Mısır'da darbe yönetiminin mahkemesi, 183 sanığa idam cezası verdi...
Mısır'da darbe yönetiminin mahkemesi, "Kirdase katliamı" olarak bilinen davada, yargılanan darbe karşıtı Müslüman Kardeşler üyesi183 sanık hakkında idam kararı verdi.
Mısır'da darbe yönetiminin mahkemesi, "Kirdase katliamı" olarak bilinen davada, yargılanan darbe karşıtı Müslüman Kardeşler üyesi183 sanık hakkında idam kararı verdi.
Sözü edilen "Kirdase katliamı" Mısır'da 14 Ağustos 2013'te Giza'daki Kirdase'deki polis merkezine düzenlenen saldırıda 16 polis memurunun hayatını kaybettiği olaydır.
Haberi 02.02.2015 tarihinde medyada gördük ve duyduk, bu haber 1-2 gün kaç saniyelik haber olarak medyada yansıtıldı, ancak dünyanın birçok ülkesinde, hatta demokrasi ve özgürlük bayrağını sallayan ve destekleyicisi unvanını almış Avrupa ülkelerin birçoğunda ara haber veya kaç saniyelik bir haber olarak da geçmedi.
Yine de her zaman ki gibi çifte standart.
Bu olayı baştan incelenimizde:
Mısır'da darbe yönetiminin, halk tarifinden seçilen Müslüman Kardeşler hükümetini, Suudi Arabistan ve İsrail işbirliği ve paraları (darbenin ertesi günü Suudi Arabistan tarifinden darbe hükümetine açık çek verildi) ile devirdikten sonra kurdukları mahkemelerle birçok katliam gibi kararlara imza atıldı ki bu mahkeme onlardan sadece 1 tanesi.
Mahkemenin bu cinayet gibi kararı "idam edilmelerine yönelik görüş alınmak üzere" dosyaları Mısır Müftülüğüne gönderildi ki bu sözde Mısır Müftülüğü bu kararı onayladı.
Bu olaydaki çifte standartlar (bu karar02.02.2015 tarihinde verildi):
1: Türkiye’de bazı demokrasi ve insan hakları savunuculardan her hangi bir ses çıkmadı, Cumhuriyet gazetesi gibi hatta insanların inançlarına, kutsal değerlerine saygısızlık yapıp, karikatürler çizen insanları demokrasi ve insan hakları savunma adına onların karikatürlerini yayınlatanlardan hiçbir ses çıkmadı.
2: Uyuşturucu kaçakçısı(binlerce gencin hayati, ailesi, geleceğini yok eden), çocuklara tecavüz edip onları oldurup kuyuya atan gibi hayvandan daha beter işler yapan bir 1 kişiye idam kararı verilince, bazı medya, hükümetler ( özellikle sözde insan hakları savunucuları Avrupa ülkeleri), birleşmiş milletler, insan hakları kuruluşları hemen endişe duyup yargalar çıkaran, ambargo ye yardımlarını kesmeye tehditleri yapanlardan hiçbir ses çıkmadı.
ABD hükümet sözcüsü bu olaydan Sadece ve sadece ‘derin endişe’ duyduklarını bildirmeye ile yetindi.
3: Bu karar Mısır'da darbe yönetiminin mahkemesi tarifinden değil de halk tarifinden sandıkta seçilen, ancak bölgede Amerika ve İsrail hükümetinin isteklerini yerine getirmeyen Müslüman Kardeşler hükümeti tarifinden olsaydı neler olurdu? Hatta bu 183 değil de 13 idam kararı olsaydı dahi, yer yerinden oynamaz mıydı?
SONUÇ: Bu insan hakları savunucuları ( kuruşlar, medya, özellikle Avrupa ve Amerika hükümetleri, köşe yazarları.,,,) sadece halk tarifinden seçilip, Amerika ve İsrail isteklerini bölgede yerine getirmeyen, onların kuklası olmayan hükümetlere karşı görev almakta olup onların her hareketini mahkum etmekle görevlidirler. Ancak Suudi Arabistan’ın paresi ile, İsrail’in propaganda ve ona bağlı medya, ajanları tarifinden ve Amerika’nın desteği ile
Mısır'da darbe ile yönetimi ele geçiren hükümetin her cinayeti, işkence, katliamı, baskısı, gazete kapatması, idam kararları, insan hakları ve demokrasiye aykırı değil. Bu nasıl insan hakları, özgürlük ve demokrasi savunuculuğuysa?
Op. Dr. Ahmet Riza CEVATZADE