İNSAN, BİR DAMLA SU ve BİR DAMLA UMUT   
   Her zaman yenemezsin
   Bazen de yenilmek gerek
   Hem de ‘cücelere’
   Hayatın içinde bu da var
   Nasıl ki ‘devleri yendiğin zaman’ her şey bitmiyor
   ‘Cücelere yenildiğin zaman’ da hiçbir şey bitmeyecek
   Hayat gene devam edecek
   Kâh başaracak, kâh tökezleyecek, kim bilir belki de düşeceksin ama kalkmasını da bileceksin.
   Kalkacaksın da…
   ‘Bundan sonra her şey bitti!’ demeyeceksin
   Dediğin de
   Ya da buna inandığında
   İşte o zaman bitecektir her şey
   Güçlü olmanın içinde inanmak var, inanmak, sonuna kadar, şüphe etmeden, şüpheni sürdürmeden.
   Kimi kitapları aç bir bak
   Özellikle tarih kitaplarını
   Aradığın çoğu şeyler orada, sana yol gösterecek, inanç aşılayacak, iradeni güçlendirecek şeyler.
   Kendilerinden 3 kat, 4 kat hatta 5 kat orduların karşısında ayakları titremeyenler, inançları sarsılmayanlar, geri adım atmayı aklından geçirmeyenler ve sonunda ‘zaferin’ o muazzam hazzını yaşayanlar sana örnek olmazlar mı?
   Olur elbet, olacaktır da
   İşte bu güç olmalı seni ayakta tutan
   İhtiyacın var mı? 
   Var 
   Geceyi bilirsin, karanlık, şüpheli, çaresiz geceyi
   Fakat 
   Birkaç saat sonra 
   O ‘yüzüne gülümseyecek olan güneş doğuyor’ geceyi parçalayarak, karanlığı yırtarak, yepyeni umutlar sunarak.
   Güneş tesadüfen mi doğdu?
   Karanlık kendi kendine mi yok oldu?
   Hayır!
   İnsan hayatında tesadüflere yer yoktur, her şey tesadüf gibi görünse de…
   Şuna inanmalısın ki, yaşadığın bu dünyada yalnız gibi görünsen de asla yalnız değilsin…
   Önce seni var eden, var
   Sonra umudun, iraden, gücün, aklın, sevgin
   Bunlar az bir şey mi?
   Hayır!
   İşte bunu unutma!
   Kapkara bir geceye yatıp da, nur saçan güneşin ışığına uyanan binlerce insanın varlığı bir gerçek değil mi?
   Ve sen de bir insansın
   Seni bekleyen de aynı şeyler,
   Önce kafanı kaldır, ileriye bak, boşluğa bir gülümse, gerisi kendiliğinden gelecektir.
   İnan bana…