TARİHE KARIŞAN BAZI BATIL İNANIŞLAR

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Tarihin her döneminde ,her kültürde değişik dinlere mensup insan toplulukları eskiden kalan bazı batıl inanışları devam ettirip gelmiştir. Nevşehir bölgesi çok sayıda farklı kültüre ve farklı dine mensup insanlara uzun süre yurtluk etmiştir. O nedenle çok sayıda batıl inanışı bir arada görmek mümkündür. Batıl inanış bilimsel ve dini kurallara aykırı inanış anlamındadır. Bunlardan bazılarına kısaca göz atmak gerekirse;

SAKAL KESME : Özellikle köylerde karşıdan karşı geçen kadınların yoldan gelen bir erkekten daha önce karşıya geçmesine sakal kesme denilmektedir. Yan yoldan gelen erkeğin yoldan geçmesini tamamlamasından sonra kadının karşıya geçmesini uygun bulan anlayış artık anlamını yitirmiştir.

EŞEK TEZEĞİNİN KERAMETİ: Çocukken anımsıyorum tınaz savrulup samandan buğday ayrıştırılırken(ceç) buğday yığınının altına bereketli olması için kurumuş eşek tezeği konulurdu. Hiçbir bilimsel ve dini gerekçeye dayanmayan bu batıl inanış da sanırım günümüzde varlığını yitirmiştir.

KURDEŞEN HASTALIĞINA KARŞI HAVLAMAK YA DA TAVUK B..KU . Çoğu köylerde hala “dabaz” olarak bilinen kurdeşen hastalığına yakalanan kişiye kırk kez “ben dabaz oldum havlamaz oldum hav hav” demesi halinde hastalığın geçeceği söylenirdi ya da tavuk b..ku yemesi..Tamamen ilkel olan bu batıl inanışın tamamen kaybolduğunu sanıyorum.

KURT DİŞİNİN NAZARA KARŞI TAVRI : Çocukken komşumuz rahmetli Şevket Bilgi’nin ahırına kurt girmiş hayvanları telef ettikten sonra yakalanmıştı. Köylülerin hepsinin kurdun dişlerini sökmeye çalışmasını anlayamamıştım. Meğerse kurt dişi nazara karşı korurmuş…!!

GÖ BONCUK: , gök sözcüğünün yerel dilde söyleniş biçimidir. Mavi anlamındadır. Çocuklara nazara karşı mutlaka “ boncuk” takıldığını anımsıyorum.

ÇOCUĞUN TEZ YÜRÜMESİ İÇİN İP: Küçük ama henüz yürüyemeyen çocukların iki bacağı arasına bağlanan ipin hızlı koşan bir çocuk tarafından koparılarak iple birlikte uzun süre koşması halinde çocuğun tez zamana da yürüyeceğine inanılırdı.

ŞEYTANA KARŞI TÜTSÜ : Şeytan herkesin korktuğu görünmez bir yaratıktır. Eskiden şeytandan korunmak için eski çabut elbiseleri yakarak tütsülerin ev kenarında dolaştırıldığını anımsıyorum.

NAZARLIK OTU : Köylerde her evde bir süslü nazarlık otu olurdu. O bitkinin hane halkını nazardan koruyacağına inanılırdı.

AY TUTULMASINA KARŞI TENEKE ÇALMA : Ay tutulmasının “ayın önüne kurt geçtiği” şeklinde yorumlandığını anımsıyorum. Köylüler kurdu korkutmak için teneke çalar ya da tüfekle ateş açardı.

Bu tür batıl inanışların artık unutulmasının zamanı çoktan gelip geçmiştir.