Türkiye’nin Sosyal Yasasının Gelişim Seyirini Farklı Bir Açıdan Görmek ve Karşılaştırmak!
Stratejik Planlamalarda ,
İnsanın İnsana Yardım Etmesi Engellenmemeli !
 
   Çağdaş şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olarak birçok ülke gibi Türkiye de dünya cazibesine ilgi duyuyor .Bundan dolayı kentsel dönüşüm projeleri  ile yüksek binalar, otoyollar, köprü ve alt geçitler, tramvay, teleferik gibi tasarımlara önem verip bu istikamette ilerlemektedir.
  Dünya çapında yöneticilerin amaçları hep aynıdır, her yönetici devletinin büyümesini ister.
 Bizde  o  halde, aynı değerlere, değer verenleri ,aynı değerler ile değerlendirelim.
   Aynı amaca ve değerlere sahip olanlardan biri  de  Almanya’ dır, gelin aynı değerlere önem veren ve aynı amaçtaki Türkiye’ nin  sosyal yardım yasa sistemini karşılaştıralım.Onlar Müslüman değiller biz ise Müslüman’ız ve insana değer ve yardım  konusunda daha iyi olmak zorundayız.
   Birde bizim Süper Türk Milletinin, tüm dünyaya parmak ısırtan tarihini , göz önünde bulunduracak olur isek , bu millete ne yapmışız ve ne yapıyoruz? Karşılaştıralım bakalım.
 
      Alman sosyal dayanışmailkesi derki: "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz" prensibi ile hareket  etmeliyiz. Sağlık, kaza, emeklilik, bakım ve işsizlik  sigortası, insanımızın vazgeçilemeyecek haklarıdır. Asgari şartlarda gıda, giyim, ev, enerji, kişisel bakım, çevre ve kültürel hayata katılım  için sabit maliyetlerinin karşılanması  gerekmektedir.
 
KURAL Gereksinimleri:
Genellikle gıda, giyim, ev enerji , kişisel bakım, ev, günlük ihtiyaçlarını, çevre ve kültürel hayatta katılımı ve insanlar arasında oldukça iyi bir ilişki için sabit maliyetlerini karşılamak gerekir.
 
Frankfurt-Pass diye bir özel kart  ile, düşük gelirli vatandaşların sosyal hayattan soyutlanmamaları için,  psikolojik çöküntüye girmemeleri için devlet sunduğu özel indirimler ile sosyal hayatla iç içe olmalarını sağlıyorlar.Bunlardan bazıları şunlar:
Ø indirimli fiyatlarla (giriş ücreti veya maliyetleri sabit % 50):
Rebstock Yüzme Havuzu, buz pateni pisti, özel kent müzesi sergisi,geçici sergiler ve Senckenberg Müzesi, yerel sinemalarda ziyaret, gençlik dairesinin boş zaman aktiviteleri, Frankfurt  tiyatrolar Main desteği (opera, tiyatro, bale Frankfurt ), halk eğitimdeki kurslar, bisiklet trafiği becerileri kursu (ulaşımda indirim gibi…)
 
BAFöG  - Eğitim Yardımı, Wogg-Konut parası,BKGG- Çocuk yardımı                     

Tek ebeveynli bir çocuğun, ihtiyaçlarının giderilmesi için, devletten sosyal hizmet olarak, devlet tarafından verilen peşin bakım parası- Unterhaltsvorschussgesetz -UVG’ yi şu şartlar altında peşin olarak verilir. Tek başına çocuk yetiştiren ebeveyn, nafaka ödeyecek kişi yurtdışında  ise ,aile tarafları bilinmediği durumlarda, aile sorumlusu vefat ettiyse , ya da tam nafaka ödemiyor ise bu UVG devlet tarafından peşin bakım parası olarak çocuğun annesinin hesabına düzenli olarak her ay yatırılır .Baba hayatta ise , devlettin ödediği bu  bakım parasını (nafakayı) devlete borçlandırılır  .Nafaka ödeyemeyen taraf ,durumu el verdikçe devlete geri öder.Bu kanun ile çocuk mağdur olamadan bürokrasiye takılmadan ihtiyaçları rahat pürüzsüz bir şekilde karşılanılır.
 
