktan kumadalı terör örgütünü kukla olarak kullanarak dini duygular istismar edilerek yada Kürt -Türk üzerinde sapıkça kurulan planlar üzerinde oyun oynamaya çalışılıyor.

Açıkcası Türkiye'yi bölmek parçalamak isteyen ama büyümesini gelişmesini istemeyen malum dış çevreler ve onların içerde ve dışardaki uzantısı ve tetikçileri hain terör örgütleri , "Türk - Kürt , Sağcı - Solcu , Alevi - Sünni, şuncu buncu " diyerek hain planlarını vizyona sokmaya çalışıyor.

Ama çok şükür ki CHP'lisi MHP'lisi AK Partilisi SP'lisi ile tabanda vatandaş şimdi kol kola yürüyor ve kardeşçe demokratik olarak siyasetini yapıyorsa tarihten ders alıp onca acıyı yaşayan bu aziz milletimiz cennet vatanında birlikte kardeşçe yaşamaya devam edecek içerdeki ve dışardaki tetikçileri ve düşmanlarına inat bu oyunlara asla fırsat vermeyeceklerdir. Aynı 15 Temmuz'da ki tankın altına gövdesini koyan F 16'lara atlayan silahlara göğüs geren mermilere toplara tüfeklere aldırmadan yürüyerek tüm dünyaya gösterdiği o  kahramanca sergilediği duruşla birlik ve beraberliğini tüm dosta düşmana gösteriyor.

Yüce Türk milletinin aklıyla dalga geçen vatan haini zihniyetlerin unutmaması gerek bir şey var burası "Son Kale Türkiye... " ve Artık Milletimiz Uyandı...

Allah bir daha o dönemleri yaşatmasın.

İşte Geçmişten bir tarih 17 Haziran 1980 sıcak bir yaz günü Nevşehir den hiç görmediğiniz o görüntüler ilk kez FİB Haber.Com da...


Gelin o tarihe gidelim ve Dönemin CHP Genel Başkanı Merhum Bülent Ecevit'in o tarihi konuşmasını hatırlayalım.

SUİKAST ANI

Nevşehir'in yetiştirdiği önemli Siyasilerimizden Değerli hukukçu hemeşhrimiz Av. Mehmet Zeki Tekiner, 11 Şubat 1980 tarihinde evinin bahçesinde uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtulmasından 4 ay kadar sonra, 17 Haziran 1980 sabahı Ürgüp’e gitmek üzere yola çıkar. Bu sırada takip edildiklerini fark eden taksi şoförü Tekiner’i uyarır ve yöreyi iyi bilmesi sayesinde izlerini kaybettirirler. Öğleden sonra Nevşehir’e dönen Tekiner saat beş sularında CHP Nevşehir Merkez İlçe Yöneticisi olan ve aynı zamanda bir bakkal dükkânı işleten Yavuz Yükselbaba’nın dükkânına gider.

SİVİL POLİS TETİKÇİLERE MÜDAHALE ETMEDİ

Dükkânda o sırada üç arkadaşının yanı sıra dokuz ve on beş yaşında iki de çocuk vardır. Dükkânın en arka tarafına oturan Tekiner arkadaşlarıyla sohbete başlar. Yakındaki kahvehaneden çay istenir ancak her zamankinin aksine birkaç kez istenen çay bir türlü gelmez. Bu esnada içeri iki kişi girer ve dükkân sahibi Yavuz Yükselbaba’ya “Sigara” diye bağırarak silahlarını çıkarır. Tetikçilerden Mehmet Onur Miman Tekiner’e ateş ederken, diğer tetikçi Uğur Coşkun olaya müdahale etmek isteyen Yükselbaba’nın başına iki, göğsüne bir el ateş eder. Oturmakta olan Tekiner’in ilk kurşun göğsüne isabet eder, yere düşmesinin ardından her iki bacağına ve kasığına olmak üzere üç isabet daha alır. Yavuz Yükselbaba o anda hayatını kaybeder. Ellerinde silahlarıyla şehir merkezinde bulunan bakkal dükkânından çıkan tetikçiler yürüyerek olay yerinden uzaklaşırlar. Caddede bulunan kalabalığın içinde olan ve Tekiner’i hastaneye götüren tanık, olay sırasında bir sivil polisin de orada olduğunu ve olayı izlediğini söyleyecektir. Gerek sözü edilen sivil polis gerekse olaya tanıklık eden kalabalık arasından kimse tetikçilere müdahale etmez. Olay ikisi çocuk dört kişinin gözleri önünde gerçekleşir. Yaralı olan Tekiner yürüyerek dükkândan çıkar ve sözü edilen tanık tarafından Nevşehir Devlet Hastanesi’ne götürülür. 

