Başkan Güneş 27 Mayıs darbesini kınadı  

27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde Karapınar Belediye Başkanı Yasin Güneş, darbeyi bir kez daha kınadı.  

Vesayetin ördüğü taşlarla hazırlanan 27 Mayıs 1960 darbesinin milli iradeye karşı yapılmış tüm suikastların kaynağı olduğunu belirten Başkan Güneş, “Hukuk katledildi, demokrasi ayaklar altına alındı, millet iradesinin üzerine ipotek koyuldu. Demokrasi tarihimiz bir kez daha kirletildi. Milletin bir daha böylesi kara günler yaşamamasını temenni ediyoruz. Hakk’ın rahmetine kavuşan Menderes, Polatkan ve Zorlu’yu rahmetle anıyoruz” dedi. 

Cuntanın demokrasiye akıl almaz hıncının zulüm, işkence, hüzün ve yargısız infazları beraberinde getirdiğini ifade eden Karapınar Belediye Başkanı Yasin Güneş, “Türkiye'ye büyük acı yaşatmaya kodlanan askeri vesayetin sahipleri, yalanlar ve iftiralarla milli iradeyi kafese aldı, en büyük insanlık suçunu işleyerek, 27 Mayıs darbesi hayata geçirildi. 27 Mayıs’tan sonra kurulan düzmece mahkeme, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı darağacına gönderdi, Cumhuriyeti vesayet rejimine dönüştürdü” diye konuştu. 

1913 Bab-ı Ali Baskını ile başlayan, 27 Mayıs 1960 İhtilali, 22 Şubat Ayaklanması, 12 Mart 1971 Muhtırası, 1980 Askeri Müdahalesi, 28 Şubat Süreci, 27 Nisan e-muhtırası ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile devam eden darbe ve darbe girişimlerini kınadıklarını da kaydeden Karapınar Belediye Başkanı Yasin Güneş, yaşanan bu süreçlerde hayatlarını kaybeden Şehitlerimize Allah’tan rahmet diledi. 

27 Mayıs darbesi tarihimizde koca bir leke
Nevşehir Milli İrade Platformu Sözcüsü ve İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Mustafa Özdemir, 27 Mayıs 1960 darbesini kınarken, darbenin Türk tarihine koskoca bir leke olarak geçtiğini söyledi.
Özdemir, “Vesayetin ördüğü taşlarla hazırlanan 27 Mayıs 1960 darbesini yıl dönümünde bir kez daha kınıyor, millet iradesinin temsilcisi olarak Hakk’ın rahmetine kavuşan Menderes, Polatkan ve Zorlu’yu rahmetle anıyoruz. Cuntanın demokrasiye akıl almaz hıncı zulüm, işkence, hüzün ve yargısız infazları beraberinde getirmişti. Türkiye'ye büyük acı yaşatmaya kodlanan askeri vesayetin sahipleri, yalanlar ve iftiralarla milli iradeyi kafese aldı, en büyük insanlık suçunu işleyerek 27 Mayıs darbesi hayata geçirildi. 27 Mayıs’tan sonra kurulan düzmece mahkeme, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı darağacına gönderdi, Cumhuriyeti vesayet rejimine dönüştürdü. Hukuk katledildi, jakoben zihniyet tarafından demokrasi ayaklar altına alındı, millet iradesinin üzerine ipotek koyuldu. Demokrasi tarihimiz bir kez daha kirletildi. Milli iradeye karşı yapılmış tüm suikastların anası ve kaynağı olan 27 Mayıs darbesini kınıyor, milletin bir daha böylesi kara günler yaşamamasını temenni ediyoruz” dedi. 

Başkan Kaya'dan Ülkücü Şehitleri Anma Günü kutlaması  

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı İlhan Kaya, 27 Mayıs Ülkücü şehitler gününü kutladı.  

Başkan Kaya, "Ülkücü Şehidimiz Gün Sazak Ağabeyimiz başta olmak üzere Ruhi Kılıçkıran’dan Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na kadar davamız uğruna şehadete eren tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve dua ile anıyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun" ifadelerinde bulundu.  

Milli iradeyi hedef alan 27 Mayıs darbesini kınıyoruz  

Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği Başkanı Erol Mutlu, 27 Mayıs 1960 darbesini yıl dönümünde bir kez daha kınarken, millet iradesinin temsilcisi olarak Hakk’ın rahmetine kavuşan Menderes, Polatkan ve Zorlu’yu rahmetle andıklarını dile getirdi.  

