Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

15 Yüzyılda Kapadokya diye bilinen bölgede Bektaşilerle(Bektaşlu) Hıristiyanların İç -İçe yaşadıkları Tapu ve Tahrir defteri kayıtlarından anlaşılmaktadır. Hıristiyanlarla Bektaşluların iç -içe yaşadığı bu köyler içinde birisi de, eski zamanlarda “Manavi” diye isimlendirilen Tatlar İni’ diye bilinen Tatlarin Köyüdür. Bu köy XVI. yüzyıla girilirken yurtluk adı altında Bektaş oğlu Kayseri’de oturan Miralay Seydî Ahmed’e verilmiştir( Beldiceanu). Tatlar İni köyünün iki mezrası Bektaşlu oymağına verilmiştir(TT 150).

Hacı Bektaş-i Veli, Osmanlı yönetimi tarafından saygı da kusur edilmeyen, Bazen Sulucakarahüyük bazen de Tuzköy’de ikamet eden ünlü bir Türk büyüğüdür. Tuzköy’deki Tuz Madeni Hacı Bektaş-i Veli tarafından bulunmuştur. Osmanlı yönetimi bölgedeki vergi gelirlerinin bir kısmını Hacı Bektaş-i Veli Zaviyesine bırakmıştır. Miralay Seydi Ahmed’e Bektaşlu aşiretine mensuptur.

Miralay Seydi Ahmed derinlemesine incelenmesi gereken bir kişidir. Çünkü uzun yıllar Hacıbektaş, Gülşehir, Aksaray, Ürgüp, Avanos bölgesindeki çiftlik, yurtluk ve arazilerin tımar sahibidir. Bu durum Kalenderiler Ayaklanmasından sonra Hacı Bektaş-i Veli Dergahı’nın kapatılmasıyla Kanuni döneminde değişmiştir.

İrene Beldiceanu tespitlerine göre; Tatlar İni Köyünde Tahrir defterine kaydı tutulan 870 akçe cizye gelirini köyün papazının (keşiş )iki oğluna bırakılmıştır(TT154). Köy merkezinde Hıristiyanlar yaşamaktadır . Köydeki vergi mükelleflerinin isimleri incelendiğinde karşımıza çıkan çok sayıda Türkçe isim çıkmaktadır. Tahrir defterlerinde rastladığımız Yorgi, Saru isimli birinin oğluydu; Mavrozom oğlu Yuri ise Gökçe isimli bir oğula sahipti. Vasil’in oğlunun ismi da Tursun idi. Esen oğlu Turmuş ‘da tahrir defterinde kayıtlı vergi mükellefidir. Bu da 15.YY da Tatlarin’de Hıristiyan ahali ile Müslüman halkın iç içe yaşadığını göstermektedir. Hatta Müslüman ve Hıristiyan toplulukların birbirinden çokça etkilendikleri de konulan isimlerden anlaşılmaktadır.

Tatlar İni köyü sakinleri arasında özellikle dikkat çeken bir isimde, Farsça’da Zerdüştlüğe bağlı kişiyi tanımlamak için kullanılan “Zindek” sözcüğüdür. Araştırmacı Beldiceanu tahrir defterinde Tatlarin kayıtlarında rastladığı, bu sözcüğü özellikle irdelemiştir. Sözcük Osmanlı dilinde “zındık” şeklini almış sapık ve sapkın anlamına gelmektedir. Zaten köyün ismi de Tatlar-İn (yani Tat halkının) mağarası anlamındadır. “Tat” sözcüğü bir kavim adı olduğu gibi, Osmanlıca’da Persleri ya da yabancıları (G.Clauson) tanımlamaya yarıyor. Yani ötekisi anlamına geliyor.

Tatlar İni yerleşim biriminin(Şimdiki Nevşehir Tatlarin Kasabası) II. Mehmed döneminde “Manavi” ismiyle de bilindiği, Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar Kayseri de oturan Bektaşlu Oymağına bağlı Seydî Ahmed’e tımar olarak verilmiştir. Seydi Ahmed Karamanlı bölgesinde saygın bir ailenin mensubu olarak tanıtılmaktadır. Tatlar-İn Köyü’nün Osmanlı İmparatorluğunda özellik Yavuz ve Kanuni döneminden sonra genellikle Çepniler ile birlikte değerlendirildiği görülmektedir.

Doğudan ve güneyden Anadolu’ya sık sık seferler yapılması sebebiyle yerli halkla gelenlerin karıştığı da anlaşılmaktadır. Aynı dönemde bölgede Hıristiyanlığı benimsemiş Çepni ve Tatar Türk boylarına da rastlanmaktadır. Örneğin Göstesin Köyünde Mihail oğlu adında bir Tatar vergi mükellefi vardır( Beldiceanu).

XIII. yüzyılda inşa edilmiş bir kiliseye de sahip olan Tatlar İni (TT 176 -günümüzde Tatlarin), Bektaşlu oymağı mensuplarının bu köye bağlı mezralarda ekim yaptıkları bilinmektedir. Bektaşlu oymağı, bir Türkmen oymağıdır.

Tahrir defterleri, Kapadokya’daki Türk Hıristiyan unsurların XVI. yüzyıla girilirken de varlıklarını sürdürdüklerini anlaşılmaktadır. Tatlarin Kasabasında yaşayan Hıristiyan unsurların önemli bir kısmının 1924 mübadelesinden çok önce bölgeden ayrıldığı da bilinenler arasındadır.

Ne acıdır ki ülkemizde her üniversitenin bir (bazılarında birden fazla)tarih bölümü olmasına rağmen Osmanlı belgelerini bile yabancı araştırmacılar ortaya çıkarmaya devam etmektedirler. İrene Beldicaenu bunlardan birisidir. Kapadokya bölgesi konusunda da en ciddi çalışma yapan yabancı araştırmacılar arasındadır.

Yararlanılan Kaynaklar:

İrene Beldiceanu-Steinherr(Çev. İzzet Çıvgın); Osmanlı Tapu-Tahrir Defterleri Işığında Bektaşiler(XV-XVI )Yüzyıllar, Alevi Bektaşi Araştırmaları Dergisi, Sy 3

İrene Beldiceanu-Steinherr; Osmanlı-Öncesi Dönemde Anadolu’da Vergilendirme ve Tarım Arazileri Mülkiyeti, Journal Of The Economic And Social History of Orient Cilt XIX/3 Leyde 1976

İrene Beldiceanu-Steinherr : Osmanlı Tahrir Defterine Göre Orta Anadolu Coğrafyası, Academie des İnscriptıon/Belles Letrres 1982 paris

A.Gölpınarlı; Vilayetname –Manakıb-ı Hünkar Hacı Bektaş-i Veli,1958 İstanbul

Faruk Sümer ; Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri,Boy Teşkilat , Destanları 3.Baskı İstanbul 1980

TT : Başbakanlık Arşivleri Tapu ve Tahrir Defteri Kataloğu

G.Clauson ; An Etymological Dictionary, Pre Thirtenth Centry Turkısh Oxford 1972

Dr Lütfi Üçer; XVI-XVII Asırlarda Osmanlı İmparatorluğunda Hububat Meselesi ve Hububattan Alınan Vergiler, İstanbul Üniversitesi Yayını,1964