Değerli okurlarım, daha önceki yazılarımdan farklı olarak bu defa hepimizin çok ihtiyacı olan büyüklerimizin nasihatlerine yer verdim. İnşallah istifade ederiz.
 
ÖMER BİN ABDÜLAZIZ HALİFE OLDUKTAN SONRA YAPTIĞI İLK HUTBE VE HİKMETLİ SÖZLER
"Ey Nas! Kuşkusuz Kuran’dan sonra Kitap, Muhammed (s.a.v.)'den sonra Peygamber yoktur. Bilesiniz ki, ben hâkim değil infaz ediciyim. Kanun koyucu değil tabiyim. Ben sizin hiçbirinizden daha hayırlı değilim; üstelik içinizde yükü en ağır olan kişiyim. Şurasını iyi biliniz ki, Allah'a isyan hususunda kula itaat edilmez."
Bana ancak şu beş hususta yardımcı olun, bunu yapmayan benden uzak olsun:
 
1-İhtiyaçlarını karşılayamayanları bize bildirsin.
2- Hayır için bize yardımcı olsun.
3- Bilmediğimiz hayır yollarını bize öğretsin.
4- Bizim yanımızda kimsenin gıybetini yapmasın.
5- Boş şeylerden (malayani) bize bahsetmesin."
 
Dedikten sonra Salim’üs Süddi ile baş başa kaldıklarında:
"Hilafetim, seni sevindirdi mi, üzdü mü?" Süddi:
"İnsanların hesabına sevindim; ama senin payına da üzüldüm." Ömer Bin Abdülaziz:
"Ya İmam! Nefsimin helakinden korkuyorum." Süddi:
"Korkuyorsan çok iyi... Çünkü ben de korkmamandan endişeliydim." Ömer Bin Abdülaziz:
"Bana öğüt ver!" Süddi:
"Şunu unutma: Babamız Âdem, bir tek günah için cennetten çıkartıldı.
Bütün dünya nimetlerine karşı öyle bir oruç tut ki, iftarın ölüm olsun."
İstişareye çok önem veren Ömer b. Abdülaziz devamla: "Başıma gelenleri görüyorsunuz, bana ne tavsiye edersiniz." Salimü’s-Süddi:
"Sen ihtiyarları baba, gençleri kardeş ve çocukları evlat kabul et. Babana ihsan, kardeşlerine rahmet, evladına da şefkat gösteri; kendin için istediğini başkası için de iste, kendin için istemediğin bir şeyi başkası içinde
 İsteme!"
 
"Seni en çok hayrete düşüren şey nedir?" diye soran birine Ömer Bin. Abdülaziz:
"Beni en çok şaşırtan şey, bir kimsenin, Allah'ı bilip, O'na isyan etmesi; Şeytan'ı bilip ona itaat etmesi ve dünyayı bilip ona meyletmesidir.
Ölümü sıkça an! Geçimde daraldıysan, seni rahatlatır; bolluk içerisindeysen de seni rahatlatır.”
 
GAZALİ’NİNOĞLUNANASİHATİ
Oğlum!
İyi arkadaş, gül yağı satana benzer, ya satın alırsın, ya o sana biraz sürer veya hiç olmazsa yanında bulunduğun müddetçe güzel koku taşırsın Kişi sevdikleri ile beraberdir. Dünyada kimi sever ve kim ile düşüp kalkarsan kıyamette onunla haşrolunursun. 0 halde ilmi ile amel eden alimlerin ve Salihlerin sohbetine devam et!..
Oğlum!
Dünya ve ahrette huzur istersen, kimseyi incitme! Senden gencini gördüğün vakit; “Bunun günahı benden az.”, senden yaşlısını gördüğün vakit; “Bunun sevabı benden çok, bilmediğim taatları ile benden daha faziletlidir.” düşünesi ile onlara bak!
Bir âlim gördüğünde; “Bunun ilmi var, kendisini kurtarır.” senden cahilini gördüğünde, “Bu bilmez Allah, onu bağışlar.” diye düşün! Hatta bir kafir gördüğün vakit, son nefes belli olmadığından; “Allah Teala buna hidayet nasip ederse, bütün günahları bağışlanmış ve tertemiz olarak ilahi huzura çıkabilir. Acaba benim son nefesim ne olur?” diye akıbetini düşün!...

 
İMAM RABBANİDEN HİKMETLİ SÖZLER
• Fazladan nafile ibadet yapmaktansa, günahlardan sakınmak daha efdaldir. Tıpkı bir farzın edasının, binlerce nafileden üstün olduğu gibi.
• Sofilik yolunda sağlanan faydalardan biri de şudur: Amellerin edasında kolaylık sağlanır, nefis ve şeytan tarafından gelen tembellik yok olup gider.
• Tarikat gaye değil vasıtadır, ama vasıtaların da en etkili olanıdır.
• Bir mürit mürşidinden kerametler ve olağanüstü işler beklememelidir. —Müminlerin Peygamberlerden mucize istemediği gibi- Kerameti çok olanın velayeti tamam anlamına gelmez...
• Akıl tek ölçü değildir. Bir kimse bütün şer hükümlerin açıklanmasını ve tatbikini aklına göre yapmak ister, onu kendi aklına uydurmaya kalkarsa ve böylece din hükümlerini kendi akil delilleri seviyesine indirmek isterse, o kimse Peygamberlik makamını inkâr etmiş olur. Böyle bir kimseyle konuşmak da akılsızlıktır.
Eflatun, felsefecilerin reisidir. İsa (a.s.)’ın Peygamberliği zamanına erişmiştir, ama O’nu tasdik etmemiştir. Cehaleti sebebiyle kendisinin O’na ihtiyacı olmadığını sandı.
Akılsız din olmayacağı gibi, aklı yegâne ölçü kabul edip, onun yorum ve hükümlerini din olarak kabul etmek de mümkün değildir. Böyle bir şey, Allah’ın gönderdiği din değil, insanın kendi uydurduğu din olur.

• Kusurlarını telafi etmek bugün mümkündür. Bu fırsatı ganimet bilmek gerek. Yapılacak işlerde erteleme ve tehir olmamalıdır.
Tövbeyi yarına erteleme, ölüm sana ansızın gelebilir.
• Mubah olan bir şeyle meşgul olmak, vacip bir emri kaçırmayı gerektirirse, o zaman mubah olma durumundan çıkar.
• Haramdan gelen bir lirayı reddetmek, yüz lira sadaka vermekten daha hayırlıdır.