EL İYİSİ DEĞİL " HAKİKİ İYİ" OLMAK

El İyisi, yani toplumda iyi olarak bilinen, elle gösterilen iyiler. Sessiz, sakin , efendi, suya sabuna bulaşmayan, ne deseniz evet diyen (asla hayır diyemeyen); eğer bi şeyi istemiyorsa bunu asla açıkça belli etmeyip bundan dolayı arkadan söylenip, şikayetlenen;  yüz yüze gelince de hiçbir şey yokmuş gibi kaldığı yerden devam eden "Kendi olamamış" ve aslında içiyle dışı bir olmayan, kendini dört dörtlük zanneden, yaptıklarının zerre farkında olmayan, kendine kör kişiler.

Bunlar dışarda elle gösterilen ancak aile içindeki rollerine baktığımızda durumun hiç de öyle olmadığı kişilerdir.

Bilenler bilir, anlatamazsınız neler olduğunu evin içerisinde, anlatsanız da kimse kabul etmez bunu"Yok ya olur mu öyle şey, O böyle yapmaz " derler.
Niye çünkü el İyisi ya işte, inanmıştır herkes iyi olduğuna onun.

Peki iyi kimdir? Neye denir?

Gelin birlikte bakalım.

"Topluma göre iyi" : Sessiz, sakin sorgulamayan, konuşmayan, eleştirmeyen, boyun eğen, idare eden hep alttan alan taraftır.

Oysa bu özelliklere sahip kişiler yakın ilişkilerinde , ilişkiyi kangrene çeviren, pasif agresif tepkileriyle muhatabını tahrik ederek ( susarak, laf sokarak, söylenerek)  delirten, delirince de :

"Sen zaten böylesin, senin psikolojin bozuk " deyip işin içinden sıyrılan, ilişkideki rolüyle ilgili gereken sorumluluğu almayan ,
"Ben böyleyim, beni böyle kabul edeceksin" diyen kişilerdir.

Kendilerince doğru olan şeyi yapar ancak muhatabının asıl ihtiyacını görmezler.

Dışardan bakıldığında ezilen taraf olarak görünür, mağdur rolü oynarlar. Oysa asıl mağduriyeti kendileri yaratırlar. Değişimin sorumluluğunu almak istemedikleri için direnirler.

Evet iyi niyetlidirler ancak malesef kendilerinin yani nefislerinin dolayısıyla korkularının ve zaaflarının farkında olmadıkları ve bununla asla yüzleşmek istemedikleri için "Kaçarlar". İşe kaçarlar, sohbete kaçarlar, hayır yapmaya kaçarlar, alkole, maddeye, sigaraya kaçarlar. Herkesin kaçacak yeri kendine hastır. Kaçtıkları şeye aşırı yoğunlaşır, sürekli onunla meşgul olurlar. Orada varolduğunu hissettikleri için.

Bu kişiler " Ötekinin gözünde" varoldukları için sürekli etrafındakileri ( yakın aile hariç) memnun etme çabasındadırlar.

"İyi olduğuna inanmak iyi olmak demek değildir."

Gerçekten ne yaptığımıza dönüp bakmamız gerek. Çoğumuz ne yaptığının farkında değil malesef.

Zihnimizde bir projeksiyon var, herkes birbirine kendinde olanı & yansıttığını yaşıyor. Ve sadece suçlayıp, eleştriyor.

Oysa eleştirdiğimiz şeyleri bizzat kendimiz oluşturuyoruz, kendi söylem ve eylemlerimizle.

İhtiyacımız olan şey,  onun bunun ne yaptığı, ne olduğundan ziyade ; bizim ne yaptığımız ve ne olduğumuzu bilmek!

Yani ayna!

Hepinizin hakikati gösteren aynalara  ihtiyacı var ve aslında en iyi ayna " Çocuklarımız ve eşimiz" Çünkü onlar,  kimsenin görmediği en kör noktalarımızı görebiliyor. Onlara kapalı olmak kendine kapalı olmak demektir.

Bir de ;

Hakikati kavrama konusunda bilinç düzeyi yüksek Arif kişiler. Arifler hakikati anlamada hikmet gözüyle bakabilldiği için bize yol göstercidirler.

Peki Hakiki İyi kimdir?

Haydi bunu İnsanı Yaratan' a soralım, bakalım ne demiş?

" Onlar bollukta da, darlıkta da infak ederler.  Öfkelerini yenerler ve insanlardaki haklarından vazgeçenlerdir. (Al-i İmran 134) "

"O kullar üzerine aldıkları sorumluluğu yerine getirir ; dehşeti bütün ufku saracak olan o günden korkarlar. ( İnsan 7. ayet) "

" Allah tan başkasına kulluk etmeyin, anneye babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın, ve zekatı verin.

( Bakara 83.ayet) "

Sadagallahulazim (Şüphesiz Allah doğruyu söyleyendir.)