Nevşehirli Demir Hafız Hoca Efendi'nin yaklaşık 70 yıl öncesine ait Kurşunlu camiide ki cenaze töreninden ilk kez göreceğiniz görüntü Ali Rıza Kır arşivinden paylaşıldı.

Tarih: 10 Nisan 1950
Yer: Nevşehir Kurşunlu Camii
Rabbim mekanlarını cennet eylesin...

Nevşehirli Demir Hafız Hoca'nın cenaze töreninden ilk kez...

Cenaze namazı kılınan merhum kişi Demir Hafız. Kıldıran kişi ise Saatçi Hoca. (Allah mekanlarını cennet eylesin...)

Görüntüde Nevşehir Kurşunlu cami avlusunda mahşeri bir kalabalık var. Öyleki Nevşehirli vatandaşlarımız camiiyi çevreleyen duvalarının ve demir pencerelerin üzerine çıkmışlar. Avlunun bahçe kısmına bakan kesimde ise çocuklar muhtemelen o dönem kuran kursu talebeleri yer alıyor. Kalabalığın ucu bucağı gözükmezken, saf tutan Nevşehirli vatandaşların kıyafetleride o döneme dair önemli ipuçları veriyor. Yine kışlık kıyafetlerdende soğuk bir mevsimin habercisi.

Nevşehirli Demir Hafız Hoca'nın cenaze töreninden...

Nevşehrimizin yetiştirdiği değerlerden Demir Hafız hocanın 1950 - 1951 yıllarına rastlayan Cenaze Namazı hatırası... İmamı ise merhum Saatçi Hoca.

İlk sırada beşinci çocuk, Ali İhsan Menevşe, 7ci ve 8nci arasında arka sıradaki çocuk Yılmaz Küçükece, ilk sırada 3 cü Refik isimli arkadaş...

(Ali Rıza Kır Arşivinden)

Demir Hoca Efendi Kimdir?

Nevşehir'de yaşamış velilerdendir. Adı Mustafa, babasının adı Ahmed'dir. Nevşehir'in Karasoku mahallesinde dünyaya gelmiştir. Halk ara­sında Demir Hafız veya Demir Hoca olarak meşhur olmuştur. Tahsilini mem­leketinde tamamladı. Hacı Hamdi Efendi'den icazetini aldı. Geçimini manifaturacılık yaparak kazanan Demir Hoca, muhtelif cami­lerde fahri olarak imamlık yaptı. Sonraları ticareti tamamıyla bırakıp taliplerini yetiştirmekle meşgul oldu.

Aksaray'dan ziyaretine gelen talebelerinden bazıla­rı: "Keşke hocamıza iki Aksaray Kavunu getirseydik" diye aralarında ko­nuştular. Sonra da hocalarının huzuruna vardılar.

Demir Hoca Efendi Hazretle­ri evdekilere: "Misafirlerimize karpuz getirin de yiyelim. Kavun olacağına karpuz ol­sun" dedi. Bir ara Ramazan ayında Konya'ya gidip bir ay boyunca vaaz ve nasihatte bulundu. Kendisine bir miktar para vermek istediler. O bunu kabul etmedi.

Is­rar ettiklerinde: "Ben ilmi para ile satamam" buyurdu.

Uçhisarlı Emekli müftü Ali Efendi bir gece rüyasında, Demir Hoca Efendi'yi Rasulüllah Efendimiz'in bahçesine girmiş, ağaçtan bir nar koparmak is­terken gördü.

Bahçenin bekçisi ona: " "Burada nar hissen var. Narı alman için biraz daha beklemen lazım" dedi. Demir Hoca Efendi'nin yanında rüyasını anlatınca, talebelerinden biri: "Ahirete yolculuk var" diye yorumladı.

Orada bulunan arkadaşlarının: "Bunu nasıl söylersin?" demeleri üzerine Demir Hoca: "Dokunmayın, Hacı doğru yorum yaptı" dedi.

Bu hadiseden bir süre son­ra Demir Hoca Efendi'yi köylerine vaaz için götürmeye gelen köylülere: "Sizlerle gitmeye izin yok. Ancak nar köyüne gitmeye izin var" diyerek onlarla helalleşti.

