Yarım Kalan Hikayeler
Çocukken yatağa uzandığınız ve size hikayeler okunduğu zamanlardan gelir yarım kalan hikayeler. Hani tam kitabın sonlarına doğru uyuya kalırsızında rüyanızda da hikayenizi tamamlarsınız işte bu da tam olarak böyle. Rüyanızda kahraman siz olursunuz bir anda ya da bazen tavşansınızdır ağacın altında uyuyan..
Yaşanan hayatın içerisinde de böyledir işte bir hikaye başlar en umulmadık anda en çok istenilen olarak. İçerisindeyken yaşanılanın hikaye olduğu bile anlaşılmaz kolay kolay gerçek olduğu düşünülür bir yandan da gerçek olamayacak kadar karmaşıktır hikaye. Ve evet eminim sizde de bir şeyler canlandı şu anda. Bazen başlanan yeni bir iş bazen yeni bir ilişki ya da olağan akışta değişen ilişkiler sonra birden bire ortadan kaybolan kişiler yada durumlar. Hani hiç var olmamış gibi davranmaya çalıştığınız fakat en zayıf anınızda kendini hatırlatan sadece sizin gördüğünüz bir hayalet gibi.
Yaşamın içerisinde ki bu kayboluşlar hikayeleri yarım bırakır bazen sizsinizdir kaybolan bazen de başkası fakat her iki durumda da hikaye yarım kalır. Bu durumda zihin kendini korumak adına hikayeyi baştan yazar ve kendi gerçekliğinde tamamlar ona inanır böylelikle de kötü ilerleyişli hikayeler bile mutlu sonlu Polyana masallarına döner. Geçmişe ya da hikayeye özlem duyarsınız oysa gerçek bunun çok dışındadır. İşte bitirilmemiş hikayeler, sonunu kendiniz gerçeğe uygun yazmadığınızda sizi gerçekten koparır ve bir hayal dünyasına hapseder. İşte tam bu nokta da eğer fark etmezseniz kendisi akıntıya kaptırmış bulursunuz. En başta da söylediğim gibi rüyalar gerçeği yansıtır evet fakat sonrasında gidişatı belirlemez.
Şimdi gözlerini açma vakti,
kaybettiğin gerçeği bulma ve zaten bitmiş olan sonu kabul etme vakti,
kaybettiğin zamanı es geçerek gerçekle yola koyulmayı hatırlama vakti...