GÜLŞEHİR İLE AVANOS ARASINDA GİDİP GELEN SANDIK EMİNLİĞİ

Osmanlı döneminde “kaza sandığı” ya da “sandık eminliği” sadece ilçelere(kazalara) verilmektedir. Sandık eminleri o bölge de toplanan vergi ve diğer devlet gelirlerinin teslim edildiği kişidir.

Karavezir Seyyid Mehmet Paşa’nın 1777 ‘de Gülşehir’i ilçe yapması sebebiyle(Avanos’ta köy statüsüne dönüştürülmüştür) Avanos halkı haklarının yenildiği düşüncesindedir. Bu nedenle de kaza sandığı Avanos’tan alınıp Gülşehir’e verilir. Bunu hazmedemeyen bazı Avanoslular baskınla sandığı alıp Avanos’a götürürler. Daha sonra Gülşehirli bir grup Avanos’a baskın yaparak sandığı alıp gelirler. Bir süre sonra Avanoslular tekrar sandığı Gülşehir’den almayı başarırlar.

Gülşehir Belediye Başkanlığı da yapan ( 1892-1895) Veziroğullarından Ahmet Hamdi Ağa ve arkadaşları Avanosluların peşine düşerler Yeşilöz Köyü yakınlarında  Avanoslularla kavgaya tutuşurlar. Ahmet Hamdi Ağa dört parmağını kaybeder ama sandığı almayı başarır. 1890 yılından bu yana kullanılan sandık atıl kaldıktan sonra kütüphane de saklanmaktadır.

Sandığın en önemli özelliği bugün bile yapılmakta zorlanılan kilit sistemidir. Bu sandıkların İstanbul’da özel olarak  ustalara yaptırıldığı tarihçilerce anlatılmaktadır.

Olayların büyümemesini isteyen Gülşehir esnafından Köse Tahir Efendi’nin babası padişahın kahveciyle olan arkadaşlığından yararlanarak Avanos’un da ilçe olmasını sağlanmasını ister. Avanos seçkinleri de devreye girerler.  

Avanos Kaymakamlığı tespitlerine göre; “1867'den 1877'e kadar ilçe olan Avanos, bu tarihte tekrar köy haline dönüştürülür. 1887'e kadar köy olarak devam ederken, bir araya gelen 5 Avanoslu ilçe merkezi olan Gülşehir'e giderek, maliyede muhafaza edilen sandığı (kasayı) kaçırıp, Avanos'a getirir. Durum, ilgililerce hemen saraya bildirilir. Fakat Sultan Abdülhamit'in yaverlerinden sarayda görevli Avanoslu Kurena Arif Bey'in devreye girmesiyle konu kapatılır ve böylece Avanos'a 1887'de ilçe olma hakkı tekrar verilmiş olur”(Avanos Kaymakamlığı İnternet Sitesi).

Yazar Oğuz Özdem’de Nevşehir Hikayeleri isimli kitabında olayın ayrıntılarını anlatmaktadır. “Karavezir Paşa’nın Damat İbrahim Paşa’ya nispet yapar gibi önce Arapsun adını Gülşehir olarak değiştirdikten sonra da Nevşehir’deki gibi bir külliye yaptırmış Caminin adını bile Kurşunlu Cami koymuş ancak aradan geçen yıllar gittikçe büyüyen ve gelişen Avanoslular Gülşehir’e karşı farklı tutum sergilemeye başlamışlar. Gülşehir’in kazalığı istememişler” Olayın öyküsel boyutunu Oğuz Özdem kitabından okumak mümkündür.

Gülşehir halkının “mücahit” adını verdikleri Ahmet Hamdi Ağa, daha sonra Avanos’a davet edilerek iyi bir şekilde ağırlanır ve iki ilçenin uyuşmazlığı böylece bitmiş olur. Gerçi bankacılık sisteminin gelişmesiyle artık kaza sandığına ya da sandık eminine gerek kalmamıştır. Sandık eminliğinin yerini de Mal Müdürlükleri almıştır.

Uzun yıllar Gülşehir’de avukatlık yapan ve ilçenin ilk avukatlarından olan  Av. Ali İhsan Açıkgöz’e göre de ; “Aslında sandıkla başlayan rekabet her ne kadar Ahmet Hamdi Ağa’nın Avanos’a gitmesiyle bitmiş gözükse de  daha sonra içten içe sürdüğü de gözükmektedir. Zira Avanos Kırşehir’e, Gülşehir Niğde’ye bağlı ilçeler olarak yollarına devam etmişler ancak 1954 yılında Nevşehir’in il olmasıyla her iki ilçe de aynı ilin ilçesi olabilmişlerdir”.

Geçtiğimiz yıllarda sandığın kütüphaneden çalınması ve tekrar bulunarak kütüphaneye iade edilmesi de söz konusu olmuştur.

Yararlanılan Kaynaklar;

-Fatih Abanoz, Gülşehir’in Bir Değeri Karavezir Seyyid Mehmet Paşa, HBV Üniversitesi ,SBE Y.Lisans Tezi,2013

-Ali İhsan Açıkgöz, Kapadokya’da Geçmişten Bugüne Gülşehir,2007

-Oğuz Özdem, Nevşehir Hikayeleri,2019

-Gülşehir Karavezir Kütüphanesi