SOL OPORTÜNİZM

   “Sol” büyük iddialarla ortaya çıkmıştır.

   İnsanlığın kurtarıcısı olduğunu, adil, hakça bir düzen kuracağını savunmuş,

   Bilimsel çalışmaların sonuçlarını her zaman kabul edeceğini benimsemiş,

   Dogmatizme karşı olduğunu belirtmiş,

   Hiçbir dini ritüelin destekçisi olmadığını savunmuş,

   Kendi fikirleri dışında kalan her fikri ‘gerici’ olarak nitelendirmiştir.

   İnsanlığa yön verme iddiasında olan sol, bırakın insanlığa yön vermeyi,

   Kendine yön vermeyi bile becerememiştir.

   Daha önce reddettiği fikirleri bugün savunur olmuştur,

   Önce savunduğu tezleri ise bugün reddedebilir hale gelmiştir.

   Genel bir çizgi oluşturamamıştır,

   Kimi zaman Marks’ın,

   Lenin’in, Mao’nun,

   Zalim diktatör Stalin’in,

   Hatta ülkesine kapalı bir kutu haline getiren diktatör Enver Hoca’nın yolunu takip etmiş,

   Belirli bir standardı yakalayamamıştır,

   İnsanlık tarihinin gelişimi karşısında yaprak gibi savrulmuş, hala de savrulmaya devam etmektedir.

   Bilimin sonuçlarını kabul edeceğini iddia eden sol, bilimin bugün şüphe ile baktığı “evrim teorisini” bir türlü aklından çıkaramamış,

   Yeni ve tutarsız ilaveler yaparak savunmaya devam etmiştir.

   Önce sosyalist,

   Daha sonra ise komünist toplumu oluşturacağı iddiasının peşinde olan sol,

   Artık bu iddiadan söz etmemekte,

   Hatta ağzına dahi almamaktadır.

   70’li yıllarda cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal’e diktatör diyerek dil uzatan sol,

   Bugün ‘Kemalizm’in askerleri’ olduğu iddiasını hiç çekinmeden dile getirebilmektedir.

   Geçmişte ‘Kemalist diktatörlük’ dediği cumhuriyete bugün methiyeler dizebilmektedir,

   Solun hiçbir ilkesi olmamıştır,

   Her ilkesi değişmiş,

   Her görüşü yıkılmış,

   Tuttuğu her dal elinde kalmıştır.

   Sadece,

   ‘Dini görüşlerin karşısında olma’ tezini canlı tutmuş,

   Hatta bu tezi,

   Sol düşüncenin tam ‘merkezine’ oturtmuşlardır.