MİRALAY SEYYİD AHMED VE KAPADOKYA BÖLGESİ VERGİLERİ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Osmanlı Devleti yapısal olarak vergi toplama sorununu çözememiştir. Bu nedenle pek çok iç isyan çıkmıştır. Ortaanadolu’da Kapadokya olarak bilinen bölge de Kanuni Süleyman’ın hükümdarlığının ilk yıllarına kadar Aksaray’dan Kırşehir’e ve Ürgüp’e uzanan bölgenin neredeyse tamamı Kayseri miralayı (albay)Bektaşoğlu Seyyid Ahmed’in tımarı idi. Miralay Seyyid Ahmed’in bu bölgeden elde ettiği tımar geliri (zeâmet), 14 247 akçe tutmaktaydı. Tarihi belgelere göre; Seyyid Ahmed’in Karaman’ın köklü ailelerinden birine mensup olduğudur. Seyyid Ahmed öldükten sonra da ailesinin tımar sahipline devam ettiği anlaşılmaktadır. Seyyid Ahmed’in oğlu Şah Kulu isimli kişinin I. Selim zamanında Aksaray kazasına kayıtlı bir tımar sahibi olduğu bilinmektedir.

Miralay Seyyid Ahmed derinlemesine incelenmesi gereken bir kişidir. Çünkü uzun yıllar Hacıbektaş, Gülşehir, Aksaray, Ürgüp, Avanos bölgesindeki çiftlik, yurtluk ve arazilerin tımar sahibidir. Bu durum Kalenderiler Ayaklanmasından sonra Kanuni döneminde değişmiştir.

Nevşehir, Kırşehir ve Aksaray bölgesindeki Bektaşlular, Nernek, Hoşkadem, Aydoğmuş , Kızıl köylü, Tahir hacılı ve Çiftlik cemaatleri olmak üzere çeşitli kollara ayrılmışlardır. Tatlar İni, Kozlu Dere, Yuva ve Karlık bölgesi de tımara dahildir.

İrene Beldiceanu çalışmaları ve 1524 Tahrir defteri özellikle Kızılköy,Nernek, Çiftlik, Yuva, Kozluca, Bağlıca,Karlık yöresinin insan yerleşimine açık alan değil yurtluk ve çiftlik olduğunu ortaya koymaktadır.

Göstesin, Suvasa ve Tatlarin köylerinde ise Hıristiyan ahali yaşamakta ve bunlar sadece Cizye vergisi ödemektedirler. Tatlarin’den toplanan verginin kilise papazına bırakıldığına dair kayıtlarda mevcuttur. Hıristiyan yerleşim alanları dışında kalan bölgenin tımar olarak mülkiyetinin ve sağlanan gelirlerin bir kısmının Osmanlı Devleti tarafından Hacı Bektaş-i Veli dergahına bırakıldığını söylememiz mümkündür.

Tatlar İni köyünün uzantısı (Bugünkü Tatlarin Kasabası)sayılan Yuva, Kozlu Dere(bugünkü Kozluca) ve Eskice(neresi olduğu bilinmiyor) isimli mezraalar Kanuni dönemine kadar Bektaşlu oymağı tarafından işlenmektedir(TT 40). Tuzköy, Kızılköy, Çiftlik’de Bektaşlu oymağına aittir. Bektaşlu oymağı, Hacı Bektaş-i Veli soyundan sayılan kişilerin oluşturduğu oymaktır.

Tuz köyü ile Nernek, Güllüce ve (Çölmekçi köyüne bağlı-neresi olduğu bilinemiyor) Bayındır mezraalarını ekip-biçenler, vergilerinin bir kısmını Hacı Bektaş zaviyesine aktarmak durumundadırlar Hacı Bektaş Velâyetnamesi’nde Hacı Bektaş-i Veli’nin bazen Tuz köyünde, bazen de bugün Hacı Bektaş ismiyle bilinen Suluca Karaöyük’te ikamet ettiğini ifade edilmektedir.

1524 Tahrir Defteri kayıtlarına göre ; Bektaşlu oymağından bir Bektaşî dervişinin II. Bayezid döneminde Avanos’tan vergi geliri toplamaya yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Bağluca(bugünkü Bağlıca) Baktaşlı oymağına vergi veren yerler arasındadır.

Çiftlik(Avanos v. IH/ 73–74: Çiftlikköy) TT 32, s. 330: Bektaşlu oymağının bir koluna bağlı “yurtluk”. Eskice TT 40, s. 854: (Bektaşlu oymağından) Hoşkadem koluna bağlı bir yurtluktur.

Nernek (Avanos v. Ih/72: Nernek, günümüzdeki ismiyle Yakatarla) TK 564, vr.74b: köy; toplanan verginin ¾’ünü Hacı Bektaş zaviyesine aktarmaktadır. TT 32, s. 325: Bektaşlu oymağından bir topluluğun elindeki mezraa. Toplanan öşür vergilerinin biri Hacı Bektaş zaviyesinin, diğeri de tımar sahibinin hakkıdır. TT 40, s. 888(İrene Beldiceanu).

1524 Tahrir defteri kayıtlarına göre Bugün Ürgüp ilçesine bağlı Karluk Köyü (TT 32, s. 328) Köyü “yurtluk” olarak (Bektaşlu oymağından) Aydoğmuş cemaatine tahsis edilen mezraa konumundadır.

Bugünkü adıyla Gülpınar olan Kızılköy (Avanos v. Ii/74: Kızıl Köy) TT 32, s. 328: mezraa; Bektaşluların bir koluna ait yurtluk olarak tahsis edilmiştir.

