Kapadokya Bölgesinde Kilise Fresklerinde En Çok Resmedilen Sahneleri sizler için araştırdık.

DEİSİS :
Kapadokya ve diğer kiliselerde en çok rastlanan shnelerden biri olan “ desis ” eski bir dua biçimidir. İsa, sağınd meryem ana, solunda vaftizci yahya ile birlikte resmedilir. Günahkarlar için tanrı’dan af dilerler. Genellikle ana apsis’te yer alır.

MÜJDE :
Cebrail, yusuf adında bir erkek’le nışanlı olan bakire meryem’i ziyaret eder ve meryem’e tanrının ryhu tarafından hamile kalacağını, bir oğlan doğurup adını isak ( isa ) koyacağını bildirir. Akrabası olan elizebeth de yaşlı olmasına karşın bir oğlan’a gebe kalır ve hamileliğinin 6. Ayındadır. Kapadokya kiliselerindeki “müjde” sahnelerinde meryem genellikle evinin önünde, melek’le konuşur haldedir.

ZİYARET :
Meryem müjde olayından sonra yahuda şehrine doğru yola koyulur ve elizabeth ile kocası zekeriya’yı selamlar. Elizabeth meryem’in selamını işitir işitmez karnındaki çocuk kımıldar ve kutsal karnının ürünününde kutsal olmasını diler. Bu olayı anlatan resimler’de meryem, elizabeth’den daha yaşlıdır ve genellikle birbirlerine sarılı durumdadırlar.

BEYTÜLLAHİM’E YOLCULUK :
İmparator augustus zamanında ilk nüfus sayımı yapılacaktı. Herkesin kendi şehrine gidip kaydını yaptırması gerekiyordu. Bu nedenle yusuf ile meryem nasıra şehrinden beytüllahim’e yola koyuldular. Beytüllahim’e yolculuk sahnelerinde meryem, bir eşeğe binmiş, yusuf ve bir hizmetkarla birlikte yolculuk yaparken resmedilmiştir.

DOĞUM :
Meryem ve yusuf beytüllahim’e ulaştığında kalacak han bulamadıklarından ancak bir ahır’da konaklayabilirler. Ahır’da iken meryem’in günü dolar ve bir oğlan çocuğu dünya’ya getirir. İsa’nın doğumu sahnelerinde yusuf, meryem ve çocuk isa’dan oluşan “ kutsal aile ” ahırda resmedilir. Çocuk isa, bir yemlik içerisinde, arkasında öküz ve eşek soluklarıyla isa’yı ısıtırlar. Meryem uzanmış, yusuf ise şaşkın ve düşüncelidir.

ÜÇ MÜNECCİMİN TAPINMASI :
Yıldız bilimcilerinden “ gaspar-merkür ve baltazar ” doğu’da isa’nın yıldızını görürler. Önlerinden giden yıldızı takip ederek isa’nın doğduğu yere ulaşırlar. İsa’yı gördüklerinde ona tapınıp yanlarında getirdikleri altın,buhur,parfüm ve ilaçlardan hediye ederler. Üç müneccimin tapınma sahnelerinde, müneccimlerden biri genç, biri orta, diğeri ise yaşlı’dır. Giyinişleri kralların giyinişlerini andırdığından bu sahneye “ kralların tapınması ” da denmektedir.

MISIR’A KAÇIŞ :
Yıldız bilimciler ( müneccimler ) yola çıktıktan sonra yusuf’un rüyasında bir melek, imparator herodes’in isa’yı öldürtmek istediğini bu nedenle annesini alıp isa ile birlikte mısır’a kaçmasını ve ikinci bir haber gelene kadar orada kalmasını söyler. Bu arada herodes, beytüllahim ve çevresinde doğan 2 yaşına kadar olan bütün çocukların öldürülmesini buyurur ve askerlerini bu kıyıma gönderir. Herodes ölünce yusuf’a bir melek görünür, isa ve meryem’i alıp ülkesine dönmesini söyler. Bu olayı anlatan sahnelerde, kucağında isa ile meryem bir eşeğin üzerinde dir.Yusuf ise eşeğin arkasındadır. Kutsal aile’nin yanında bir uşak’da görülebilir.


