DEVRİM’DEN KAAN’A…
   60’lı yılların başıdır…
   Bir avuç, gözü kara, 23 mühendis çalışmalara başlar, hem de çok kısa bir süre içinde, 129 günde ilk Türk otomobili olan ‘DEVRİM’i üretmeyi başarırlar.
   Bu öyle bir otomobildir ki, % 100 yerli olarak, motorundan farına kadar Türk mühendislerinin emeği ve çalışmasının bir sonucu olarak meydandadır artık.
   Başarı büyük ve anlamlıdır.
   5 adet üretilmiştir.
   Devrim otomobili tren ile Eskişehir’den Ankara’ya getirilir.
   29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda cumhurbaşkanı ile halkın karşısında olacaktır.
   O gün gelir, cumhurbaşkanı otomobile biner, törenlerin yapıldığı stadyuma doğru yola çıkılır, araba 200 m gider, sonra birden durur, hareket etmez. Çünkü o telaş içinde arabaya benzin koymak unutulmuştur.
   Ertesi gün gazetelerde atılan manşetler bu başarıyı da, DEVRİM otomobilini de bitirmiştir, artık adı dahi anılmayacaktır.
   Tüm başarı ve çalışmalar silinmiştir adeta.
   Her şey olduğu gibi bırakılır, yüzüstü…

   Yıl 2024, Şubat ayının 21’i
   Bu defa da genç muhendisler, uzun bir çalışmanın emeği olan 5. nesil savaş uçağı Kaan’ı ortaya çıkarır, Kaan o gün havalanır, 15 dakika havada kalır.
   Bu ilk uçuşudur.
   Havaalanında binlerce mühendis Kaan’ın arkasından sevinç çığlıkları ile piste koşarlar.
   İnsanlar evlerinde sevinç ve heyecanından gözyaşı dökerler.
   ‘Türk insanı çelik kanat olup uçmuştur’ adeta.
   Sevinç gözyaşları sel olup akmıştır.
   Bin yıllık Anadolu insanının en büyük başarısından biridir karşımızdaki çelik kanatlar.
   Türk ‘makûs talihini’ bir kere daha yenmek üzeredir, hatta yenmiştir. Umutlar yeşermiş, geleceğe da güvenle bakar hale gelmiş, Avrupa’nın karşısında eğilen Türk başı, tekrar azametle doğrulmak üzeredir.
   Bu, yıllarca beklenendir aslında.
   Savaş alanlarından bilgi alanlarına sirayet eden Türk insanı aynı başarıyı yakalamış, Kaan'ı ortaya çıkararak bir defa daha dünyayı şaşırtmayı başarmıştır.
   Kendisinden bekleneni fazlasıyla ortaya koymuş, mazlum milletlerin umudu olmayı sürdürmüştür.
   Bu az-buz bir olay değildir.
   Hani Devrim’imiz daha doğmadan ölmüştü.
   Ama bu öyle olmayacak
   Doğuşu gibi yaşamı da muhteşem olacak
   Yapılan yanlış bir daha tekrar edilmeyecek, Türk milleti kendinden bekleneni yapmayı sürdürecektir.
   Sanayileşme çağının atlayan Türkiye, teknoloji çağının yakalamış, dünyanın sayılı devletleri arasında yerini almıştır.
   Selam olsun gözü kara Türk mühendislerine, selam olsun şu ‘çılgın Türklere…’
   Bin selam…