HASTANEDE SADECE JİNEKOLOG VARDI

Tekiner, “Dikkatli ol, ölmediğimi anlarlarsa takip ederler ve yine gelirler. Bunlar beni ilk vuran kişiler” diyerek tanığı uyarır. Hastaneye vardıklarında üst kata yürüyerek çıkar ve sedyeye yatar. Günlerden salıdır, hafta içi ve saat 18:00 olmasına karşın hastanede genel cerrah yoktur ve Tekiner’e ilk müdahaleyi bir kadın doğum doktoru yapar. Ancak Mehmet Zeki Tekiner, vücuduna isabet eden dört kurşundan bir tanesinin kalbine denk gelmesi ve aşırı kan kaybetmesi nedeniyle kurtarılamaz.

TEKİNER’İ KORURKEN HAYATINI KAYBEDEN BAKKAL YÜKSELBABA

Nevşehir Şehir merkezinde olmalarına ve civarda sürekli polis bulunmasına rağmen o gün olayın gerçekleştiği bakkal dükkânına polis çok geç gelir. Olayın 9 yaşındaki görgü tanığı, amcası Yavuz Yükselbaba’nın kanlar içindeki cesedinin uzun süre, üzeri bile örtülmeden yerde beklediğine ve kim olduğu bilinmeyen sivil bir aracın gelerek cesedi battaniyeye sararak götürdüğüne şahit olur.

Olay günü Nevşehir emniyetindeki bir başkomiser, polis ekibini “yanlış” yönlendirir, tetikçilerin aslında gittikleri yönün aksine, tam ters yöne, Göre yoluna kaçtıkları bilgisini verir. Tetikçiler dört gün şehir merkezinde kiraladıkları evde saklanır daha sonra arabayla alınarak Kayseri’ye kaçırılır.

100’ÜN ÜZERİNDE MİLLETVEKİLİ VE SENATÖR CENAZEDEYDİ

Cenazesi 18 Haziran 1980 günü, Tekiner ve Yükselbaba’nın cenaze namazları Nevşehir Kurşunlu Cami’de kılınacak, Yükselbaba Nevşehir’de defnedilecek ve Tekiner’in naaşı Meclis Töreni yapılmak ve Ankara’da defnedilmek üzere yola çıkarılacaktır. O gün CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve 100’ün üzerinde milletvekili ve senatör cenaze için Nevşehir’e gelir ve CHP örgütü tarafından İçişleri Bakanlığı’na bir gün öncesinden cenaze törenine katılım ile ilgili bilgi verilir. Nevşehir’e gelen konvoy şehre girer girmez otobüslere doğru sözlü saldırılar ve ardından bir taş yağmuru başlar. Otobüslerin camları kırılmış ancak kimse olaylara müdahale etmemiştir. Otobüsler bu halde cenazeleri almak üzere hastanenin önüne gelir, bekleyen kalabalığa Genel Başkan Bülent Ecevit bir konuşma yapar. Ecevit konuşmasında tüm Nevşehirlilere başsağlığı diler ve Zeki Tekiner’in; Türk halkının mutluluğu uğrunda, barış uğrunda, özgürlük uğrunda verdiği mücadeleden yıldırmak isteyenlerin saldırısına uğradığını belirtir.