VAFTİZ :
İsa, yahya tarafından vaftiz edilmek üzere şeria nehrine, yahya’nın yanına gelir. Ancak yahya, isa tarafından kendisinin vaftiz edilmesi gerektiğini belirterek ona engel olmak ister. İsa ise, “ tanrı ” nın emrinin yerine 
Getirilmesinin uygun olacağını belirterek, yahya’dan kendisini vaftiz etmesini ister. İsa vaftiz olur olmaz sudan çıkar ve o anda gökler açılır; tanrı’nın ruhu’nun güvercin biçiminde inip isa’nın üzerine konduğu görülür. Tanrı, “ sevgili oğlum budur, ondan hoşnutum ” der. Bu konu ile ilgili sahnelerde yahya, isa’nın başına elini koyarken, isa ise nehrin ortasında kendisine havlu sunulurken resmedilir. Bazı durumlarda nehrin suyunu bulandıran şeytan görülür.

LAZARUS’UN DİRİLMESİ :
Meryem ve kız kardeşi marta, lazarus’un kardeşleriydi. Kız kardeşleri isa’ya sevdiği insan lazarus’un hasta olduğunu bildirirler. İsa bulunduğu yerde iki gün daha kaldıktan sonra lazarus’u iyileştirmek için gitmeğe karar verdiğinde lazarus ölmüştür ve 4 gündür gömülüdür. İsa meryeme ve onunla birlikte ağlayanlara acır ve lazarusun nereye gömüldüğünü sorar. Lazarus girişinde taş duran bir mağarada gömülüdür. İsa taşın kaldırılmasını emrederek gözlerini gökyüzüne diker ve “ lazarus dişarı çık ” diye bağırır. Lazarus elleri, ayakları ve yüzü bezle sarılmış olarak dışarı çıkar. Lazarusun diritilmesi sahnelerinde lazarus kefene sarılmış, kız kardeşleri ise mezarın önünde diz çökmüş olarak resmedilirler.

BAŞKALAŞIM :
İsa birgün petrus , yahya ve yakup’u yanına alarak dağa çıkar. İsa dua ederken yüzünün görünümü değişir ve giysileri şimşek gibi parıldayan bir beyazlığa bürünür. O anda isa‘ nın musa ve ilyas’la konustuğu görülür.konuşmalarının konusu ise isa’nın kudüs’te gerçekleşecek olan ölümüdür. Petrus ve arkadaşlarının uykularının gelmesine karşın yine de uyanık kalıp isa ve onunla konuşan iki peygamberi seyredebilirler.bir bulut isa’yı , musa’yı ve ilyas’ı örttüğünde diğerleri korkarak dağın eteğine gizlenirler. Buluttan gelen bir ses isa’nın kendi oğlu olduğunu ve en sevdiği kişinin o olduğunu belirtir. Başkalaşım sahnelerinde isa dağın zirvesinde parlak bir ışık demeti ile birlikte musa ve ilyas’la konusurken petrus,yahya ve yakup ise dağın eteklerinde saklanırken resmedilir.

KUDÜS’E GİRİŞ :
İsa kudüs’e girmeden önce öğrencilerinden ikisine kudüs’te hiç kimsenin bilmediği bir eşşek bulacaklarını belirtir ve onu alıp gelmelerini eğer soran biri olursa rabbimizin ihtiyacı var hemen geri yollıcak diye söylemelerini emreder. İsa eşşeğe binerek kudüs’e girerken kimi insanlar pelerinini yere serer kimileride kırlardan getirilmiş dal parçalarını yollara atar. Daha sonra isa tapınağa gider ve orayı denetler.kudüs’ e giriş sahnelerinde isa eşşeğin üzerindedir ve kudüs halkı isa’yı oldukça gösterişli bir şekilde karşılar . Bu sahnelerde ağaca çıkmış bir adamda resmedilir. Bu kişi pek dürüst bir insan olmayan zakkeus’tur . İsa bu şahsın evinde kalır . Ve isa’ya yardım sever bir insan olacağı sözünü verir.

