Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde düzenlenen basın açıklamasında Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak ilan edilmesine tepkiler dile getirildi.
Anadolu Gençlik Derneği öncülüğünde yapılan İHH, Ülkü ocakları ve öğrenci konseyinin desteklediği basın açıklamasında; “Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’in kanlı ortaklığı ve işgal planları devam ediyor. 2003’de ABD dış işleri bakanı tarafından Orta Doğu’da 22 ülke dönüşüme uğrayacak, söylemi harap olan onca ülkeden sonra, 2017’de başkent değiştirme noktasına gelmiştir. Siyonizm taşeronu Trump, Filistin’in başkenti Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacaklarına ve Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacaklarına dair açıklamalarda bulunmuştur. Kudüs’le ilgili böyle hadsiz ve hukuksuz bir tasarruf ABD’yi de İsrail’i de hiç ummadıkları bir neticeyle karşı karşıya bırakacaktır. ABD, Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya, Yemen’e bütün dünyaya katliam yayan seri bir katildir. ABD kendi kıtasından çıkıp, Orta Doğu’da işgalci İsrail’in planlarına öncü kuvvet olarak zemin hazırlamaktadır. Bu çıkış aynı zamanda ABD’nin bu plandaki yerini alenen ayyuka çıkarmaktadır. Bu plan bölgemizi ve insanlığı tehdit eden, Irak’ı parçalayan, Suriyelileri mülteci hale getiren, bir ucu Türkiye’mize dayanan Siyonizm planıdır. Kudüs meselesi bu plandan gayrı bir mesele değildir. ABD’nin aldığı bu karar sadece Müslümanları ilgilendiren bir karar değil vicdan sahibi olan her insanı ilgilendiren bir karardır. ABD burada insanlığa karşı da bir suç işlemektedir çünkü bir milletin ve devletin sınırları içerisinde başka bir devlet adına temsilcilik açma gibi bir işgal girişiminde bulunmuştur. Elindeki kara propaganda gücü ile İslam’ı ve Müslümanları terörle özdeşleştirmeye çalışan ABD’nin, sadece dünya silah ticaretindeki liderliği ile dahi terörün yuvası olduğu tescillidir. Dostunu düşmanını bilemeyen, dostunu düşmanını seçemeyen toplumlar yüzüstü düşmeye mahkum kalırlar. Biz her zaman söyledik ve söylemeye devam ediyoruz: ABD’nin gölgesinde bir yere varılmaz ve Siyonist İsrail sözden, hamasetten değil ancak güçten anlar. Bütün felsefeleri böl parçala yönet, kullan-at olan bir zihniyete devam eden bağlılığımızı biz üniversite gençliği olarak anlamış değiliz. Mavi Marmara sonrası İsrail ile yapılan anlaşma metninde, ikili muhattabın “Ankara ve Kudüs” olarak yer alması, bu anlaşmanın bu haliyle yetkililerimizce kabul edilmesi kafamızı karıştırmaktadır. O anlaşma derhal yırtılıp çöpe atılmalıdır. Kadim bir İslam şehri olan Kudüs’ü, ilk kıblemiz olan Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak nitelendirmek açık bir savaş çağrısından başka bir şey değildir. 1967’de İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgal etmesi, 1980’de ilhak etmeye kalkması ve bugün ABD’nin o zamandan beri fiilen İsrail'in işgali altında olan Kudüs’ü başkent olarak addetmesi işgali resmen tanımak manasına gelmektedir. Kudüs bizim onurumuzdur, iffetimizdir. Böyle hadsiz ve hukuksuz bir sürece kimse reel politik söylemiyle izahat getiremeyecektir. Her Müslüman’ın Kudüs’e olan bağlılığının ve sadakatinin, siyasilerin ABD ve İsrail’le olan ilişkilerinden daha kuvvetli olduğunu herkes görecektir. Siyonizm’in kuklası Trump ve politika yapıcıları bu küstahlıktan ve hadsizlikten mutlaka vazgeçmelidirler. Ancak biz biliyoruz ki Trump bu söylemlerinden vazgeçse de, bu söylemleri bir süre rafa kaldırsa da asırlık hesap başka bir anda yine gün yüzüne çıkacaktır. O sebepten, Üniversite gençliği müteyakkız ayaktadır. Üniversite gençliği hiçbir işe yaramayan kınamalar ya da lanet okumalardan bıkmış usanmıştır. Kudüs, İslam’ındır ve ebediyen Müslümanların kalacaktır. Kudüs, Müslümanlarındır ve ebediyen Müslümanların kalacaktır. Bu coğrafyada huzurun iki şartı vardır: Bir. Amerika mutlaka evine geri dönecektir. İki. İsrail mutlaka işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır. Hamaset yapmıyoruz. Allah’a ve ahiret gününe inanıyoruz. Bu coğrafyanın gençleri Moğol istilasının nasıl üstesinden geldiyse, 19 Haçlı seferini nasıl boşa çıkardıysa, bugün bu aşağılık girişimi de geldiği yere gönderecektir. Şu, İslam ülkelerinin bilmesi gereken bir gerçektir ki, emperyalizmi ruhlarımızdan atarsak o topraklarımızdan çıkacaktır. Kampüs; hakkın, haklılığın, zulme karşı tavır almanın yurdu olmaya devam edecektir. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır” denildi.