Hayat fırsatlara doludur. Her zaman ve zeminde sayısız fırsatlar gizlidir. Bir kez olsun fırsatın kendisine uğramadığı kimse yoktur. Bu halde bile kimisi bu fırsatı göremez. Kimisi de olağanüstü fırsatlar beklediği için hiç aldırmaz. Yine de pişmanlık yaşamasın diye her yeni günle birlikte , yeni fırsatlar sunulur insanoğluna.
Switt Marden şöyle der ; ‘’Unutmayın; Her gün daha önce yapılmamış, bundan sonrada yapılmayacak bir çok iyi şeyi yapmak için karşımıza fırsatlar çıkar ‘’. Bu fırsatları görmek iyi bir gözlem, yakalamak için cesaret, yararlanabilmek için kuvvet ve sabır gereklidir. Farkına varılmayan fırsatlar ise gençlik gibi biter ve sağlık gibi gider. Bir ziyaretçi gezdiği sergide kendisine gösterilen bir çok eser arasından yüzü saçlarıyla örtülü ve ayaklarında kanatları olan bir heykeli görünce önünde durur.’’ Bunun adı nedir ? ‘’diye sorar. Heykeltıraş ‘’Fırsat‘’der. ‘’ Gözü niçin örtülü ?’’ ‘’Çünkü insanlar onun kendilerine yaklaştığını nadiren fark ederler’’ der. Heykeltıraş‘’ Peki neden ayaklarında kanatları var ?’’ dediğinde ‘’Çünkü o süratle gelir, gelişinden daha hızlı bir şekilde gider ve bir defa gidince kimse onu yakalayamaz ‘’ cevabını ver(1)
Fırsatlar her insanın karşısına farklı biçimlerde çıkar. Yağan yağmur çiftçi için bir fırsattır. Bir annenin en mutlu anı çocuğu için bir fırsattır. Yalnız ve düşüncelere dalmış insana yan bankta oturan kişi fırsattır. Okunduğunda ya da dinlediğinde insanı sarsan bir cümle bir fırsattır. Gözlerinin ışığı gitmiş ve size el uzatan bir mazlum insanlık için bir fırsattır. Sorunlar , acılar , ayrılıklar ve ölümler. Hepsi birer fırsattır. Bu fırsatların hepsi birer yol haritasıdır. Haritayı iyi okumak gerekir. Hedefine kilitlenmiş kişi bu fırsatları görür ve yakalar. Newton'dan önce de insanların kafalarına birçok kereler elma düşmüştü. O ise bu olayı iyi değerlendirdi. Düşen elmaya ‘’aksilik işte’’ demedi ‘’bu bir fırsat dedi’’ ve büyük bir fizik kanununun farkına vardı. Bu farkına varış fırsatı başkalarında nice fırsat kapıları açtı .Onlar da insanlığa yararlı oldular.
Uzun uzadıya düşünmek ve çok seçici olmak çoğu zaman fırsatların kaçmasına sebep olur. Hafta sonu gölde balık tutan genç bir adamın oltasına, her zamankinden farklı türde bir balık takılır. Balık bir de konuşmaya başlayınca genç adamın şaşkınlığı iyice artar. Balık, “eğer yaşamama izin verir, tekrar göle dönmemi sağlarsan üç dileğini yerine getireceğim” der. Şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışan delikanlı “sadece üç dilek mi?” diye sorar. “Anlaşma yapalım, sen benim beş dileğimi yerine getir, bende senin tekrar arzuladığın yaşama göndereyim.”Balık “Kusura bakma ama sadece üç dileğini yerine getirebilirim.” der.
Genç adam anlaşma yapmakta ısrarlıdır, dilek sayısını arttırmaya çalışıyordur. “Pekâlâ” der, “mademki beş dileğimi yerine getirmiyorsun, dört olsun öyleyse.” Balık bu defa bitkin ve cılız biz sesle: “üç dilek, başka yok.” Bu kez genç adam düşünmeye başlar; üç dilek mi tutmalı, yoksa dörtte ısrarcı mı olmalı, gölde başka konuşan balık varsa onları da yakalayıp dilek sayısını mı arttırmalı.Nihayet genç adam kararını verir: “Peki sen kazandın, konuşan balık. Üç dilek tutmayı kabul ediyorum.” Fakat onun bu sözlerine balık karşılık veremez. Genç adam sepete baktığında, geç kaldığını ve balığın çoktan yaşamını yitirdiğini görür. Hayat, bize fırsatlarını belirli aralıklarla sunar. Yeter ki, biz onlar için hazırlıklı olalım ve zamanında hareket etmesini bilelim.(2)
Hayatın her anı kaçırılan fırsatlarla doludur. Oysa ki şu dört şey geri gelmez; Söylenen söz, atılan ok, geçmiş hayat ve kaçırılmış fırsat. Bu yüzden karşınıza çıkan her fırsatı yakalayıp son fırsatmış gibi hakkını vererek değerlendirmek gerekir. Unutmayın , fırsatlar biraz nazlı oldukları için kapınızı kargo elamanı gibi bir kez çalarlar. Siz onları kapıda karşılamalısınız. Bu yüzden kulağınız hep kapıda olsun .
1) Hayata Gülümse, Sıtkı ASLANHAN
2) www.istikbalgazetesi.com, Burak TÜRKMEN