Ünlü Tarihçimiz Ürgüplü Ahmet Refik Altınay

Osmanlı tarihi konusunda çok sayıda bilimsel kitap yazan ünlü tarihçimiz Ahmet Refik Altınay 1880 tarihinde İstanbul ili Beşiktaş ilçesinde doğmuş olup Sultan Abdülaziz’in vekilharcı(kethüda) Ürgüplü Ahmed Ağanın oğlu­dur. Ailesi Ürgüp’te Gürlükçüoğulları adıyla tanınmaktadır. Kendisi eleştirmenlerce “tarihi sevdiren adam” olarak tanımlanmaktadır.

Makale ve bazı yazılarında “Nasrettin Hoca”ile “Rıfkı Ali”mahlasları da kullanan Altınay. İlköğre­nimini Beşiktaş Vişnezâde ilkokulunda tamamladı. Kuleli İdadisi(lisesi) ve Harbiye Mektebini(Harp Okulunu)1898 yılında tamamladı.

1898 yılında, daha 18 yaşındayken Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitirdi. Ancak küçük yaşta Teğmen çıktığı için kıtaya gönderilmeyip öğretmen sınıfında bırakıldı.Toptaşı ve Soğukçeşme askerî okullarında coğrafya, 1902’den itibaren Harbiye Mek­tebinde Fransızca öğretmenliği yaptı. 1903’te üsteğmen, 1907’de de yüzbaşı oldu. Balkan Savaşı sırasında orduda görev aldı. Balkan Savaşı’ndan sonra emekli olduğu halde yeniden yüzbaşı rütbesiyle orduya katılarak ordu arşivini düzenlemekle görevlendirildi. 1908’de Mekteb-i Harbiye tarih öğretmenliğine başladı. 1909’da Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Ceride Şubesinde görev aldı, Mec­mua-i Askeriyye’yi yönetti. 1912’de Balkan Harbi’nde askeri sansür müfettişi olarak çalıştı ve savaş bitiminde emekliye ayrıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında bir ara Ulukış­la’ya sürgün gitti.Ürgüp ve Ulukışla’da sürgün yaşamını tamamlayıp, tekrar askerlik görevine döndü. 1915’de Eskişehir Askerî Sevk Komis­yonu başkanlığını üstlendi. Daha sonra Hazine-i Evrak’ta çalıştı. 1916’da Doğu Anadolu’ya görevle gönderildi. 1917’de terhis edildi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Darülfünun’da tarih dersleri verdi, profesörlüğe yükseldi ve bu görevde 1933’e kadar kaldı. Abdurrahman Şeref’in ölümü üzerine Tarih-i Osmanî Encümeni başkanlığına getirildi (1924). Son yıllarını yoksullukiçinde Büyükada’daki evinde geçirdi. 10 Ekim 1937 tarihinde zatürreden vefat etmiştir. Büyükada Tepeköy Mezarlığında yatmaktadır.

İlk yazı ve şiirlerini; yüzyıl başında İrtikâ, Ma’lûmat, Hazîne-i Fünûn, Mecmua-i Ebüzziyâ gibi gazete ve dergilerde; daha sonra İkdam, Yeni Mecmua, Tarih Encümeni Mecmuası, Harb Mecmuası, Türkiyat, Hayat, Anadolu, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Peyam, Akşam, Cumhuriyet gibi yayın organlarında yayımladı. Tercümân-ı Hakikat ve Millet gazetesi başyazarlığı yapmıştır.Yüzelli dolayında yayınlanmış kitabı bulunmaktadır.

Ahmet Refik Bey, 1925 yılında Türk-Bulgar ilişkileri hakkındaki çalışmaları nedeniyle Bulgar hükümeti tarafından ödüllendirildi.1931’de İstanbul Belediyesi ile SurpAgop Mezarlığı arasındaki davada bilirkişi olarak atandı. Elmadağ-Harbiye arasındaki arazinin Ermeniler’in değil, Sultan Beyazit Veli Vakfı'nın mülkü olduğunu tarihi belgelerle kanıtlaması nedeniyle belediye tarafından kendisine Büyükada’da bir ev hediye edildi.

Çok sayıda tarih konulu kitabı vardır. Güncelliğini koruyan en önemli eserleri ise;

-Bizans Karşısında Türkler,

-Sokullu,

-Cem Sultan,

-Âlimler ve Sanatkârlar,

-Kadınlar Saltanatı,

-Felaket Seneleri,

Lale Devri adını taşımaktadır.

Tarihçiliğinin yanı sıra edebiyata da ilgi göstermiş, 1932'de "Gönül" adlı bir şiir kitabı yayınlamıştır. Bektaşi nefesleri şeklinde yazdığı bir çok güftesi bestelenmiştir.

Çoğu bestelenmiş birçok şarkısı vardır. 1918 yılında Demirbaş Şarl adlı eserinden dolayı İsveç hükümeti tarafından kendisine bir nişan verilmiştir. Sarı Gelin türküsünün de derleyicisi olarak bilinmektedir.

İyi bir tarihçi, asker, yazar,şair ve öğretmendir. Osmanlı ve gerekse Cumhuriyet döneminde ülkemize değerli katkılar sağlamış, zevkli ve hoş anlatımıyla halkımıza tarihi sevdirmiştir. Ürgüp caddelerinde ismi yaşatılmalıdır.

                                                                       Doç.Dr. Faruk GÜÇLÜ


Yararlanılan kaynaklar;

-Wikipedia

-TDV, İslam Ansiklopedisi