Kur'an-ı Kerim'in bilimsel mucizelerinden biride Rabbimizin şu ayette ifade ettiği bir hadisedir.

“İki denizi birbirlerine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.” (Rahman Suresi 19-20)
 
Evet, ayetin ifadesi akıllara durgunluk verecek bir tarzdadır. Zira ayet-i kerime, onca fırtına ve dev dalgalara rağmen denizlerin birbirine karışmadığından haber vermektedir. Halbuki bırakın dalgalı denizleri, bir çay bardağında bile iki farklı sıvıyı karıştırmadan bir arada tutmak imkansızdır.


DOST İSTERSEN HZ. ALLAH YETER

Dünyada dost ister isen Hazreti Allah yeter, 
Mürşid-i kâmil ister isen Hazreti Kur'an yeter, 
Delil ister isen Hazreti Muhammed yeter, 
Meşgul olmak ister isen ibadet yeter, 
İbret almak ister isen ölüm yeter, 
Zengin olmak ister isen kanaat yeter, 
Bunlar da yetmez der isen Nâr-ı Cehennem yeter... 

Kaderde ne ise odur etme merak, 
Uyma kendi nefsine, Hakkın emrine bırak, 
Altundan ağacın olsa, zümrütten yaprak, 
Akibet gözünü doyurur bir avuç toprak. 

Bul erbabını danış akıl, dinlemek ferasettir, 
Zaman ahir oldu, zuhur eden alamettir, 
Heva-i nefsine uyma; sabrın sonu selamettir, 
Ne aldandın be hey şaşkın bu can sana emanettir. 

Mal ve mülkle mağrur olma, deme var mı ben gibi 
Bir muhalif rüzgâr eser, savurur harman gibi, 
Dünya malı elde iken düşmanların dost olur, 
Elde bir şey kalmayınca dost bile düşman olur. 

İbret gözüyle bakın dünya misafirhanedir, 
Bir mukim insan bulunmaz ne tuhaf bir hanedir, 
Bir kefendir en sonu zengin-fakir sermayesi, 
Malına gururlanan gafil değil ya nedir? 


Üstad Said-i Nursî'nin yorumu; 

Dost istersen Allah yeter. 
Evet o dost ise, herşey dosttur. 

Yârân istersen Kur'an yeter. 
Evet ondaki enbiya ve melaike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder. 

Mal istersen kanaat yeter. 
Evet kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden, bereket bulur. 

Düşman istersen nefis yeter. 
Evet kendini beğenen, belayı bulur zahmete düşer; kendini beğenmeyen, safayı bulur, rahmete gider. 

Nasihat istersen ölüm yeter. 
Evet ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır..


Furkan Suresi 53 - İki denizi (birbirine) salıp katan O'dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur. Rahman Suresi 19-20: (Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar. Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.




 
Denizaltı araştırmaları ile ünlü Fransız bilim adamı Kaptan Jacques Cousteau denizlerdeki su engelleri ile ilgili yaptığı araştırmaların sonucunu şöyle anlatmaktadır: “Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz’in kendine has tuzluluğu ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor.

Sonra Atlas Okyanusu’ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz’den tamamen farklı olduğunu gördük. Halbuki Cebeli Tarık Boğazı’nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite yakın olması gerekiyordu. Oysa ki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda bile ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık. Çünkü bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu. Aynı türden bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından Aden Körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendep Boğazı’nda da bulunmuştu. Daha sonraki incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna tanıklık ettik.”
Kaptan Cousteau’yu şaşırtan bu durum, denizlerin birleşmesine rağmen suların karışmaması, Kuran’da 14 asır önceden söylenmiştir. Çıplak gözle algılanamayan ve suyun algılanan özelliklerine ters gibi gözüken bu özellik, ilk olarak Arap Yarımadası’nın denizcilikle ilgisi olmayan insanlarına açıklanmıştır.