Ecevit, “Ulusun bir bölümünü düşman ilan edenler, kendi ulusunun insanlarını öldürtenler bu ulusun dostları olamazlar… Biz ölülerimizin başında bile kinden, intikamdan söz etmeyiz. Yüreğimiz kanasa da ağlarken kimseye düşmanlık gütmeyiz. En yaslı günümüzde de düşmanlıkların kurbanı olan sevgili arkadaşlarımızın cenazeleri başında da ancak dostluk çağrısında, sevgi çağrısında bulunuruz. Çünkü biz insan severiz. Çünkü biz Türk ulusunu severiz...” der.

Ecevit’in konuşmasının sona ermesinden sonra cenazeler, cenaze namazının kılınması için camiye götürülmek üzere omuzlara alınır. Kortej, Cumhuriyet Caddesi’ne çıktığında, ara sokakta hakaret ve nefret dolu sloganlar atan 50-60 kişilik bir grupla karşılaşır. Grubun bulunduğu sokağın tam karşısında, inşaat halinde olan yedi katlı bir binadan ve onun karşısındaki TEK binasının çatısından cenaze konvoyuna otomatik silahlarla çapraz ateş açılır, bir yandan da taşlı sopalı saldırı yeniden başlar. Beşi milletvekili olmak üzere dokuz kişi yaralanır. 

Çatışma sırasında Muş Milletvekili Burhan Garip Şavlı kalçasından ve Gençlik Kolları Genel Sekreteri Mustafa Kemal Tekin ayağından kurşunla, milletvekillerinden Burhan Ecemiş, Hayri Mumcuoğlu ve Mukbil Abay taş ve darp sonucu yaralanır, Yücel Akıncı ise sırtına aldığı darbe sonucu omuru kırılarak bir çukura atılır.

O güne tanıklık edenler, infial sırasında cenazenin acısını daha da derinleştiren bir başka tabloyla karşı karşıya gelirler. Tekiner’in Türk Bayrağı’na sarılı naşı, 20 dakika kadar yerde kalır ve çapraz ateşe tutulan tabuta 13 kurşun isabet eder. Tekiner, 18 Haziran günü tekrar tekrar öldürülür. Ecevit gördüğü manzara karşısında bağırır: “Vurun, beni de vurun kalleşler.”

AKŞAM SAATLERİ OLMASINA KARŞIN HASTANEDE SADECE DİŞ HEKİMİ VARDI

Saldırılar sırasında yaralananlar Nevşehir Devlet Hastanesi’ne götürüldüğünde hastanede hafta içi ve öğle saatleri olmasına karşın, diş hekimi haricinde doktor bulunamaz. Bunun üzerine yaralılar bir araca bindirilerek Ankara’ya gönderilmek istenir, şehrin çıkışında yaralıları taşıyan araca da taşlı saldırılar devam eder.

Ecevit olayları anlatmak ve Başbakanı aramak üzere vilayete geldiğinde telefonların da çalışmadığı görülür. Anlaşılan, Nevşehir’in diğer kentlerle bağlantısı tamamen kesilmiştir. Bir süre sonra telefon hattı açılır, ancak bu kez de Başbakan Ankara’da bir türlü bulunamaz. Ecevit, Başbakan Demirel’in özel kalem müdürüne Nevşehir’de can güvenliği olmadığını, beş milletvekilinin yaralandığını ve buraya yeterli devlet desteği gelmeden Nevşehir’i terk etmeyeceğini bildirir. Bir saat geçmesine karşın Başbakanlık’tan bir haber gelmeyince Ecevit, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’i arar ve bu görüşme sonrasında Kayseri Hava İndirme Tugayı’ndan 500 komando Nevşehir’e gönderilir.

