Dijital parmak izi;sanal alemde, tıklanan linklerin, yazılan yazıların, paylaşılan resimlerin, kamera görüntülerinin kısacası dijital ortamdaki her türlü gezintinin bıraktığı, bireye ait izdir. Bu dijital izlerin her biri, veri olarak küresel boyutlu sanal alemin bulut depolarında biriktirilerek, büyük veri elde edilmektedir. Psiko-sosyal boyutlu, yapay zekâ algoritmalı, ar-ge faaliyetleri ile bu veriler analiz ve/veya sentezlenerek, bireysel / toplumsal / ülkesel / hatta tüm insanlık için yönlendirici olarak kullanılabilmektedir.

İnsan; Külli İrade tarafından yaratılan, akıl verilen, mükellefiyeti olan, bedeni-ruhi-sosyal boyutlu nefsani zaafları bulunan bir canlıdır. Bu zaaflar, insanların başkaları tarafından yönlendirilebilmesine açık kapı bırakmaktadır. Bunun içindir ki Külli İrade, düşünme yeteneği verdiği insanları imtihana tabi tutmuş ve iki yol sunmuştur. Düşünen insan kendine sunulan bu yollardan birini tercih etmek zorundadır. Her yönü ile dünyevi rotayı tercih edenler, insan yaşantısının sadece burada sonlanacağını düşünerek bu yapılanma üzerine tüm enerjilerini kullanarak ve diğer insanların zaaflarından faydalanarak bunu yatırama dönüştürmenin gayreti içerisindedir. Kanaat, vicdan gibi olgulara da sahip olmadıklarında, dijital kanallardan erişebildikleri tüm insanların her tür verisinden istifade etmenin yollarını araştırmaktadır. Geliştirdikleri teknolojilerin olumlu taraflarıyla vecazip olarak hizmete sunduklarıuygulamalarla bağlılık meydana getirilmektedir. Dünyevi kurallarla, nefsani lokal haz uçlarına servis edilerek te bağımlılık mertebesine çıkarılmaktadır.  Bu kıvama gelen bireyler, dijital iz toplayıcıların tamda istediği özelliklere sahip olmaktadır. Dijital özellikteki kullanılabilir ve/veya giyilebilir ürünlerle sesli / yazılı / görsel / subliminal vb. algı oluşturabilen yöntemlerle ortaya çıkması sağlanan kişisel ve toplumsal tüm veriler, önceleri birer dijital çöp olarak değerlendirilirken, bugün en değerli kaynak yani “big data” olarak görülmektedir.

Daha öncelerden kurgulanmaya başlanan senaryolar; 21. yy.’da zirve yapmanın şartlarını zorlayarak; soyut boyutlu bu veri birikimi, insanlığın yaşantısını her açıdan bloke eden bir hal almaya başlamıştır. İnsanın yaşamak için ihtiyaç duyduğu her şey, doğallıktan uzaklaştırılarak insan fizyolojisini bağımlılık haline sokabilmek için yapay hale getirilebilmiştir. Tüketim toplumu, göçler ile cazip hale getirilmiş / sosyal yaşantı, manevi sağlığı tehdit edebilir olmuş / gıdalar, katkı maddeleriyle ambalajların içerisine sokulmuş / en temel içecek olan su, plastik kap içinde veya arıtma ile kullanılır hale getirilmiş / insanın ruhi ve fiziki bedeninin dünyadaki göstergesi olan nefes maskelenmiş / sosyal bir canlı olan insanlık,bir arada toplanamaz hale getirilmiş / sanal hizmet sunan dijital cihazlar ise, tek erişim aracı olmuştur. Bu şartlar altında günlük hayatın dijital parmak izleri artık hiç düşünülmeden sunulmaya başlanmıştır. İnsanlığın, büyük verinin çok daha büyümesi ile dünyevi karar vericilerin birer figüranı haline gelmesine ramak kalmıştır.

Uluslararası dijital kurallar bulunmadığından, insanlığın sağlık sebepli yönlendiricilerle, etkin birer veri kaynağı haline getirildiği günümüzde;

-Kısa vadede: ÜlkemizinMilli vasıflı;“disiplinlerarasısektöreldonanımlı siber koruyucuları”, çok daha aktif olmalıdır / üniversitelerimizdeki “mesleki yetkin akademisyenler”, topluma doğru ve objektif bilgiler sunmalıdır.

-Uzun vadede: Geleceğimizin teminatı gençlerimiz; dijital parmak izleri ile bağımlı birer veri kaynağı değil, Ülkemizin Milli menfaatleri doğrultusunda bu verileri değerlendirebilecek birer “dijital parmak izi siber uzmanı” olabilmeleri doğrultusunda eğitilmelidir.

Bu satırlar; M. TUNCEL, Toplumsal Farkındalık, Nevşehir - 2021; çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.