Yakın coğrafyamızda yaşanan elim hadiseleri üzüntüyle yaşamaktayız. İç savaşlar, yapılan darbeler, insanlık dramları, katliamlar ve insanlığa yakışmayan menfi hadiseler, İslam beldelerinin kaderiymiş gibi gösterilmektedir. Sanki Müslümanlar bunu hak eden bir ümmetmiş, bu yaşananlar Müslümanların makûs kaderiymiş gibi davranılmaktadır. 

Düzgün karakterli, dinin bilincinde bir Müslüman önce çevresini, sonra ülkesini nihayetinde de dünyayı hayır yolunda değiştirmeye muktedirdir. Zorluk içerisinde bulunan İslam beldelerinde yiğit bir adam yaşatılan bu mezalimin karşısında olduğunu bildirmiş ve halkın teveccühüyle reisi cumhurluğa seçilmiştir. Bu kişi Mısır’ın seçilmiş tek cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’dir. Daha göreve başlamadan her devlette problem çıkarmaya müsait bir anayasa mahkemesinin olduğu gibi, burada da bir mahkeme, yetki kısıtlamasıyla kendini hissettirmiştir. Dertleri, terleyen bir cumhurbaşkanı olduğunda kendilerinin de terleyeceğidir. Mevzu Anadolu'da olduğu gibi Mısır ve diğer tüm İslam beldelerinde hep aynıdır. 

Mısır, Osmanlı'nın değerli bir vilayetiydi bir zamanlar. Şimdilerde devran dönmüş, zaman değişmiş olsa bile oradaki insanlarla olan kardeşlik hukukumuz hâlâ devam etmektedir. Kardeşlerimize yapılanları reva görmemizin, hadiselere sessiz kalmamızın mümkünatı yoktur. Şimdilerde darbeyle iş başına geçmiş modern firavun olan Sisi hükümetini şiddetle kınıyor, yaptıklarının yanlarına kâr kalmayacağını ihtar ediyoruz. Muhammed Mursi’yi, Yusuf El Kardavi’yi ve idamla yargılanan tüm Müslüman kardeşlerimizi serbest bırakmalarını talep ediyoruz. 

Ey darbeci Sisi sana sesleniyoruz: 

Bilesin ki zulüm ile bir ömür abat olunmaz. İslam beldelerinin birinde bir sorun varsa karşınızda biz varız. Her daim Fatihler, Selahattin Eyyubiler, Süleymanlar, Abdülhamitler, Erdoğanlar yetiştirmeye muktediriz. 

GENÇ BİRLİK  NEVŞEHİR

      OGUZHAN ALKAN