Osmanlı İmparatorluğundan Günümüze Aşı Üretimi

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Salgın hastalıklar tarihin her döneminde milyonlarca insanının canını almıştır. İnsanoğlu salgın hastalıkları önlemek için devamlı yoğun çaba içinde olmuştur. Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet Türkiyesi’nde tarihin değişik evrelerinde salgın hastalıklarla boğuşmak zorunda kalınmıştır.

1721 yılında Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da bulunan İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” yapıldığını hayretle bildirmektedir. Sağlık ve Tıp tarihçileri bu mektubu aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belge olarak benimsemektedirler.

1887’nin Ocak ayında İstanbul’da bulunan Zoeros Paşa’nın kliniğinde Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulur. Bu kurum dünyada üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi olmuştur. Daha sonra bu merkezde difteri serumu da üretmiştir.1892`de ilk çiçek aşısı üretim tesisi İstanbul’da kurulmuştur.

Osmanlı döneminde1896 yılında difteri,1897 de sığır vebası, 1903 de kızıl serumları Veteriner Hekim Mustafa Adil tarafından üretilmiştir. 1911 yılında tifo, 1913 yılında kolera, dizanteri ve veba aşıları Türkiye’de ilk kez üretilmiş ve uygulanmıştır.1927`de verem aşısı üretimi yapılmıştır. Veteriner hekim Mustafa Adil bey yerli aşı üretimi açısından unutulmaması gereken bilim adamlarımızdan birisidir.

Kurtuluş savaşı sırasında zor koşullar altında da hayvan ve insan aşıları üretilmeye devam edilmiştir. İstanbul’un işgali sonrasında aşı üretim merkezi önce Eskişehir, daha sonra da Kırşehir’e taşınmıştır. Aynı dönemde Afyon’da da çiçek aşısı üretilmeye devam edilmiştir. Erzurum’dakiserum laboratuvarı Rus işgali sırasında Halep, Niğde, Sivas ve Erzincan’a taşınmış. Kastamonu’da da aşı üretimi yapılmıştır.


Atatürk’ün emri ile 27 Mayıs 1928 tarihinde Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü kurulmuştur. Enstitünün temel kuruluş amacı bulaşıcı hastalıkları önlemek ve halk sağlığını korumaktır.

Bu kurumda yıllara göre;

1931 yılında BCG Aşısı

1932 yılında serum üretimi

1933 yılında kuduz aşısı

1934 yılında çiçek aşısı

1942 yılında tifüs aşısı, akrep serumu

1948 yılında boğmaca aşısı üretilmiştir.

Ülkemizde de bazı hastalıkların yok olması ile 1971’de tifüs, 1980’de çiçek aşısı üretimi sonlanmıştır.

1940 yılında Çin’e kolera aşısı ihraç eden bir ülke halinde idik.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Aşı Portalındaki bilgilere göre; Ülkemizde aşı üretimi 1996’da DBT ve kuduz aşısı, 1997’de BCG aşı üretiminin kesilmesi ile
sona ermiştir. Aşı üretiminin sona ermesi ile aşılar satın alınarak temin edilmektedir. Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü 02 kasım 2011 tarihinde kapatılarak yerine Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu tarihi kurumun aşı üretim birimi ne yazık ki kapatılmıştır.

Covid -19 salgını göstermiştir ki ; salgın hastalıklar dönemi sona ermemiştir.Salgın hastalıkla boğuştuğumuz bu dönemde Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü ve buraya bağlı aşı üretim merkezinin zaman geçirilmeden yeniden açılması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Yararlanılan Kaynak

-Sağlık Bakanlığı, Halk sağlığı Genel Müdürlüğü, Aşı Portalı

-Wikipedia