TOPUZ DAĞI ve TOPUZ DAĞI GAZETESİ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Topuz Dağı Ürgüp’ün Ulaşlı Köyü sınırlarından başlayıp, Aksalur, Karacaören, Karain, Boyalı, Akköy ve Başdere Köye kadar uzanan 15 KM uzunluğunda 5 KM genişliğinde 1535 Metre yüksekliğinde Nevşehir il sınırları içinde kalan bir dağın adıdır. Topuz Dağı Geçidi ise İncesu ile Ürgüp arasında olup bu iki ilçeyi birbirinden ayırır. Aynı zamanda Kayseri-Nevşehir il sınırıdır.Başdere köyünün yaylası diyebileceğimiz yöredeasırlık çam ağaçları vardır.

Dağı Gazetesi ise 1974-1976 yıllarında Ürgüp Lisesi edebiyat kolunun benim başkanlığımda çıkardığı duvar gazetesinin adıdır. Ürgüp Lisesinin yeni açıldığı yıllarda ben henüz ortaokul öğrencisiyim. Edebiyat Kolunda benden büyük liseli abiler var. Rahmetli Türkçe öğretmeniniz Osman Aydoğan’da edebiyat kolundan sorumlu öğretmen idi. Ben daha küçük olmama rağmen edebiyat kolu başkanı olarak beni seçtiler. Benden TOPUZ DAĞI ismiyle bir duvar gazetesi çıkarmamızı istedi Osman öğretmen. İlk konuda belliydi İsmet İnönü’nün ölümünün birinci yılında anılması yapılacaktı. Ben hemen O zaman Ürgüp’te eczacı olan ve ilçe başkanlığı yapan Cemal Seymen’e gittim. İsmet İnönü ile ilgili yazılar ve resimler istedim. Rahmetli Seymen benimle çokça ilgilendi arşivindeki İnönü resimlerini ve yazılarını seçip bana verdi. Böylece ilk duvar gazetesini çıkardık.

Osman hocam Topuz Dağı’ndan etkilenerek Duvar gazetesine de Topuz Dağı adını vermişti.

(Osman Aydoğan)

Duvar gazetesinde öyküler şiirler ve bölge tanıtımı ile yazılar yer alıyordu. O yıllarda bilgisayar yoktu daktilo sadece öğretmenler odasında vardı. Bana istediğim zaman öğretmenler odasına girip daktiloyu kullanma hakkı verdiler. O yıllarda çocuktum aşk sevgi, flört nedir bilmezdim. Öğretmeler Odasına her girdiğimde odada resim öğretmenimiz Semra hoca ve Biyoloji öğretmenimiz Mehmet Arslan olurdu. Mehmet Arslan ile Semra hocam evlendiler daha sonra Adapazarı’nda yaşamaya başladılar. Yıllar sonra Mehmet hocanın ölüm haberi de geldi.

Osman Aydoğan ve Mehmet Arslan hocaları kaybettik. Her ikisine de rahmet diliyorum.

Siyasal arenanın çalkantılı olduğu yıllarda Lise Müdürümüz değişti. Şuanda ismini anımsayamadığım ve tabiki anımsamakta istenmediğim bir vatandaş lise müdürü olarak geldi. Bir gün beni odasına çağırdı. “Duvar Gazetesine Ahmed Arif’in şiirini asmışsınız onu indir” dedi. Ben yatılı öğrenciydim .Lise müdürü de doğal olarak velim oluyordu. Şiiri indirdim ama Topuz Dağı Gazetesi de 2 yıl süren yayın yaşamına son verdi. Oysa Ahmed Arif şiirleri bugün şarkı ve türkü sözleri olarak hergün duyar olduğumuz sözlerden oluşuyordu.

İki yıl boyunca okulu açık olduğu dönemde tamı tamına 15 sayı duvar gazetesi çıkartmıştık. Böylece bende 15 yaşında bir gazetecilik deneyimi yaşamıştım.