NAMAZ VE RIZIK
Ahmet BELADA
“Ailene salatı (Namazı) emret ve kendinde ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.” (20/132)
Namaz amellerin en faziletli olanıdır. İmandan sonra yerine getirilmesi gereken en önemli ibadettir.
İbn-i Mesud Efendimize: ‘Hangi ibadet daha faziletlidir’ diye sorduğunda:
“Vaktinde kılınan namaz”
‘Sonra hangisi?’
“Ana babaya iyilik etmek”
‘Daha sonra hangisidir?’
“Allah yolunda cihâd etmektir” buyurdular.
Ahiret hayatında sorgulanacak ilk ibadet namazdır. Namazın hesabı kolay olursa diğer işlerde kolay olacaktır. Namazdan kasıt ise sadece beş vakit farz namaz değildir…
Namaz, kılanlar için bir temizlenmedir.
Namaz, (kılanlar için) vakitler arasında yapılan küçük günahların affedilmesine vesiledir. Bu sebeple büyük günaha bulaşmamış olanlar namaz vesilesi ile tertemiz hale gelirler. Zaten Mümin temiz insandır. Peygamberimiz:
“Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?”
Sahâbîler:
‘O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz’  
Resûl-i Ekrem:
“Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular.
Başta Peygamberler olmak üzere her aile reisinin önemli görevlerinden biri, önce hanımına ve çocuklarına; daha sonra da, sorumlu olduğu kişilere namazı, ahlakı ve edebi öğretmeli/davet edip teşvik etmelidir. Onlara, örnek olmalıdır.
Tabiidir ki, alışkanlıkları kazanmak ya da kazandırmak kolay değildir; bunu yapacak olan, önce kendisinin bilgili ve şahsiyet sahibi olması gerekir. Bunu yapacak kişininhangi yöntemi nasıl uygulayacağı kulluk kitabımızda Cenab-ı Hak:
“Ey Muhammed’ Rabbinin yoluna, a)hikmetle, b)güzel öğütle çağır ve onlarla c)en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.”(Nahil,125)
Anlatmak ve öğretmek, sabır ve kararlı olmayı gerektirir.
Öğrenmeden öğretmenin mümkün olmadığı muhakkaktır. Dolayısıyla iyi olan işin iyi bir şekilde yapılması isteniyorsa, söyleyen söylediklerini eksiksiz uygulamaya çalışmalıdır. Söylediklerinin tesiri ancak böyle mümkün olabilir. Aksi takdirde suya yazılan yazı misali hiçbir etkisi olmayabilir.
Yapmayıp söyleyenlerim durumunu Allah şöyle ifade etmektedir:
“Siz Kitabı okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? (yaptığınızın yanlışlığını) anlamıyor musunuz? (Bakara,44)
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff,2)
Bu hitap, bütün insanları hatta diğer bazı canlıları da kapsamaktadır.
RIZIK
Rızık dini bir terimdir.
Dini bir terim olarak rızık; İnsanların yaşamının devam etmesini sağlayan, insanlara faydasına olan, yenilen ve içilen maddi ve manevi her şeydir.
Arap dil bilimcileri rızık kelimesinin ihsan, pay, şükür, yağmur ve yiyecek manasında kullanıldığını ifade etmişlerdir.
Kalbin rızkı ilim, bedenin rızkı namazdır.
İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın bedeninin ve ruhunun rızkları da bellidir. Rızk hiç değişmez, azalıp çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yemeden, bitirmeden ölmez. Rızk, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir...
Ama rızk için çalışmak dinimizin emridir. Çalışmadan rızkın temini mümkün değildir. Rızka Allah’ın değil, bizim ihtiyacımız var.
“Ben bütün insanları ve cinleri, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım. Onlardan rızık ve beni doyurmalarını istemiyorum. Muhakkak ki Rezzak olan güç kuvvet sahibi Allah’tır.” (Zariyat,55-58)
“Her canlının rızkı Allah’a aittir.”(Hud,6)
 “De ki: ‘Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyi okuyayım:
1-     O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
2-     Anaya babaya iyi davranın.
3-     Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız.
4-     (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
5-     Meşru bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.” (Enam,151)
Rızık Allah’ın işidir ve mutlak surette O’nun izni ve iradesiyle ilişkilidir.
“De ki: ‘Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır, senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Ali imran,26)
Başta insan olmak üzere, bütün canlılar, rızıklarını elde etmek için çaba sarf ederler, ama bol ya da kıt veren Allah’tır. Bu ince bir meseledir. Hayatta yaşanan tecrübeler ve diğer ayetlerle üzerinde düşünmek gerekir. O halde kimse, “Ben çoluk çocuğumun rızkının peşinde koşuyorum, namaza vakit bulamıyorum” dememelidir.