ECEVİT: “DEVLET NEVŞEHİR’DE İNŞA EDİLENE KADAR BURADAYIZ”

Aradan bir buçuk saat geçtikten sonra Başbakan Ankara’da bulunabilir ve Ecevit mevcut durumu kendisine aktarır. Telefonu alan Nevşehir Valisi ise olayların abartıldığını söyleyince Ecevit tekrar telefonu alıp, valinin bu teşhisleriyle burada can güvenliğinin sağlanamayacağını belirtir. Başbakan’a “Nevşehir’de devlet yoktur. Buradaki Vali asayişi sağlayamamaktadır. Nevşehir’den devletin inşası sağlanana kadar ben CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve milletvekillerim Nevşehir’i terketmeyeceğiz” çıkışını yapmıştır.

Bu sırada bir grup partili camiye giderek cenaze namazlarının kılınmasını sağlar. Yavuz Yükselbaba defnedildikten ve şehirde güvenlik sağlandıktan sonra milletvekilleriyle birlikte Tekiner’in ailesi saat 19.20’de Nevşehir’den ayrılır. Civar illerden cenazeye katılanlar geri dönmek için garaja gittiklerinde otobüs bulamaz, otobüs sahiplerinin tehdit edilerek halkı taşımaları engellenir. 

ZEKİ TEKİNER'İN 37. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ

Tüm bu olayların ardından Nevşehir Emniyet Müdürü Haydar Tek 17 kişinin yakalandığını duyurur ancak yakalanan kişilerin Ordu’dan çalışmak için gelen mevsimlik işçiler olduğu anlaşılır. Gerçek, polisin hiçbir şekilde araştırma yapmadığı ve belki de suçluları koruduğunu göstermektedir.

 Ecevit'in o konuşması:

19 Haziran 1980’de Mehmet Zeki Tekiner’in cenazesi için ilk tören yoğun güvenlik önlemleri altında Ankara’da CHP Genel Merkezi’nin önünde saat 10.30’da yapılır. Çevre Sokak’tan Cinnah Caddesi’ne kadar hınca hınç dolu olan partililere Ecevit burada da bir konuşma yapar:

“Nevşehir CHP İl Başkanı değerli ve yürekli arkadaşımız Zeki Tekiner’i yitirmiş bulunuyoruz. Kendisi uzun yıllar, bir CHP’li olarak, Kurucu Meclis üyesi olarak, Milletvekili olarak, İl Başkanı olarak Türkiye’de özgürlüğün yaşaması, demokrasinin güçlenmesi ve ülkemize barış gelmesi için mücadele verdi. Ve bunlar uğrunda sonunda Zeki Tekiner canını verdi. Allahtan kendisine rahmet dilerim. Zeki Tekiner’i öldürenler, bir anayı evladından yoksun bıraktılar, bir anayı da eşinden yoksun bıraktılar, üç küçük yavruyu babalarından yoksun bıraktılar. Ailelerini, bir aileyi değerli evlatlarından yoksun bıraktılar. Nevşehirlileri ise kendilerinin özgürlüğü için, insanca yaşamak hakkı için ve Nevşehirlilerin, Türk halkının can güvenliği için uğraş veren yürekli bir hemşerilerinden ayırdılar. Zeki Tekinerimizi ve onun değerli mücadele arkadaşı, partili arkadaşı, partili arkadaşımız Yavuz Yükselbaba’yı da öldürdüler. Onları öldürenlerle birlik olanlar dün, cenazelerin kaldırılmasına bile engel olmak istediler. Türk bayrağına sarılı tabutlar üstüne ve onları camiye taşıyanların üstüne ateş açtılar. Milletvekillerimiz, senatörlerimiz ve bir gencimiz yaralandı…

Düşman uluslar bile birbirlerinin cenazesine olsun saygı gösterirler. Dün Nevşehir’de cenaze töreninde yaratılmak istenen durum, işgal altındaki ülkelerinde bile görülmeyecek durumdu. Kendi milletinin bir bölümüne düşmanlık ilan edenler milliyetçi olamazlar. Kendi dindaşlarının cenazesine ateş edenler dindar olamazlar…”

Ecevit’in bu konuşmasının ardından CHP Genel Merkezi’nden TBMM’ye büyük bir cenaze korteji polis korumaları eşliğinde yürür, saat 11.00’daki Meclis Töreni’ne CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu dışında diğer parti temsilcileri ve Başbakan Süleyman Demirel katılmaz. Törenin ardından Tekiner’in naaşı Ankara Cebeci Mezarlığı’nda defnedilir.

