Bilimsel çalışmalara uzak değilim.
Teknolojik ürünleri takip eder, kullanmayı da severim.
Atom, atom altı parçacıklar, uzay, kâinat, galaksiler, yıldızlar, süper nova, beyaz cüce, kara delik vb. gibi kavramlar her zaman ilgimi çekmiştir.
23 yaşında tanıştığım ‘Rubik’in Küpü’nü’ çözmek için çok uğraştığımı hatırlıyorum.
Sonunda anladım ki bu küpü uğraşarak çözmenin imkânı yok.
Küpün çözümü ile ilgili geliştirilen formülleri inceledim ve küpü ortalama 4,5 dakikada çözmeyi başardım.
Oh! Dedim
Çok sevindim
Sanki büyük bir işi başarmış gibi huzur duydun
Sonra ise etkisi yok olup gitti
Bilim her zaman ilgi alanıma girmiştir
Fakat
Geçen hafta yaptığım ve ilk kez bindiğim bir uçak yolculuğu beni hayretler içinde bıraktı.
Binlerce tonluk uçağın, ağırlığı dahi olmayan (çok az var) havada nasıl uçtuğunu anlamadım?
Aklım almadı
Sakın beni ‘Amerika’yı yeniden keşfetmekle’ suçlamayın.
Fakat aklım; binlerce tonluk bir ağırlığın havada kuş gibi süzüldüğünü, sağa sola manevralar yaparak uçtuğunu anlamıyor.
Üstelik binlerce litrelik bir yakıtla…
Arkadaşlar ile konuştum;
Hava basıncı dediler, havanın kaldırma kuvveti, yakıtın sağladığı itiş vb. gibi sözleri bir kulağımdan girip diğerinden çıktı.
Aklıma ve mantığıma söz dinletemiyor
Olmaz diyorum
Olamaz! Binlerce tonluk bir ağırlığa sahip bir nesne hava gibi hafif bir maddenin üzerinde uçamaz, uçmaması gerekir diyor, hayretler içinde kalıyorum.
Hiçbir teknolojik buluş karşısında şaşkınlık yaşamayan ben, bu olay karşısında şaşırıp kaldım.
Bulutların üstündeyiz, tutunacak bir şey yok, altımızda yer, insanlar, evler, yollar minyatür gibi gözüküyor.
Normal şartlarda hiçbir zaman göremeyeceğim bir manzara karşısında ürperiyorum.
Ve şükrediyorum
Allah’ın verdiği akıl ile yapılan bu teknolojiye, bunun getirdiği rahatlığa ve kolaylığa şükrediyorum.
Bu kadar nimetler içinde yaşadığımıza
Bunları kimi zaman görmediğimize
Umursamaz davranışımıza
Hayret ediyor
Allah’ıma binlerce kez hamd ve şükürler ediyorum…