HAVA, SU VE BİZ
   Biraz da havadan sudan bahsedelim.
   Bazen ciddi konulardan sıkılır daha havai konular konuşmaya başlarız. 
   Bu bizim olaylardan, ciddiyetten uzaklaştığımız manasını taşımaz, aksine yeni olaylar üzerinde düşünme, anlama, yorumlama gücünün muhafazası için verdiğimiz kısa bir mola anlamına gelir.
   Mola vermek gerekir.
   Bazen, kimi alanlardan uzaklaşmak ruhumuza iyi gelir.
   En sevdiğimiz bir yemeği her güç üç öğün yediğimizi düşünelim, çok sürmez birkaç gün sonra bıkar, değişik yemekler ister, onların özlemini duyarız.
   İnsan tek yönlü değildir.
   Zaten hayatta tek yönlülüğe izin vermez.
   Bal tutan parmağını yalar.
   Bal tutma uzun sürerse parmağını yalamaz, gider musluğun altında parmağını yıkar.
   Birbiri ile çok iyi anlaşan iki arkadaşın bazen birlikte iken farklı kimseler ile iletişim kurma istekleri de bunun bir sonucu değil de, nedir?
   Müzikle aram iyidir
   Özellikle duygusal anlarımda müzik tutkunu olur çıkar, o an ki ruhsal durumuma uygun müzik parçası dinleme ihtiyacım birkaç kat artar, bu ihtiyaca direnemez hemen yerine getiririm.
   Fakat yanılır da aynı parçayı üst üste birkaç sefer dinlersem, işte o zaman olan olur;
   Belki o parçayı uzun bir süre dinlemem belki de bir daha hiç dinlemem, farklı parçalara yönelirim.
   Mutedil olmakta fayda vardır
   Aşırılıklardan sakınmak gerek
   Hayatı çok takmamak, akışına bırakmak, plan yapmamak, olduğu gibi yaşamak bazen en iyisidir.
   Böyle kimselere bazen imrenirim.
   Hep onlar gibi olmak ister, onların yaşam tarzına gıpta ile bakarım. 
   Eskiden tanıdığı bir komşum vardı; durup dururken şarkı-türkü söylemeye başlar, beni şaşırtırdı.
   Onun bu hareketine bakar, kendimin asla böyle olamayacağımı hissederdim.
   Neticede de hiç olamadım.
   Herkes onu öyle kabul ederdi.
   Havadan sudan bahsedecektik, olmadı. Gene ara sıra da olsa ciddi konulara değinmeden geçemedik.
   Dar alanda kısa paslaşmalar yapalım dedik, olmadı.
   Galiba ciddiyet ruhumuzda var.
   Sanki bizler Nasrettin Hoca’nın torunları değiliz gibi…