Mutlu; "Demokrat Parti, 1946’da Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinin ardından 1950’de aldığı oy oranıyla tek başına iktidara geldi ve iktidarda kaldığı süreç boyunca da hem demokrasiyi sağlamlaştırdı hem de atılımlarıyla büyük Türkiye idealinin de ilk nüvelerini verdi. Ancak buna rağmen DP’nin kesintisiz 10 yıllık iktidarının son dönemlerinde, ülkede gerilimler ve kaos oluşturmak için bazı mahfiller sürekli çalıştı. Bazı subayların oluşturduğu Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" iddiasıyla 27 Mayıs’ta sabaha karşı darbe yaptı. Böylelikle eşi benzeri görülmemiş bir hınç, zulüm, işkence, hüzün ve yargısız infazlar başlamış oldu. Türkiye'ye büyük acı yaşatmaya kodlanan askeri vesayetin sahipleri, yalanlar ve iftiralarla milli iradeyi kafese aldı, en büyük insanlık suçunu işleyerek 27 Mayıs’tan sonra kurulan düzmece mahkeme, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı darağacına gönderdi, Cumhuriyeti vesayet rejimine dönüştürdü. Hukuk katledildi, jakoben zihniyet tarafından demokrasi ayaklar altına alındı, millet iradesinin üzerine ipotek koyuldu. Demokrasi tarihimiz bir kez daha kirletildi. Milli iradeye karşı yapılmış tüm suikastların anası ve kaynağı olan 27 Mayıs darbesini bir kez daha kınıyor, milletin bir daha böylesi kara günler yaşamamasını temenni ediyoruz" ifadelerinde bulundu.  

Başta 27 Mayıs olmak üzere tüm darbeleri lanetliyoruz! 

Memur-Sen İl Başkanı Mustafa Çiftci, 28 Mayıs darbesini kınadı.  

Çiftci, "Darbe, millet iradesinin bir zümre tarafından gasp edilmesidir. Cumhuriyet tarihimizde gerçekleşmiş ilk askeri darbe, 27 Mayıs’tır. Tarihimize kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs, darbe geleneğinin başlangıç noktasıdır. Bu süreçte Anayasa rafa kaldırılmış, TBMM feshedilmiş, devlet 37 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi’nin iradesine terk edilmiştir. Böylece milli irade gasp edilmiştir. 

Ordu içindeki bir kısım cuntanın gayrimeşru girişimi sonucu meydana gelen bu darbede Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve hükûmet üyeleri tutuklanmıştır. Demokrat Parti’nin milletvekilleri ve birçok üyesi de cuntanın gadrine uğramaktan kurtulamamıştır. 235 general ve 3 bin 500 civarında subay emekliye sevk edilmiş, 147 öğretim görevlisi ihraç edilmiş ve bazı üniversitelerin kapısına mühür vurulmuştur. Birçok hâkim ve yargıç da görevinden el çektirilmiştir. 

Milli iradeyi ve siyasi aktörleri yok etmeyi amaçlayan 27 Mayıs cuntası ülkemize, devlet yönetimine ve aziz milletimize karşı her tür acımasızlığın sergilendiği bir darbedir. Darbenin acımasızlığını anlatmak için merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarına yapılan işkenceleri hatırlatmak yeterdir. Menderes ve arkadaşlarının vücudunda sigara söndürme de dâhil her tür işkence uygulanmıştır. Bu insanlık dışı uygulamalar, tahammül sınırlarını aşınca Menderes ve bazı arkadaşları intihar girişiminde bile bulunmuştur. Ve hatta İçişleri Bakanı Namık Gedik intihar ederek darbenin ilk kurbanı olmuştur. Sonuçta darbecilerin emirlerini yerine getiren bir mahkemenin göstermelik yargılamasıyla da Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmiştir. Menderes ve arkadaşlarını ölümsüzlüğe taşıyan tarih, idam karalarına imza atanları ise karanlık sayfalarına gömmüştür. 

Unutmamalıyız ki, 27 Mayıs’ın ortaya çıkarmış olduğu gelenek, başta milli irade olmak üzere siyaset kurumu üzerinde hep bir tehdit unsuru ola gelmiştir. Nitekim 27 Mayıs’ı, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve son olarak 15 Temmuz izlemiştir. Siyasi iradeyi merhum Adnan Menderes’in akıbetiyle zaman zaman tehdit edenlere bugün de şahitlik ediyoruz. Benzer tehditlerin 15 Temmuz hain kalkışma öncesi çok sık yapıldığını hatırlıyoruz. Darbeye kalkışanların 15 Temmuz’daki acımasızlıklarını ve zalimliklerini de akıbetlerini de hatırlıyor ve hatırlatıyoruz. Bu düşüncelerle 27 Mayıs ve diğer tüm darbeleri kınıyor, lanetliyoruz. Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla birlikte, başta 15 Temmuz şehitlerimizi ve darbelerin gadrine uğramış, vefat etmiş insanlarımızı rahmetle anıyoruz. Türkiye’nin darbe gibi karanlık günleri bir daha yaşamamasını; mazlumların hamisi, gönül coğrafyamızın pusulası konumunu sürdürmesini temenni ediyoruz" ifadelerinde bulundu.