 
     İnce ve hassas bir düşününce yapısı olan bu devlet maddi gücü olmayanlara sağlıkları bozulmasın , psikolojileri bozulmasın neslimiz sağlıklı ortamda yetişsin diye, ne detaylar ile insanlara değer verilmiş.
    Türkiye’de ise yoksullara yapılacak yardımlarla ilgili olarak, Türkiye açısından yapılmış Bir temel ihtiyaçlar tanımı, bulunmamaktadır.
 
Avrupa’daki yoksullar haklarını, açık bir şekilde web sitesinden veya kurumlardaki el broşüründen net öğrenme imkanı , maalesef  Türkiye’de yok.
     Devlet Denetleme Kurulunun raporunda belirtildiği gibi sosyal hizmetler ve yardımlardan yararlanacak ihtiyaç sahiplerinin; bu alanda hizmet veren çok sayıdaki kurum tarafından (SHÇEK, SYDGM, Vakıflar Genel Müdürlüğü,yerel yönetimler ve STK’lar vb.) farklı şekilde tanımlanması ve bunlar arasında  koordinasyon eksikliği, ulusal ölçekte bir yoksulluk kriterinin olmaması, bu alanda  merkezi bir veri tabanı bulunmaması, hedef grubuna, ya hiç hizmet sunulamaması ya da aynı kişilere birden fazla kurumca aynı nitelikte yardım ve hizmet sunulması  sonucunu  doğurmaktadır’’ der.
 
    Yardım için yetkili mercilere başvuru yapılmasıyla başlayan ve bürokratik aşamaların tamamlanması, yardım kararının alınması ve yardımın fiilen yapılmasıyla ,sonuçlanan süreçte ,birçok aşamada yardım talep eden vatandaşların horlandığı, küçümsendiği  ve sonuçta onur kırıcı ve incitici davranışlar sergilenebildiği kamuoyuna yansıyan bilgilerden anlaşılmaktadır.
 
    Karşılaştırmayı gördükten sonra eminim birçoğunuzun kafasında bazı düşünceler oluşmuştur.
 
    Alman’ ya vergisini alan, zengin bir ülke diye düşünebilirsiniz . Türkiye’de hangi  fakir  çıkıp , verginizden bize verin dedi ki  ? Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin vergi paraları zenginler içindir  . Lütfen bu üzücü temada takılıp kalmayalım.Benim problemim Türkiye  yapıyor veya yapmıyor , konusu değil.
 
Konu her şeyden önce , yardım anlayışının , insanın insana yardım etmesinin engellenmemesidir.
 
    Örneğin  KÜBA, Almanya ‘nın zıddı olan çok fakir bir ülke, fakat buna rağmen yarım asırdır öyle bir duruşla hayata tutundular ki, bu konuda diller lal olur.
KÜBA’ da tüm eğitim ve öğretim , okul üniforması ve beslenmede dahil ücretsiz.Üniversitelerinde  ücretsiz olduğu  ve burs verdiği  için Amerikan örgencileri gelip Küba`da okuyorlar .
Amerika’da 10 000 dolara yapılan bir ameliyat KÜBA da 10 dolara yapılıyor.
   Bu kadar fakir bir ülke bunu nasıl yapıyor dersiniz? Çünkü Küba Hükümeti insan canlısı ve içten bir hükümettir. Küba’daki insanların içinde hırs yok. Sakin ve hoşnut insanlardır. Çok basit kanunları vardır ve herkes bu kanunlardan paylaşmayı öğrenmiştir.
    Ben sizlere KÜBA gibi olun demiyorum  , sadece örnek veriyorum.
Küba’da imkansızlıkta bile insanlara nasıl davranıyorlar , TIP ilimlerini ve ilaçlarını nasıl paylaşıyorlar gidin görün. Kendim bizzat gördüğüm bir sahneden bahsetmek istiyorum .2005 yılında Pakistan’daki depreme en çok doktoru KÜBA gönderdi, tam 100 tane doktor! Bu doktorlar nerede yattıklarına bakmadılar, yemeden içmeden yardım etiller.Amerikan doktorları ,Alman doktorları ve Türk doktorlarının, ne yiyeceğiz, nerede yatacağız konusundaki endişelerini ,Küba doktorlarında görmedim , ve en fakirleri oldukları halde en çok ilaç yardımını yine Küba yaptı.
      Adı geçmişken Pakistan’dan bahsetmeden geçemeyeceğim: Pakistan’a gidin, oradaki  insanlar, nasıl bir yardım anlayışına sahipler onu görün.2011 yılında Pakistan ziyaretimde sayısız sosyal yardım sisteminin Pakistan devletinde  nasıl çalıştığını gördüm.Orada söz konusu yardım olunca halkın bağrı açık, herkes evini  açıyor.Bir öğretmen ben bu mahalledeki çocuklara eğitim desteği vereceğim dediğinde herkes buyurun benim evimi kullanın diyor .İnsana sevgiyle ,kalpten kapısını açıyorlar.
    Türkiye Almanya kadar vergi alsa da , yinede yoksula yardım etmezler, çünkü bunun için,  içimizde istek yok.Zengin ülkeler biz zenginiz,  insanların yardıma ihtiyacı yok demiyor , yinede insan , insana yardım ediyor , öyle ki bunu o kadar istekli yapıyorlar  ki uluslararası yardımlarda sürekli yer alıyorlar.
 