Daha sonra da Nar köyüne gitti. Vefatından önceki gece ya­nında bulunanlara: "Eğer vefat ederken şuurunuz yerinde olursa, Peygamber Efendimiz'in son nefesinde okuduğu duayı okursunuz" dedi ve yanındakiler gidince, onlara bu duayı okumalarını söyledi.

Bu halde iken 1372 (m.1952) yılında vefat etti. Nevşehir'de, Damad İbrahim Paşa'nın yaptırdığı Kurşunlu Camii'nde kalabalık bir cemaat tarafından namazı kılındı. Nevşehir kabristanında defnedildi.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.

Ve Nevşehir'de Restorasyonu Tamamlanan Kurşunlu Cami’den yeni görüntüleri;

Nevşehir’in Velileri; Demir Hafız

 Hasan Dede Türbesi’nin hemen yanı başında bulunan kabirlerden birisi adını sıkça duyduğumuz Demir Hafız Hocaefendi’ye ait.

Nevşehir'de yaşamış velilerden. Asıl ismi Mustafa. Nevşehir'in Karasoku mahallesinde 1870 (H.1287) senesinde doğdu. Halk arasında Demir Hafız veya Demir Hoca ismiyle tanındı. Tahsil çağı gelince Köse Vâiz Medresesi’nde ilim öğrenmeye başladı. Hocası Hacı Hamdi Efendi’den icâzet aldı.

Demir Hoca, ilim tahsilini tamamladıktan sonra manifaturacılık yaparken, Nevşehir Tavukçu Camiive diğer camilerinde imamlık ve hatiplik yaptı. Bir süre sonra ticareti tamamen bırakıp insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye çalıştı. Kendisi için tutulan han odalarında talebe yetiştirdi.

Aksaray'dan ziyaretine gelen bazı talebeleri; "Keşke gelirken kavun getirseydik iyi olurdu." diye aralarında konuştular. Demir Hoca'nın yanına geldiklerinde, Hoca

Efendi evdekilere; "Misafirlerimize karpuz getirin de ikram edelim. Kavun olacağına karpuz olsun." dedi.

Bir ara Konya'ya giden Demir Hoca, burada bir ay boyunca vaaz ve ders verdi. Ramazanın sonunda Demir Hoca'ya bir miktar para verdiler. O bunu kabul etmedi. Paranın az olduğunu sanarak iki katına çıkardılar. Yine kabul etmeyip; "Ben ilmi parayla satmam." buyurdu.

Uçhisarlı emekli müftü Ali Efendi bir gece rüyasında, Demir Hoca'yı Peygamber Efendimizin bahçesine girmiş, ağaçtan bir nar koparmak isterken gördü. Bahçenin bekçisi ona; "Burada nar hissen var. Narı alman için biraz daha beklemen lâzım." dedi.

Demir Hoca'nın huzurunda rüyasını anlatınca, talebelerinden biri; "Ahirete yolculuk var." diye tabir etti. Orada bulunan arkadaşlarının; "Bunu nasıl söylersin?" demeleri üzerine, Demir Hoca; "Dokunmayın! Hacı doğru tabir etti." dedi.

Bu hâdiseden bir süre sonra Demir Hoca'yı köylerine vaaz için götürmeye gelen köylülere; "Sizlerle gitmeye izin yok. Ancak Nar Köyü’ne gitmeye izin var." diyerek onlarla helalleşti.

Daha sonra Nar Köyü’ne gitti. Buradaki camide bir müddet vaaz verdi. Vefatından önceki ise yanında bulunanlara; "Eğer vefat ederken şuurunuz yerinde olursa, Peygamber Efendimizin son nefesinde okuduğu duayı okursunuz." dedi.

Bu halde iken 1952 (H.1372) senesinde Nar’da vefat etti. Cenazesi Nevşehir'e getirilerek Kurşunlu Camii’nde kalabalık bir cemaatle namazı kılındı. Kabri Nevşehir’de Hasan Emmi Türbesi’nin yanında bulunuyor