SON AKŞAM YEMEĞİ : 
Yahudiler 7 nisan ‘dan başlamak üzere 7 gün mayasız ekmek yerler. 14 nisan akşamı kesilen kuzu ise şafakta yenir. İsa sofra için odayı hazırlar ve öğrencilerinin ayaklarını yıkar . Akşam olunca isa ve 12 havarisi sofraya otururlar . 12 havarilerden biri olan yahuda iskariod 30 gümüş karşılığı isa’yı ele vermek için baş rahiple anlaşır . İsa sofradayken bana ihanet edecek olan kişinin eli benimkiyle birlikte masanın üzerindedir der. Yahya incil’inde ise isa içinizden biri ele verecek der. Öğrencilerde kimi kastettiğini bilmediklerinden birbirlerine bakarlar. Son akşam yemeği sahnesi bir masa çevresinde oturmuş isa ve 12 havaristen oluşur . Masanın üzerinde tabak içinde bir balık yer alır . 

İHANET : 
İsa ve öğrencileri zeytin dağında dua etmekteyken 12 havariden biri olan yahuda ile birlikte baş kahin ve ihtiyarlar tarafından gönderilmiş kılıçlı ve sopalı bir kalabalık ve askerler gelir . Yahuda kimi öpersem o isa ‘dır onu tutuklayın die kalabalık halkla sözleşmiştir. Yahuda isa ‘nın yanına yaklaştığında üstad diye sarılır. Ve isa askerler tarafından yakalanır. Daha sonra yahuda vicdan azabı çeker ve intihar eder. İhanet sahnesinde arkada mızraklı bir grup önde ise isa’ya sarılan yahuda resmedilmiştir.

İSA ÇARMIHTA :
İsayı çarmıha geren 4 asker onun giysilerini aralarında bölüşürler.gömleğini bile çıkarırlar ancak dikişsiz olduğunda bölüşemezler ve aralarında kura çekerler.isanın çarmıhının yanında ise annesi, annesinin kızkardeşi,klopas ın karısı meryemle mecdelli meryem(maria magdelena)durmaktadır .isa annesi ile en sevdiği öğrencisi yahya yı gördüğünde meryeme “anne işte oğlun”,yahyayada”işte annen”der isanın önündeki iki askerden biri elindeki mızrağı isa nın göğüsüne saplar burada kan ve su çıkar.diğer asker ise elindeki mızrağın ucunda bulunan süngeri sirkeye batırarak isanın ağızına yaklaştırır .isa gözlerini yumar . İsanın çarmıh sahnesinde bütün bu kişileri biraraya getirebileceğimiz gibi sadece meryem ve yahyayıda alabiliriz.aslında çarmıh sahnesinde isa ile birlikte iki hırsızıda çarmıha gerilmiştir

Tokalı Kilise
Göreme'de açık hava müzesinin biraz dışında bulunmaktadır, ancak müzenin parçasıdır. Kilisenin restorasyonu İtalyan heyet tarafından sürdürülmektedir. Kilisenin en önemli özelliklerinden birisi nefteki 10.yüzyıla ait fresklerdir. 11.yüzyılda eklenen yarım kubbedeki eklemelerdir. 12 havariye ait freskleri barındıran kilisede, İsa Peygamberin ve azizlerin hayatından sahneler de bulunmaktadır. Kilise dört odadan oluşmuştur. En eski bölüm 10.yüzyıldan kalmıştır. Kilisenin yeni bölümünde İncil’den sahneler bulunmaktadır.
Elmalı Kilise

Elmalı Kilise
Elmalı Kilise küçük bir mağara kilisesidir. MS 1050 yılı civarında inşa edilmiştir. Dört haç şeklinde yapılmıştır. Bu kilisenin restorasyonu 1991 yılında tamamlanmış ama fresklerin bozularak dökülmesine engel olunamamıştır. Bu kilisede azizleri, rahipleri ve Hristiyan şehitlerini anlatan sahneler bulunmaktadır. Ayrıca kilisede Yunanca balık anlamına gelen ΙΧΘΥΣ harflerinden oluşan balık resimleri bulunmaktadır. Kilisenin ismindeki elmanın resmedilen melek Mikâil’in elindeki elmadan veya civardaki çok büyük bir elma ağacından geldiği sanılmaktadır.
Barbara Kilisesi

