ANADOLU BÜLBÜLÜ YA DA SELAHATTİN KÜÇÜKDAĞ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Bazı kaynaklarda 1910 yılında doğduğu belirtilen ancak mezar taşına göre 01.07.911 tarihinde Avanos’ta doğan ve “Avanoslu Selahattin” olarak tanınan halk ozanı, soyadı kanunu ile birlikte önce “Ercan” soyadını almış, daha sonra soyadını Küçükdağ olarak değiştirmiştir. 1929/1945 yılları arasında doldurduğu taş plaklarla kısa sürede ülkemizde ve bölgemizde tanınmıştır. 05.02.1973 tarihinde yaşamını yitiren ozanın 22 adet plağı bilinmektedir.

Oğlu Muharrem’in verdiği bilgilere göre; Eşinin veremden ölmesi üzerine üç evlilik yapan Selahattin özellikle İstanbul’da birlikte yaşadığı Rum kızından çok etkilenmiş ve servetini burada yitirmiştir. 1945 yılında Ankara Belediyesinde biletçi olarak göreve başlamış ve 1972 yılında emekli olmuştur. Yaşamını Ankara’da yitiren sanatçının mezarı Avanos’ta bulunmaktadır. İlk eşi Hidayet’ten Muharrem isimli oğlu, ikinci eşinden ise iki kızı olmuştur. Kendisi ilkokul mezunudur.

“Gökte Yıldız Ellidir”, “Gökteki Yıldızın Üçü Terazi”, “Karşı Bağda Sıra Sıra Bademler”, “Taşa Çaldım Ayva ile Narımı” türküleri ile tanınmıştır. Özellikle “Gökte Yıldız Ellidir” türküsündeki “Gökte yıldız ellidir / Ellisi de bellidir / Sevda çeken güzelin / Gözlerinden bellidir / Kekliğin kayada sekişi sekiş / Gül ile bülbülün ettiği çekiş / Yarin iğnesiyle dikilen dikiş / Kıyamete kadar sökülmez imiş / Sür koyunun dördünü / Sev yiğidin merdini / Sever isen güzel sev / Çekme çirkin derdini / İreyhanım duvarda / Bir yar sevdim hovarda / Mevlam bizi kavuştur / Su yolunda pınarda” sözleri ile milyonlara ulaşmıştır.

“Taşa çaldım ayva ile narımı” türküsüyle tanınan Avanoslu Selahattin Küçükdağ'a (Avanoslu Selahattin) ait eserlerin bazıları ahırlardan toplanan taş plaklar ve 4 yıllık bir araştırma sonunda gün yüzüne çıkarılarak Yılmaz İşçen tarafından kitaplaştırılmıştır.

Yıllar öncesi bölgemiz üzerine araştırma yapan Osman Bölükbaşı’nın yeğeni Hasan Şahin, yanında birisiyle Ankara’da büroma gelmiş ve yanındaki kişiyi tanıştırırken, “Avanoslu Selahattin’in oğlu Muharrem, Ankara Demetevler’de oturuyor” demişti. Kısa süreli sohbet ettiğimiz oğul Muharrem babasının eserlerinden ve büyüklüğünden ne yazık ki habersizdi. Babası ile ilgili pek de olumlu şeyler duyamadım ağzından, sadece plaklarından telif hakkı alıp alamayacağı konusuyla meşguldü çok üzüldüm.

Türküleri seslendirmedeki yeteneğinde dolayı “Anadolu Bülbülü” olarak da bilinen Avanoslu Selahattin’e ait türkülerin gün yüzüne çıkarılarak kitaplaştırılmasına öncülük eden ses sanatçısı Serkan Vural, yaptığı açıklamada, “Avanoslu Selahattin’e ait belgeleri toplarken, özellikle onun doldurduğu taş plaklar bize çok yol gösterdi. Bu plakların bir kısmı çok iyi korunurken, bir kısmını ise ne yazık ki ahır köşelerine terk edilmiş halde bulduk” demiştir (Haber 3, 19.02.2011).

Avanoslu Selahattin’in hayat hikayesinin ve eserlerinin yer aldığı bilgileri Avanos Belediyesi tarafından yayınlanan “Avanos Halkbilim Araştırmaları ve Avanoslu Selahattin” adlı kitapta yaşam öyküsünü bulmamız mümkün. Avanos Belediyesi bir kadirşinaslık göstererek, sanatçının adını Avanos’ta bir caddeye de vermiştir.

Cumhuriyet sonrası ulusal anlamda Avanos’un Türkiye genelinde tanınan tek ses sanatçısı olan Avanoslu Selahattin’in yaşadığı dönemin tanıklarından alınan bilgiye göre, sanatçı “Kahpe felek değirmenin döndü mü” adlı türküsünü Atatürk'e okumuş ve Atatürk tarafından beğenilmiştir.

İşte bu türkünün sözleri:

“Kahpe felek değirmenin döndü mü?

Bağın, bahçen sular gibi doldu mu?

Ben yaparım, sen yıkarsın bendimi.

Döne döne nöbet bize geldi mi, beyler geldi mi?

Ben yaparım, sen yıkarsın bendimi.

Döne döne nöbet bize geldi mi, beyler geldi mi?

Kova kova indirdiler alınan.

Kollarımı bağladılar şalınan.

Elin gönlü dünya dolu mal ilen,

Benim gönlüm bir suna boylu yar ilen beyler yar ilen.

Elin gönlü dünya dolu mal ilen,

Benim gönlüm bir suna boylu yar ilen beyler yar ilen.”

Avanos’lu Selahaddin’in bazı plaklarını o dönemin ünlü Ürgüplü ozanı Refik Başaran’la birlikte doldurduğu da bilinmektedir. İki sanatçının eserlerinde birbirinden oldukça etkilendiği de gözlenmektedir.

Sanatçının heykeli zamanın Avanos Belediye Başkanı Seyhan Duru’nun girişimi ile zamanın Kültür Bakanı Fikri Sağlar desteği ile 1990’lı yıllarda yapılarak Avanos kent meydanına konulmuştur. Ancak bu heykel iki kez yerinden sökülerek belediye deposuna atılmış ve son Avanos Belediye Başkanı Alper İbas tarafından 2019 yılında tekrar yerine konulmuştur.

 Avanos ilçesindeki heykeli

Bazı plakları

-Üzerinde cennet gibi

-İki bülbül hiçbir dala konar mı

-Rum kızı

-Bir çift turnam (Sıla özlemini vurgulamaktadır)

-Haydi gidelim

-Evlerine vardım

-Sarı Hıdır'a (Sarı Iğdır'a) vardım

-Berber usturanı

-Yürü Yürü

-Hapishane

-Hayva ile nar

-Ela gözlerini sevdiğim

-Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun (Refik Başaran’la birlikte)

-Atım kalk gidelim Halep haneden

-Biter Kırşehir’in gülleri biter

-Çadır kurdum Avanos’un düzüne

-İstanbul’un kavakları gölgeli

-Annem, annem of annem

-Kaleden aştı gelin

Yararlanılan kaynaklar :

Yavuz İşçen, Avanoslu Selahattin, Ankara 2011.

Hasan Şahin, Anıları

Muharrem Küçükdağ anıları,

Faruk Güçlü, 11 Ağustos 2016 Hak Gazetesi