Kozlu Dere(bugünkü Kozluca Köyü) TT 32, s. 327: (Bektaşlu oymağından) Hoşkadem cemaati tarafından ekilen mezraa konumundadır. Toplanan verginin 2 tam 1 çeyrek hisse Şeyh Turhasan tarafından kendi zaviyesine vakfedilmiştir. Şeyh Turasan bugün Yuva ve Kozluca Köyleri arasında bulunan Hasan Dede ismiyle bilinen türbe de ikamet etmektedir. Kozlu Dere mezraasının 2 tam 1 çeyrek hissesi, bütünüyle adı geçen Veli’nin mülkiyetine verilmiştir(İrene Beldiceanu).

Tatlar İni Köyüne (Bugünkü Tatlarin Kasabası) bağlı altına Bektaşlular tarafından ekilen Yuva ve Eskice mezraaları tımar sahibi olan Seyyid Ahmed yurtluğudur.

Tuzköy tamamen Bektaşlu oymağına aitir. (Avanos v. I /71: Tuz) TK 564, vr.74b (Hacı Bektaş zaviyesi vakfı hakkında) Hacı Bektaş tuzlasından elde edilen gelirin tamamı 12500 akçedir. Tuzladan sağlanan gelir Hacı Bektaş zaviyesine aittir(İrene Beldiceanu). Bugün Bektaşiler ve Alevi yurttaşlarımız arasında tuzun kıymetli bir maden olarak değerlendirildiği bilinmektedir. Hacı Bektaş-i Veli , bu tuz madenini bölge halkına hediye ettiğini bildirmiştir. Ancak Kanuni dönemine kadar tuz madeninden Hacı Bektaş-i Veli dergahının gelir sağladığı anlaşılmaktadır.

Yuva (Avanos v. Ii/73: Yuva) TT 40, s. 854 ve Eskice ile birlikte Tatlar İni’ne bağlı Bektaşluların bir koluna bağlı mezraa konumundadır. Küçük Hacılular (Bektaşlular) tarafından ekilen mezraa bir süre sonra Şaban Bin Şeyh Turhasan’ın (Hasan Dede) kullanımına verilmiştir(İrene Blediceanu).

Bayındır diye bilinen bugün olmayan yurtluk Sivasa ve Göstesun yakınlarındadır. Eskice diye bilinen bugün olmayan yurtluk Tatlar İni yakınında, Güllüce Nernek arasındadır, Manastır diye bilinen bugün olmayan yurtluk Bağluca yakınındadır. Karluk(Ürgüp Karlık Köyü olduğu sanılmaktadır) Kayser Höyüğü ise Susadı yakınındadır.

1524 Tahrir defteri kayıtlarından anlaşılacağı üzere Hacı Bektaş-i Veli’nin vefatından sonra da soyundan gelen Baktaşlu oymağının bölge de etkinliğinin devam ettiği, Osmanlı Devleti nezdinde Kalenderiler ayaklanmasına kadar itibar gördüğü anlaşılmaktadır. Bölgeden kastedilen ise bugün Aksaray’a bağlı Sarıatlı’dan başlayıp, Acıgöl, Gülşehir, Nevşehir, Avanos, Hacıbektaş ve Ürgüp ile kısmen Kırşehir yöresini kapsayan alandır. Bu alanın tımar sahibi Miralay Seyyid Ahmed’dir. Kayseri’de ikamet eden bu zat Bektaşlu oymağındandır.

1524 Tahrir defteri ve İrene Beldiceanu araştırmalarından çok ilginç bir sonuç daha ortaya çıkmaktadır. Bu sonuç bugüne kadar Horasan Ereni olarak bilinen ve 800/900 yıllık bir tarihe odaklanan Yuva ve Kozluca Köyü arasındaki bugünkü adıyla Hasan Dede Türbesinin tarihinin 500/600 yıllık olduğu ve Bektaşlu oymağının bir kolu olarak görev yaptığıdır. Bölge mülkiyeti kendisine verilen zat Hasan Dede değil Şaban Bin Şeyh Turhasan’dır. Daha sonra bölge mülkiyetinin oğlu Abidin Turhasan’a devredildiğine dair kayıtlarda mevcuttur.

Yararlanılan Kaynaklar:

İrene Beldiceanu-Steinherr(Çev. İzzet Çıvgın); Osmanlı Tapu-Tahrir Defterleri Işığında Bektaşiler(XV-XVI )Yüzyıllar, Alevi Bektaşi Araştırmaları Dergisi, Sy 3

İrene Beldiceanu-Steinherr; Osmanlı-Öncesi Dönemde Anadolu’da Vergilendirme ve Tarım Arazileri Mülkiyeti, Journal Of The Economic And Social History of Orient Cilt XIX/3 Leyde 1976

İrene Beldiceanu-Steinherr : Osmanlı Tahrir Defterine Göre Orta Anadolu Coğrafyası, Academie des İnscriptıon/Belles Letrres 1982 paris

A.Gölpınarlı; V ilayetname –Manakıb-ı Hünkar Hacı Bektaş-i Veli,1958 İstanbul

Faruk Sümer ; Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri,Boy Teşkilat , Destanları 3.Baskı İstanbul 1980

Başbakanlık Arşivleri Tapu ve Tahrir Defteri Kataloğu

G.Clauson ; An Etymological Dictionary, Pre Thirtenth Centry Turkısh Oxford 1972

Dr.Lütfi Güçer; XV-XVII Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda Hububat Meselesi ve Hububattan Alınan Vergiler, İstanbul Üniversitesi 1964