ANAYASA MAHKEMESİ VE YARGITAY

                                               Dr Seyfi ŞAHİN

Anayasa mahkemesi ve Yargıtay iki yasal kuruluştur.

Birbiri üstünde herhangi bir yetkisi yoktur.

Hukuki konularda  normal süreç mahkeme ve Yargıtay olarak tamamlanır.

Fakat, son zamanlarda tutuklu bir TİP milletvekilinin durumu ortalığı karıştırdı.

Sebebi de Yargıtay’ın  gündeminde olan, hükümeti yıkmaya teşebbüs suçu işleyen,

Gezi olaylarına karışan bir kişinin vatana ihanetten yargılanırken,

AYM nin onu, serbest bırakmaya çalışması,

Devletin hukuk sisteminde veya uygulamada bir sorunu ortaya çıkardı.

Peki,  belli bir suçu işleyen kişinin Yargıtay ve AYM de ayrı yorumlanmasına sebep nedir?

                ***

Olay tamamen idari ve siyasidir.

Exeter mezunu(MI6) ve Frak giymede ısrar eden bir Cumhurbaşkanının atadığı AYM  üyeleri,

Kendi yetkisini de aşıp, Vatana ihanet eden bir kişiyi affetmiştir. Bu  bir suçtur.

Nitekim Yargıtay, bu suçu işleyen AYM üyelerin hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.

Eğer, Adalet bakanlığı, konuya eğilip, Cumhuriyet başsavcılığını harekete geçirseydi.

O AYM üyelerinin,  karara itiraz edenler hariç hepsinin tutuklaması gerekirdi.

Onun ötesinde de mahkemeye verip, ihanet suçu işleyen kişiyle aynı davada yargılanmalıydı.

                ***

Fakat ne hikmetse devlet yönetimi bu olayı örtbas etmeye çalıştı.

Böyle bir ihmal daima devletin güvenliğini zafiyete uğratır.

Mesele bununla bitmedi.

Ağır ceza mahkemesine iade edilen dosya, tekrar incelenip, Yargıtay’a gönderildi.

Yargıtay çok açık delillerle ispat edilen,  bu dosyayı tekrar inceleyip,

AYM nin verdiği kararı yanlış buldu. Mahkeme kararını destekledi.

                ***

Konu siyaset sahnesine çekildi.

CHP,  her zaman olduğu gibi, Türk milletinin düşmanlarından yana tavır koyarak, AYM yi destekledi.

Türkiye’deki bütün Batıcı çevreler AYM den taraf oldular.

Daha doğrusu suçluyu korumaya kalktılar.

Sn Bahçeli ve bazı Ak Parti yetkilileri de hukuktan yana oldular.

Ayrıca Bahçeli AYM üyelerini suçlayarak bu kurumun kaldırılmasını da istedi.

                ***

Peki bu hukuki durumun yorumu nedir?

Ortada bir suç işlenmiştir. Cezalandırılmalıdır.

Herhangi bir kurum, kişi veya siyasi parti kanıtlanmış bu suça sahip çıkamaz.

Suçluyu asla destekleyemez. Destekleyenleri koruyamaz.

Peki,  Türkiye’deki bu hukuk kargaşasının sebebi nedir?

Anayasanın Batı hukukuna göre düzenlenmesi.

Vatandaş arasında devlete güvenin sarsılması ve toplumun huzursuz edilmesidir.

Bazı kurumların ve siyasi partilerin devleti korumak yerine,

Devlete zarar veren ve yıkmak isteyenlerin arkasında durmasıdır.

Hatta bazı siyasi partilerin resmen bölücülük yapması, CHP nin de ona arka çıkmasıdır.

O halde birinci derecede, suçlu anayasa, 2. Derecede, CHP dir.

DEM partisini hiç kaale bile almıyorum.

Çünkü, başlangıcından bu güne bu ve buna benzer partilerin açıkça suç işlemesidir.

Ama AYM nin bu suçu işlemesi, Hala FETÖ nün devlet içinde yuvalanmasındandır.

Bunun çaresi; Anayasanın değiştirilmesi, CHP ve DEM in kapatılmasıdır.

Hatta yöneticilerinin ağır cezaya çarptırılmasıdır.

Bir başkasının da devlete ihanet edenlere arka çıkmaya cesaret edememesidir.

22.01.2024, Kayseri.