Barbara Kilisesi
Barbara Kilisesinin ismi, babası Dioskorus tarafından Hristiyanlığın etkisinden uzak tutulmak için hapis tutulan Nicomedia (İZMİT) lı bir azizenin adından gelir. Bütün engellemelere rağmen Hristiyanlığın gereklerini yerine getirmeyi başaran Barbara sonunda 4 Aralık 235 'te babası Dioskorus tarafından başı kesilerek öldürülecektir. Dioskorus 'ta bu olaydan hemen sonra o gün Apaçık , bulutsuz bir hava olmasına rağmen başına Yıldırım düşmesi sonucu ölmüştür. 11.yüzyılda inşa edilen kilise bu Hristiyan şehit-azizeye ithaf edilmiştir. Kilisenin yapısı Çarıklı Kiliseye çok benzer. İçi haç şeklinde ve ortasında bir kubbesi vardır. Kubbedeki tahtında İsa resmedilirken doğrudan kayay çizikmiş doğal kırmızı renklerle resimler çizilmiştir. Ayrıca kilisenin kuzey duvarında ejderhaya karşı at üzerinde birlikte savaşan Aziz George ve Aziz Theodore resmedilmiştir.
Yılanlı Kilise

Yılanlı Kilise
Yılanlı Kilise uzun koridorlu ve alçak tavanlı kemerli bir kilisedir. İsmini duvarındaki yılan/ejderhayı öldüren Aziz George ve Aziz Theodore resminden alır. Kilisede ayrıca İmparator Konstantin ve annesi Aziz Helena’yı canlandıran resimler bulunmaktadır. Diğer ilginç bir resim ise Aziz Onuphrius’a aittir. Bu aziz, Mısır’daki Thebes yakınlarındaki çölde münzevi bir hayat yaşamış ve genelde olduğu gibi uzun gri sakalı ve tek giysi olarak üzerinde olan defne yaprağıyla resmedilmiştir.
Karanlık Kilise

Karanlık Kilise
Karanlık Kilise 11. yüzyılda inşa edilen bir manastırdır. Kubbeli bir kilise olup dört kolon ve bir büyük, iki küçük kubbeye sahiptir. Kubbelerde Yeni Ahit’den sahneler resmedilmiştir. Bölgenin Türkler tarafından alınmasından sonra 1950’lere kadar güvercinlik olarak kullanılmıştır. Güvercin pislikleri 14 yılda temizlenen freskler tüm Kapadokya’da en iyi saklanan fresklerdir. Kilisenin ismi tüm kiliseyi sadece küçük bir pencerenin aydınlatmasından ileri gelmektedir. Bu pencere sayesinde kiliseye çok az ışık girebilmiş ve süslemelerin renk zenginliği bu sayede günümüze kadar gelebilmiştir.
Çarıklı Kilise

Çarıklı Kilise
Çarıklı Kilisenin ismi kilisenin girişinde yer alan ve Göğe Yükselişi temsil eden iki ayak izinden gelir. Bu freskin Kudüs’deki Göğe Yükseliş Kilisesindekiyle aynı olduğu söylenir. Kilise, Karanlık Kilise ile aynı kaya kütlesi içine oyulmuştur. 11. yüzyıldan kalan fresklerde Çarmıha Geriliş, Vaftiz gibi Yeni Ahit’den sahneler bulunmaktadır.


