KONYA

Hiç şüphesiz Konya Türkiye’nin en önde gelen şehirlerindendir.

Konya birçok ülkenin yüz ölçümünden daha büyüktür.

Dini ve sosyal yapısıyla içerde ve dışarda İstanbul, Diyarbakır ve Konya dikkate alınan en önemli üç şehrimizden biridir.

Konya’da Mevlana Müzesinin yanında makamı bulunan Muhammed İkbal’in Türkiye ve Mevlana hakkında şöyle söylediği nakledilir.
“Bir gün Muhammed İkbal, Türkiyeye gelirken uçağın Türk hava sahasına girmesi ile birlikte ayağa kalkmış, bir müddet öylece beklemiş. Yanındakiler sormuş:
- “Hayırdır üstat, niçin böyle yaptınız?”
O da
şu manidar cevabı vermiştir:
- “Bu topraklar, Hazret-i Mevlana’nın kabrinin bulundu
ğu mübarek topraklardır. Bu mukaddes mekânda yaşayan millet de öyle bir millettir ki, yıllarca İslam’ın muhafızlığını yapmıştır. Eğer Türk milleti olmasaydı İslam, Arap yarımadasına hapsolurdu. Bunun içindir ki, gönlümde Hazret-i Mevlana’ya ve onun necip milletine karşı sonsuz bir saygı ve ihtiram vardır. İşte bundan dolayı, yani onlara hürmeten ayağa kalktım.

İlmiyle, ahlakıyla, söylediği ve yaptığıyla dünyayı kendine hayran bırakan Mevlana sağlığında olduğu gibi öldükten sonra da görüş ve eserleriyle insanları eğitmeye devam etmektedir. Günü birliğine hızlı trenle geldiğim Konya’daki ziyaretime Mevlana’yı ziyaret ederek başladım. Sesi ve sözüyle yıllarca TRT Diyanet TV’de son olarak TRT’de sahur programını sunan Ali Bektaş Beybizi gardan aldı. Önce Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’nun dağıttığı aşureyi yedik. Bilahare yukarda ifade ettiğim gibi Mevlana’yı ziyarete gittik.

Ziyaretin ardından Ali Bektaş Bey’in daha önce haber verdiği Sanat Tarihçisi ve sanatçı kişiliği ile dikkat çeken duyarlı ve çalışkan Mevlana Müzesi Müdürü Naci Bakırcı Bey’in ofisine gittik. Yazıhanede Ortadoğu’daki Türk Kültür Envanterleri üzerine çalışmalarda bulunan, iki dönem Batman Üniversitesi Rektörlüğü yapan Abdüsselam Uluçam’ın da bulunması ile de sanat edebiyat ve tarih konusunda güzel bir sohbet yaptık.

Sohbetimizde Müzede bulunan ve Selçuklular zamanından kalma Kuran’ı Kerimin basımı hakkında da bir hayli konuştuk. Her ne kadar o döneme ait Kuran hattının iyi olmadığı söylense de gene de basılmasını çok istiyorum. Kim basarsa bassın ama bu eser gün yüzüne çıksın istiyorum.

Bu konudaki niyetimi daha önceki müdür Bey’le de paylaşmıştım. O da sıcak bakmıştı.Sıcak bakmak yetmiyor güçlü bir iradenin konması gerekiyor. Mevcut müdürümüz Naci Bey de bu işe oldukça sıcak bakıyor. Umuyorum çalışmakta bulunduğum Diyanet İşleri Başkanlığı da sıcak bakar da güzel bir eser ortaya çıkar. Böyle bir eserin ortaya çıkmasına vesile olabilirsem kendimi mutlu sayarım.

Görüşmenin ardından Müdür Bey yan taraftaki ikonlardan oluşan sadece mutfak vazifesi gören ve ufacık bir odadan oluşan mekândaki ritüellerden bahsetti ki, gerçekten Mevleviliğin her anının ne tür edep ve terbiye çerçevesinde gerçekleştiğine hayran olmamak, hayret etmemek mümkün değil. Bilen birinin ağzından dinlemek insana ayrı bir zevk veriyor.

Güzel intibalarla ayrıldığımız müzeden sonra 1985’li yıllarda Nevşehir’de birlikte öğretmenlik yaptığımız eski dostlarımdan Ramazan Aksoy’la buluşmaya gittik. Buluşmamız talebesinin işletmeciliğini yaptığı bir lokantada oldu. Lokanta olunca gerisini söylemeye gerek yok…Yalınız şu kadarını söylemem de lütfen müsaade ediniz. Ramazan Bey’in önceden hazırlattığı yanında boyun etinin de olduğu Konya’nın meşhur tandır kebabını kemali afiyetle yedik. Akabinde emekli olan emekli olduktan sonra her daim ve sürekli çalışan Ramazan Bey’in kuruculuğunu yaptığı Fayda Okuluna gittik. Okul, Avrupa’da çalışan Türklerin çocuklarının örf ve adetlerini unutmamaları için açılan bir okul. Özellikle bahsetmeye değer bir proje.

Okula Konya’da müşterek tanıdığımız dostların gelmesiyle de birbirinden güzel konuların konuşulması ve tartışılmasıyla devam ettik.

Akşama kadar süren sohbetin ardından Konya’ya asıl gelmemize sebep olan meselenin yerine getirilmesi için Konya eski Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in kardeşi Konya Sağlık İl müdür yardımcısı Bahaddin Akyürek’in kerimesini, en küçük kardeşimiz Ömer’in mahdumu Musab’a istemek üzere Bahaddin Bey’in evine gittik. Tahir Bey’in de bulunduğu merasimimiz hayırla neticelendi. Gene hayırla neticeleneceğini umduğum bu birlikteliğin ömürlerinin sonuna kadar sıkıntısız gitmesini Allah’tan niyaz ederim.

Merasim esnasında Başkanlığı bırakarak Konya’dan Milletvekili seçilen, İmar Komisyonu Başkanı ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı vazifelerini yürüten Tahir Bey’le ülkemiz, Dünyamız, özelde de Ak-Parti hakkında epeyce muhabbet etme imkânı buldum…

Aynı mutluluk ve endişeleri paylaşıyor olmaktan da ayrıca mutluluk duydum.Diğer taraftan aile efradını da kendi ağzından tanıma imkânı buldum. Çok temiz bir geçmişe sahip olduğu söylem ve eylemlerinden anlaşılıyor. Gerek dedesi ve gerekse babası köylerinin önde gelen tanınan ve bilinen insanlarıymış.

Konya ve Konyalılar hakkında elbette bu kadar yazılmaz. Bunu biliyorum. İnşallah ilerde çok daha güzel bir yazıyı yazacağımı şimdiden söyleyebilirim.

Ahmet BELADA