Medya'nin Üstün Dökmen'in konuşmasını
Aradan cimbizla çekip "başörtülü psikolog olmaz"i alıp yayınlarken hemen arkasından belirtilen "Atatürk portresini de odama koymam" ifadesiyle anlatmaya çalıştığını ben anlıyorum Üstün Dökmen bey,
Ancak
Nötr olmak adına dini kimliğimden ödün veremem kusura bakmayın.
Çünkü başörtüsü orda çıkarıp burda takılacak bir meta değil bir benlik algısı, bir hayat tarzıdır. Bir haç i boyna takmak ile aynı kefede degerlendirilmemeli.
Kendi benlik bütünlüğümü bozup başka benlikleri onaramam.
Üstelik bu bakış açısı (nötr olmak) psikoanalitik kuramın söylemidir. Psikoterapi de her kuram bunu ifade etmez.
Elbette bir psikoterapist asla görüş ve inancını dikte edemez ya da buna yönelik danışanı yönlendiremez ancak nötr olmak zorunda da değildir. Bazı terapi ekolleri
"Yakınlık ilişkisi" üzerine kuruludur. Dolayısıyla bir başörtülü olarak bana güvenip gelen ve dini ya da kültürel olarak kendini benim yanımda ait hisseden ya da anlaşılacağıni düşünen danisanlarim elbette olacaktır. Evet bu da bir önyargıdir ama işlevseldir. Özellikle yurtdışında yaşayan vatandaşlarimiz kendi memleketlerinde terapist tercih etmektedir bu anlayıştan dolayı ve biz bunu değiştiremeyiz.
Ancak farkındalık kazandirabiliriz.
İnsan kendini ait hissettiği kişiye yakinlasabilir ve onun yanında kendini güvende hisseder. Güven ilişkisi Psikoterapi'de en önemli kriterdir.
Diğer yandan hiçbir başörtülüye sadece başı örtülü diye güvenmemelidir. Sadece bu kritire bakarak hareket edenler her zaman yanilmistir.
Dürüstlüğün ölçüsü kıyafet değil eylem ve davranıştır.
Peki başörtülü bayanlara yönelik önyargılı yaklaşan terapistleri nasıl değerlendirelim?
Nötr lüğü nereye koyacağız burda?
Yıllarca başı örtülü diye bütün sosyal, eğitim ve ekonomik haklarını elinden aldığınız, ikna odaları kurup başı örtülü bayanlara zulmettiginiz dönemlerde yapılan uygulamalar bilimsel etiğe uyuyor muydu?
Ya da nötr lüğü mü savunuyorsunuz yine?
Ön yargı zihinle ilgilidir bunu en iyi siz bilirsiniz ama ne yazık ki en iyi bildiğinden de gafil olabiliyor demek ki insan.
Bu ifadeleriniz dikkat çekip başörtüsüne saldırı olarak algılanıp toplumda başörtüsüne biraz daha sempati gelişecek bunu bilirsiniz.
Bu durum karı koca kavgasına benzer kendi aralarında didişip dururlar dışardan bir saldırı gelince kenetlenirler ya öyle.
Bu psikososyal bir gerçeklik.
Diğer yandan
Ülkemde kabuk bağlamış bir yarayi yeniden kanattiniz tebrik ediyorum.
Sayenizde insanlar ikiye bölünecek yeniden.
Ne gerek vardı ki?
Psikolog Fatma Çalışkan
Psikoterapist/ Aile Danışmanı