Hepimizin zaman zaman başa çıkamayacağını zannettiği problemler olmuştur, neyi nasıl yapması gerektiğini bilmediği zamanlar.

Kendimizi çok başarısız hissettiğimiz, dışlanmış veya yalnız olduğumuzu düşündüğümüz anılarımız vardır. Buna benzer duygu ve düşünceleri en çok hisseden kişiler şüphesiz dezavantajlı bireylerdir. Oysaki kişisel özelliklerimiz sonucunda herkese zor gelen noktalarda oldukça başarılı olabilirken, insanların kolay gördükleri noktalarda da zorlanmamız oldukça doğaldır.

Bu zorluklar kimi zaman kişinin kendi fiziksel özellikleri, kognitif becerileri veya ruh hali gibi kişiye bağlı sebeplerden oluşurken kimi zaman çevrenin etkisinden kimi zaman da gerçekleştirmeye çalıştığımız aktivitenin kendisinden kaynaklanıyor olabilir.

Peki, günlük yaşamda zorlandığımız bu alanları tespit ederek geliştirmek mümkün mümkün müdür?Bu sorunun cevabını son zamanlarda hayatımıza hızlı bir şekilde giriş yapan ve pek de alışık olmadığımız bir şekilde çalışmalarını yürüten, çalıştığı gruba farklı bir perspektiften bakan bir meslek veriyor: ERGOTERAPİ.

 ‘Ergo’ kelimesi yunanca ‘iş’ anlamına gelmektedir ve literatürde ergoterapi ‘iş/uğraşı terapisi’ olarak da geçmektedir. Kişi merkezli bir sağlık mesleği olan ergoterapi bireylerin günlük yaşam aktivitelerine katılımını sağlamaya veya artırmaya yönelik çalışmaktadır ve çalışmalarında araç olarak aktiviteleri kullanmaktadır.Ergoterapistler bireylerin yapmak istedikleri, yapmaları istenen veya ihtiyaç duyduğu aktivitelere katılmalarını sağlarlar. 


İnsanoğlunun kendisi için anlamlı ve amaçlı aktivitelere katılımı devam ettikçe sağlık ve yaşam kalitesinin de devam ettiği görülmüştür. Peki, nedir bu aktivite? Aktivite bireyin günlük yaşamında yaptığı herşeydir ve bireylerin kendine bakım, serbest zaman, üretkenlik gibi günlük yaşam alanlarına katılımını içerir. Bunun için gerekli olan koordinasyon, denge, ince-kaba motor beceriler, duyu re-integrasyonu ve kognitif-bilişsel beceriler ergoterapistlerin çalışma alanlarıdır. Ergoterapistlerin önceliği bu çalışma alanlarının hangisinde veya hangilerinde bir sorun olduğunu belirlemektir. Bunun için kapsamlı değerlendirme yaparlar ve ardından kişiye özel müdahale planı hazırlanır.


Ergoterapistlerin çalışma alanları oldukça geniştir. Otizm, epilepsi, gibi psikiyatrik hastalıklar başta olmak üzere geriatrik, nörolojik, ortopedik ve pediatrik hastalıkların tedavisinde de etkin rol oynar. Bireylerin ergoterapiye başvurmaları için tanı almış olmaları gerekmez. Günlük yaşamda kişisel bakım, üretkenlik ve sosyal katılım aktiviteleriyle ilgili sorun yaşayan ve ergoterapi desteği almak isteyen herkes ve her yaştan birey hizmetten faydalanabilir. 


Günümüzde ergoterapistlerin en aktif çalıştıkları alanlardan birisi duyu bütünlemedir. Duyu bütünleme duyulardan gelen bilgileri beyinde algıladıktan sonra gerekli cevabı oluşturmak için bu bilgileri yorumlama, bütünleme ve sentezleme becerisidir. Otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu başta olmak üzere daha birçok hastalıkta duyu bütünleme problemleri yaşandığı bilinmektedir. Ayrıca özellikle pandemiden sonra birçok çocukta bu problem ‘uyaran eksikliği’ şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu bozukluğa sahip çocuk, ergen veya yetişkinler terapi yoluyla becerilerini geliştirerek günlük yaşamlarında daha rahat ve kontrollü olurlar.


Ergoterapi anlamlı ve amaçlı aktivitelerle kişilerin sağlık, refah ve yaşam kalitesini artırmaya çalışmaktadır. Sizde kendiniz, çocuğunuz veya sevdiklerinizin gününe hayat katmak ister misiniz?


Ergoterapist
İrem ŞAHİNER