DENGELEME

Dr Emrullah Güney

'' O Ömer Hoca ,benim çocuğumun yeteneğini köreltti.''

'' Ömer Öğretmen sayesinde kiradan kurtulduk. Minnettarız Ona.''

'' Ömer Bey'i tanıyanlar anlatıyorlar, tek bir gün, tek bir saat ders işlememiş. Gören, duyan yok. Öğrencilerini dinleyin; anlarsınız. Böyle eğitim verilir mi ? ''

'' Bizim ev sahibi olmamız hayaldi, Ömer Bey'in direnciyle güzel bir daireye kavuştuk.''

'' Kızımın yeteneğine güveniyordum. Ne var ki Ömer'e düştü. Sorardım 'kızım ödevin yok mu!', Öğretmeni ödevin karşısındaymış. Aşırısı elbet zararlı, eğitim ilkeleriyle bağdaşmıyor, ama ödev vermeden nasıl çalıştıracaksın öğrenciyi ! Demem o ki, ilkokuldan sonra okuma isteği duymadı kızım. Oysa çizimi güzeldi; okusaydı mühendis, mimar, resim öğretmeni olabilirdi. Eğitim almayınca ne olur? Önleyemedik, daha 15 yaşındayken kasabanın düğünlerinde bateri çalan bir gençle anlaşmışlar, kaçıp gittiler. Şimdi Bodrum'da olduklarını biliyoruz. Kaybettik çocuğumuzu, yani Ömer gibi kişiyi öğretmen yaparsan sonuç budur. Ve ne acıdır ki, bize rastladı bu olumsuzluk.''

'' Esnaf, ilk girişimler başladığında bizle alay etti. 'Hocalar, altından kalkamazsınız bu işin, biz maddi açıdan size göre avantajlıyız, buna rağmen çekiniyoruz. Siz bu işlerin kolay yürüyeceğini sanıyorsunuz; olmaaz! Götüremezsiniz. Evet, Ömer Hoca dürüstlüğüyle tanınıyor ama, o kabiliyet onda yok,' dediler. Fakat Ömer Bey, sağolsun gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemedi, çalıştı, çabaladı; bizi daire sahibi yaptı.Yemedi, yedirmedi; müteahhitlerle çatıştı, yılmadı. Sonuçlandırdı başladığı işi. ''

'' Ben hep hayretler içinde kalmışımdır. 1960'larda Kırşehir Öğretmen Okulu, değerli eğitimcileriyle adını duyurmuş bir ocaktı. Ömer gibi birisi oradan nasıl çıkıp geldi de, kasaba çocuklarının geleceğini kararttı. Hep merak etmişimdir, üzülmüşümdür.''

'' Şimdi herkes imreniyor bizim siteye. Dairelerimiz güneşli, havadar. Ömer Hoca öyle plan çizdirmiş ki, aferin yav, bu kadar kullanışlı olur bir ev. ''

'' Bu Ömer'in öğretmenlikle hiç ilişkisi yok diyelim, pekii , bunca senedir, müfettiş teftişinden geçmiştir, değil mi, neden birisi çıkıp da rapor yazmamış öğretmenlik yapamaz, diye. Neden bizim çocuklarımızın istikbalini karartmış bu adam !''

'' Bizim etimiz ne, budumuz ne! Köyde tarla, bağ, bahçe olsa da, işlenmiyor, öyle olunca o cihetten para gelmiyor. Ömer Bey, sağolsun bizi daire sahibi yaptı ya, iki cihanda aziz olsun. Ben onu, eğitimci yönüyle hiç eleştirmiyorum. Çünkü çocuğumuz yok. Kim ne derse desin, o değerli bir eylem adamı. Herkes laf üretir; Ömer Bey iş üretir.''

'' Kim hakkında nasıl bir referans verdiyse, bir de baktık Ömer Bey İlçe İlköğretim Müdürü olarak karşımıza çıktı. Sanırım, İl Eğitim Müdürü gelmişti buraya. Orada tavsiye etmişlerdir. Turistik yörenin marka beldesi burası. Otel, lokanta, bar,pavyon,gazino bol da...Eğitim yerlerde sürünüyor. Ömer kim müdür olmak kim ! Bereket, hükümet değişince görevden aldılar.''

'' Bize, başaramazsınız diyen esnaf vardı ya hani. Bizim sitemiz onlarınkinden üstün. Kasabanın merkeziyle bağlantısı da iyi. Belediye otobüs seferi de koydu. Motorlu araçla on dakika, yürüyerek yarım saat. Ben daima şükran duymuşumdur Ömer Bey kardeşime. Onun çabaları olmasaydı, kim bilir hangi ev sahibinin tahakkümü altında yaşıyor olacaktık !''

........................

Öğretmen Ömer Ünsüz...Olumlu, olumsuz görüşler...Genel kanı iyi bir eğitimci olmadığı: Veliler, çocuklarının iyi bir öğrenci olarak yetiştirilmediğini savlıyorlar. Denetmen yazanaklarında da hiç olumsuz görüş bildirilmemesi bir sır, gizem...Fakat, turistik olduğundan yaşamın pahalı olduğu bir beldede ev sahibi olmanın mutluluğunu yaşayan meslekdaşları mutlu, memnun, sevinçli. Çünkü, Ömer Ünsüz, eğitimcilikte gösteremediği başarıyı konut yapı kooperatifi kurarak, yöneterek göstermiş.

Uzun zamandır düşündüğüm, işlemek istediğim bir konuydu bu. Lise Psikoloji (*) kitabında yanıtını buldum. Oradan aktarıyorum: ''Kişi doyurulmayan, engellenen dilek, istek ve amaçları yerine başkalarını koyar; bunların yerini doldurmaya, böylece eksikliği dengelemeye çalışır. Engelleme sonucu kaygıya düşen, uyumsuzluk gösteren insan, başka alanda elde ettiği başarıyla kendine olan saygınlığını sürdürebilir. Derslerinde başarısız olan bir öğrencinin spor yaparak saygınlık kazanması, işinde başarısız olan bir kişinin dernek işlerini çok iyi ve yararlı biçimde yürütmesi, bu savunma mekanizmasının sağlıklı sonuçlarıdır.Bu savunma mekanizması, bedensel eksiklik ve sakatlık durumlarından kaynaklanan aşağılık duygusunun giderilmesinde de önemli rol oynar.''

Bir çiçekle bahar gelmez, yaz olmaz. Ama, eğitim çarkındaki dişlilerden biridir Ömer Ünsüz. Çocuk yetiştirmede niteliksiz. Bunu ötelemek, toplumda saygınlık kazanmak için kooperatifçiliğe başlıyor, öğretmenleri daire sahibi yapıyor. İyi güzel de, yeteneği köreltilen, geleceği karartılan onlarca, yüzlerce çocuk ne olacak ?

Ömer Ünsüz Bey, senin işin öncelikle iyi bir eğitmenlik olmalıydı...Kooperatifçilik emeklilikte olabilirdi.

-------------------------------

(*)Köknel Ö,-K Özuğurlu-G A Bahadır. 1995. Psikoloji .

( Liseler İçin Ders Geçme ve Kredi Sistemi 1-2). Altın Kitaplar Yayınevi. İstanbul.