Kapadokya ilkçağ medeniyetlerinden sonra Roma ve Bizans gibi Hıristiyan medeniyetlerin etkisi altında kalmıştır.
Göreme Açık Hava Müzesi'nde Bulunan Kilise ve Manastırlar
Kapadokya'da Hıristiyanlık tarihine ışık tutan en önemli eserler, kayalara oyulmuş kiliselerdir. Bölgede iki yüz elliden fazla kilise bulunmakta, her vadide kilise ve manastırlara rastlanmaktadır. Bu kısımda Kapadokya kiliselerinin önemli sayılanları bazı özellikleriyle ele alınacaktır. Göreme Vadisi'nde en güzel örnekleri görülen kilise ve şapellerin mimarisinde ve dekorasyonunda Mezopotamya, Filistin, ilk Hıristiyanlık, Bizans ve Ermeni sanat üslubunun etkileri görülmektedir. Bugün Göreme Açık Hava Müzesi olarak ziyarete açık olan bölgedeki kiliseler, manastırlar ve şapeller şunlardır:
Tokalı Kilise:
Bölgenin en büyük kaya kilisesidir. Eski Kilise, Eski Kilise'nin altındaki Kilise, Yeni Kilise ve onun kuzeyindeki Yan Şapel olmak üzere dört mekândan oluşur.
Rahibeler Manastırı (Kızlar Manastırı):
Açık Hava Müzesi'nin girişinin solunda yer alır. Yedi katlı bir kaya kütlesi olan kilisenin birinci katındaki yemekhanesi, mutfağı, birkaç odası ve ikinci katındaki yıkık şapeli gezilebilir durumdadır.
Yılanlı Kilise:
Girişi kuzeydendir. Ana mekân enlemesine dikdörtgen planlı, beşik tonozlu, güneyde mezarların bulunduğu ek mekân ise düz tavanlıdır.
Elmalı Kilise:
Adını çevresindeki elma bahçelerinden alan kilisenin fresklerinden XI. yüzyıla ait olduğu anlaşılmaktadır. Dokuz kubbeli, dört sütunlu, kapalı Yunan haçı planlı, üç apsislidir.
Aziz Basil Şapeli:
Göreme Açık Hava Müzesi'nin girişindedir.
Karanlık Kilise:
Karanlık Kilise olarak adlandırılmasının nedeni, narteks kısmındaki küçük bir pencereden çok az ışık almasıdır.
Çarıklı Kilise:
İsa'nın göğe yükseliş sahnesinin altında bulunan çarık izine benzer bir ayak izinden dolayı kiliseye bu ad verilmiştir.
Azize Barbara Şapeli:
İkonograflarından birinin adıyla anılan kilise VIII. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilir. Kiler, mutfak ve yemekhanesi bugüne kadar kalabilmiştir
Kadir Durmuş Kilisesi:
Adını içinde bulunduğu bağın sahibinden alır. Göreme Beldesi'ne yakın bir yerde bulunan kilise, kesme taşlarla inşa edilmiştir. Kaya kabartma süslemelerin en güzel örnekleri bu kilisede görülebilir
Yusuf Koç Kilisesi:
Bu kilise de adını, içinde bulunduğu bağın sahibinin adından almıştır. Kadir Durmuş Kilisesi gibi kesme taşlarla yapılmış bir kilisedir. Göreme yakınlarındadır ve XI. yüzyılda yapılmıştır.
El-Nazar Kilisesi:
El-Nazar vadisinde bulunan kilise XII. yüzyıla tarihlendirilir. İsa'nın çocukluğundan mucizelere kadar geçen zaman ve azizlerin tasvirleri sahnelenir. "T" planlı kilisenin kemerleri madalyonlarla süslüdür.
Saklı Kilise:
1957 yılında bulunduğu için bu kiliseye Saklı Kilise denmiştir. El-Nazar Kilisesi'ne yakındır. Kırmızı rengin hakim olduğu freskleri doğrudan kaya üzerine yapılmıştır
Kılıçlar Kilisesi:
Kılıçlar Vadisi'nde yer alan IX. yüzyıl sonu-X. yüzyıl başına ait bir yapıdır.
Meryem Ana Kilisesi (Kuşluk Kilisesi):
Göreme Vadisi'nin en güzel yapılarından biri olan kilise, Kılıçlar Vadisi’nin başladığı yamaçta, Tokalı Kilise'nin arkasındadır.
Azize Catherine Şapeli:
Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasındadır. XI. yüzyıla tarihlenmektedir.
