Anahtar Parti Nevşehir Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkiler Başkanı Ümüt Karaca’dan Küresel Topluma Çağrı

Anahtar Parti Nevşehir Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkiler Başkanı Ümüt Karaca, yaptığı açıklamada, Türk Milleti'nin şerefini ve insanlık onurunu savunmak üzere vicdanlarının kendilerine yüklediği sorumluluğu tüm dünyaya duyurmak için bu açıklamayı yaptıklarını belirtti.Karaca, Doğu Türkistan'da yaşananların bir coğrafyanın kaderi değil, tüm insanlığın yüz karası olduğunu vurguladı.

"Kıymetli basın mensupları, aziz milletimizin vicdanı olan onurlu insanlar," diyerek sözlerine başlayan Ümüt Karaca: "Çin Halk Cumhuriyeti, Uygur, Kazak ve diğer Türk unsurlarına karşı, tarihin kaydettiği en vahim uygulamaları hayata geçiriyor. Kamplarda hapsedilen canlarımızın, zorla kısırlaştırılan kadınlarımızın, tecavüze uğrayan namuslarımızın, beyinleri yıkanan çocuklarımızın ve en önemlisi temel insan hakkı olan dini inanç ve ibadet özgürlüğü elinden alınan kardeşlerimizin yaşadığı mağduriyet, yeryüzünün her köşesinden duyulmak zorundadır! Biz, bu zulme sessiz kalmayacağız! Zira bizler, kardeşlik hukuku gereği, mazlumun yanında durmayı namus borcu bilmiş bir milletin evlatlarıyız. Dünya, Çin'in ticari çıkarları uğruna, bir millete uygulanan sistematik insan hakları ihlallerine ve soykırım politikalarına göz yumuyor. Bu, sadece bir siyasi hata değil, en ağır insanlık suçudur!" dedi.

Anahtar Parti’nin Duruşu ve Küresel Vicdan Çağrısı:
"Biz Anahtar Parti olarak, meseleyi ekonomik ve diplomatik denklemlerin çok ötesinde, bir inanç ve vicdan meselesi olarak görüyoruz. Türk milleti, kendi kardeşine yapılan zulme kayıtsız kalamaz. Bu yüzden, uluslararası kurumlar ve büyük devletler ticari kaygılarla sustuğunda, Anahtar Parti bu milletin sesi olmaya devam edecektir. Doğu Türkistan’daki milletimizin çekmiş olduğu eziyetler, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu yaralar sarılmadan, Türkiye’nin gönlü huzur bulmayacaktır! Bu meseleyi sadece bir azınlık meselesi olarak görenler, Türk olmanın şerefini idrak edemeyenlerdir."

Uluslararası Platforma Yönelik Acil Eylem Çağrısı:
Karaca, açıklamasının son kısmında sesini yükselterek, cihanın vicdanına net bir çağrı yaptı:
* Uluslararası Topluma Hukuk ve Sorumluluk Çağrısı: Ey büyük devletler! Küresel barış ve insan hakları söylemleriniz, Doğu Türkistan'daki toplama kamplarının gerçeği karşısında test edilmektedir. Çıkarlarınız, insanlıktan ve uluslararası hukuktan daha mı kıymetlidir? Uluslararası insan hakları sözleşmelerinin temelini oluşturan inanç, ibadet ve ifade özgürlüğünün derhal tesis edilmesi için baskı uygulanmalıdır. Derhal, uluslararası hukuk çerçevesinde, caydırıcı ve etkili ekonomik ve diplomatik yaptırımları en üst seviyeye çıkartılmalıdır! Sadece kınama metinleri değil, sorumluluk bekliyoruz.
* Birleşmiş Milletler (BM)'e Açık Mektubumuzdur: BM İnsan Hakları Konseyi, ya üzerine düşen görevi yapacak, ya da küresel sistemin çürümüşlüğünün belgesi olarak tarihe geçecektir! Konsey, derhal bölgeye sınırsız yetkiye sahip bir heyet göndermeli, kampların derhal kapatılmasını sağlamalı ve insanlık suçlarının sorumlularını uluslararası yargı mekanizmalarına taşımalıdır. Söz değil, acil eylem istiyoruz!
* Çin Hükümeti'ne Yönelik Kararlılık Mesajımız: Yapılan tüm insan hakları ihlallerine son verilmesi ve temel hakların iadesi, uluslararası toplumun temel beklentisidir. Bu davaya olan kararlılığımız tamdır; Doğu Türkistan'da adalet ve hürriyetin tesis edilmesi yönündeki mücadelemiz sürecektir.
* Küresel İnsan Hakları Kuruluşlarına Destek Çağrısı: Tüm sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası medya kuruluşlarını ve insan hakları savunucularını, Doğu Türkistan'daki zulmün sesi olmaya ve yerinden edilmiş Türk topluluklarına yönelik insani yardım faaliyetlerini artırmaya davet ediyoruz.
"İnsanlık vicdanı, ya Doğu Türkistan için ayağa kalkar, adalet ve hürriyetin tesisini sağlar, ya da bu utanç hepimizin omuzlarına yüklenir! Anahtar Parti olarak, bu sessizliğe itiraz etmeye ve kardeşlerimizin uluslararası güvence altında hürriyetlerine kavuşmaları için yılmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Milli onurumuz ve kardeşlerimizin hakkı için mücadelemiz sürecektir."
Saygılarımızla.