Tarih Not Düştü:

12 Eylül tarihin üzerine düşmüş kara bir lekedir. Aradan 35 yıl geçmesine rağmen acısını dün gibi yaşadığımız 12 Eylül’ü unutmamız ve unutturmamız mümkün değildir. 

İşte kısaca özetleyecek olursak o tarihlerde Nevşehir de bir çok Aileler ya evlatlarını ya çocuklarını kaybettiler kimi mezara giderken kimi hapsaneye kimi hastaneye gidecek ve o günlerin izlerini ömür boyu taşıyacaklardı.

Bu vesile ile o dönemde hayatlarını kaybeden Tüm Ülkücü ve Sol görüşlü bütün vatandaşlarımızla birlikte o dönemin CHP Nevşehir İl Başkanı Av. Zeki Tekiner’i ve yine masum bakkal Yavuz Yükselbaba'yı da rahmetle anıyoruz.

Ayrıca Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in ve yüzlerce dava arkadaşının yargılandığı bu kara günde, hayatlarını kaybeden tüm değerlerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz. 

Allah bir daha o günleri asla yaşatmasın ....

Ve Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların son bulmasını diliyoruz...






Mehmet Zeki Tekiner
Nevşehir’de 1929 yılında doğdu. Dört çocuklu bir ailenin ilk erkek çocuğu olması sebebiyle, çocukluğunu Ankara’da ‘varidat müdürü’ olarak görev yapan babasının yanında değil, dedesinin isteği üzerine Nevşehir’de geçirdi ve öğrenimine burada başladı. O dönemde Nevşehir’de lise bulunmadığı için Ankara’daki Kurtuluş Lisesi’ne giden Tekiner, 1952 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Adıyaman’ın Besni ilçesinde bir yıl boyunca savcılık yaptıktan sonra serbest avukatlık yapmak üzere Nevşehir’e döndü.
Tekiner, 1951 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) üye oldu. 1955 yılında CHP Nevşehir il başkanlığını üstlendi. 27 Mayıs’ın ardından 1961’de Nevşehir il temsilcisi olarak TBMM’de kurucu meclis üyeliği yaptı ve 1961 Anayasası’nın hazırlanmasında hukukçu olarak etkin rol aldı. Çeşitli tarihlerde il başkanlığı yapan Tekiner, 1973’te Nevşehir CHP milletvekili seçildi. 1977 yılındaki senatör adaylığının ardından öldürüldüğü güne kadar il başkanlığı görevini sürdürdü.
Nevşehir’de genelde siyasi davalarda ilk adres olarak başvurulan ve bu davaları hiç bir karşılık beklemeksizin üstlenen, Orta Anadolu’nun kanaat önderlerinden olan evli ve üç çocuk babası Mehmet Zeki Tekiner, 11 Şubat 1980 tarihinde evinde uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. 17 Haziran 1980’de şehir merkezinde uğradığı ikinci silahlı saldırı sonucu ise hayatını kaybetti 
18 Haziran 1980 günü Nevşehir’de düzenlenen cenaze töreninde konvoya çapraz ateş açıldı, çok sayıda milletvekili ve vatandaş yaralandı. Olaylar sırasında yirmi dakika boyunca yerde kalan tabuta 13 kurşun isabet etti. Tekiner, 19 Haziran 1980 günü Ankara’da TBMM’de ve CHP Genel Merkezi önünde düzenlenen yoğun katılımlı törenler sonrasında son yolculuğuna uğurlandı.
 
(Kaynak: Toplumsal Bellek Platformu).