     Değerli okurlarım? Bildiğiniz üzere ben Kayseri`de Kay-Ders Derneği Genel Başkanıyım ve bizzat yaşadıklarımı ve tespit ettiklerimi  içim acıyarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
      Kayseri `de Kay Ders aracılığı ile yoksul çocuklara eğitim desteği sunduğumuzu birçok  yönetici  çevre tarafından bilinmektedir.
     Kayseri’de eğitim desteği sunduğumuz, bir katını
Kay Ders  Derneği’ nin bu güzel çalışmaları  için ücretsiz tahsis eden bir dershane devroldu  . Devrolduktan sonra 2012  ocak ayında  110 yoksul ortaöğretim öğrencisi ve bu çocuklara eğitimde destek vermek  için hazır olan , 70 gönüllü Kayseri Erciyes Üniversitesi öğrencisi ile Kay Ders Derneği sokakta kaldı .              
      İnanamayacaksınız  bu  çocuklara , 2   sınıflık  yer bulmak  için üniversite öğrencileri ile bir ekip oluşturduk. Ocak ayında -15 C   her gün  derdimizi anlatmak için  aklınıza gelebilecek her  yere gittik ve derdimizi anlattık  ve yine  Hayırsever  Kayseri  Vatandaşlarından da, bu çocukları ortada bırakmamaları için yardım istedik.
 45 gün süren bu süreçte yoksul çocuklara Kayseri`de  hiç kimse 2 odalık yer vermediler  ,salon vermediler ,evlerini açmadılar  ki bu çocuklara devam  yardım edebilelim. Devlet kurumlarının böyle bir  dayanışmaya , yer tahsis etmeleri yasak mı acaba?
 
Kanunlar , insanlara yardım, ancak dernek vasıtasıyla  yapılabilinir diye baskı  yapıyor .Dernek oluyorsun yine yardım yok.
    
     Kay Ders Derneği, Kayseri’ de 45 gün yoksul öğrenciler ile sokakta kaldıktan sonra yardım elini kim uzattı bize biliyor musunuz? Bir Kuran Kursu ! 3 sınıflık yerlerini  hafta sonları kullanabileceğimizi söylediler ,fakat bilmiyoruz ki ne kadar daha burada kalabiliriz.
 
    Tüm Kayseri ` de sadece bu kuran kursu yönetimindekilerinin kalbi varmış bu yoksul çocuklara!
   
    Şundan emin olun değerli okurlarım,
konu burada Almanya zengin ülke  , Küba fakir ülke ,Türkiye söyle ülke Pakistan böyle ülke konusu değil.
KONU BU YOKSUL ÇOCUKLARA BÖYLEMİ YAPILMALIYDI ???
BİZ  TÜRKİYE’ NİN YAŞAYAN KALPLER OLMASINI İSTİYORUZ…
 
Konu artık kafamızı değiştirelim. Basit düşünelim.
Duygularımızı ,düşüncelerimizi ,aç olan insanlar için,geleceğimiz olan  fakirlikten dolayı acı çeken çocuklar için yönlendirelim.
 
    Geçmişimizle öğünmek, şimdiki problemleri, insan insana yardım etmediği sürece, çöz-mez…
Hayatı zor durumdaki yaşayan insanlara kolaylaştıralım lütfen…Bu bizim hepimizin görevi.