Aziz Eustathius Şapeli:
Tokalı Kilise ile Meryem Ana Kilisesi'nin arasındadır. X. yüzyıl başında yapılmıştır. Ağırlıklı olarak kırmızı ve yeşil renklerin kullanıldığı freskler, Hıristiyanlığın erken dönemlerine işaret etmektedir.
Yamalı Kilise:
Latin, Grek ve Malta haçlarının işlendiği kilisede süsleme ve sembollerin anlaşılmasında güçlük çekilir.
Eğri Taşı Kilisesi:
Duvarlarındaki yazılardan Meryem'e adandığı anlaşılan kilise VIII. ve XII. yüzyıl arasına aittir
Ürgüp Kiliseleri
Pancarlık Kilisesi:
Ürgüp-Ortahisar yolunun üzerinde Pancarlık Vadisi'ndedir. Duvar resimleri yeşil zeminli olan kilise oldukça iyi korunmuştur.
Ürgüp çevresinde bulunan diğer kiliseler
: Mustafapaşa'da Aios Vasilios Kilisesi, Konstantin-Eleni Kilisesi, Kara Kilise, Yeşilöz Kilisesi (Aziz Theodore); Cemilköy'de Archangel Manastırı, Hagios Stephonos Manastırı, Saint Euphemia Kilisesi; Soğanlı'da otuz civarında kesme taştan yapılmış kilise bulunmaktadır. Soğanlı Vadisi XIII. yüzyıldan beri Hıristiyan yerleşimidir. Önemli kiliseler Takkeli Kilise, Ak Kilise, Geyik Kilise, Karabaş Kilise, Canavar Kilise, St. Barbara Kilisesi'dir. Ayrıca,-Alakara Kilise ve Manastır Vadisi kiliseleri de Ürgüp'te bulunan Hıristiyan medeniyetinin izlerini bugüne taşımaktadırlar. O
Ortahisar Kiliseleri
Üzümlü Kilise (Aziz Nichitas Kilisesi):
Ortahisar'ın batısında Kızılçukur Vadisi'nin girişindedir. Üzümlü Kilise'nin bulunduğu peribacası, keşişlerin yaşadığı manastır kompleksi gibi oyulmuştur.
Ortahisar'da bulunan diğer kilise ve manastırlar:
Harım Kilise, Sarıca Kilise, Cambazlı Kilise, Tavşanlı Kilise, Ala Kilise, Kepez Kiliseleri, Balkan Deresi Kiliseleri, Hallaç Dere Manastırı.
Belisırma ve Ihlara Kiliseleri:
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinden itibaren önemli manastır yerleşimleridir. Ulaşımı zor olan ve gizlenmiş durumdaki bu vadiler çok fazla saldırıya maruz kalmamışlardır. Önemli kiliseler şunlardır: Ala Kilise, Direkli Kilise, Kırkdamaraltı Kilisesi, Karagedik Kilisesi, Eskibaca Kilisesi, Sümbüllü Kilise, Bahattin Kilisesi, Ağaçlı Kilise, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Kokar Kilise, Purenliseki Kilisesi, Eğritaş Kilisesi, Kemer Kilise, Saint George Kilisesi.
Uçhisar Kalesi:
Nevşehir-Ürgüp karayolu üzerindedir. Kalede Bizans Dönemi'ne ait mezarlar bulunur.
Diğer Bölgelerde Bulunan Kilise ve Manastırlar
Belha Manastırı (Özkonak):
Özkonak'ta bulunan, Belha efsanesi ile ünlü bu manastır kayalara oyularak inşa edilmiştir. Erken Bizans Dönemi'ne aittir.
Vaftizci Yahya Kilisesi (Çavuşin):
Bölgede, mimari açıdan kilise olduğu belli olan tek yapı, en eski kilise olduğu sanılan ve ön cephesi tamamen çökmüş durumda olan Vaftizci Yahya Kilisesi'dir.
Büyük Güvercinlik Kilisesi (Çavuşin Kilisesi):
İlk Hıristiyanlığın en iyi ikon boyama çalışmaları bu kilisededir.
Güllüdere Kilisesi (Çavuşin):
Güllüdere Vadisi'ndedir. VI.-VII. yüzyılda tamamlanmış olan kiliseye XI. yüzyılda apsis eklenmiştir.
Zelve Kiliseleri:
Zelve Vadisi, IX. ve XIII. yüzyıllar arasında önemli bir Hıristiyan yerleşimidir.
Aziz Jean Kilisesi ve Açıksaray Harabeleri (Gülşehir):
Tüf kayalar içine oyulmuş mekânlarıyla yaklaşık 1 kilometrekarelik bir alana yayılmış büyük bir komplekstir.


Kaynak: Gezginci Laz - Vahit Gülay