Otobüs hareket etmiştir
   Zamanı çoktur
   Yapılacak fazla bir işi de yoktur
   Etrafını inceler, insanların telaş ve heyecanlarına yakından tanıklık eder.
   Artık, farklı fikirlerin canlı tanığıdır
   ‘Her insanın ayrı bir dünya olduğu’ gerçeğini yaşamaya başlar.
   İyi huylular
   Sakinler
   Küfürbazlar, telaş edenler, konuşanlar, kendini üstün görenler, acz içinde olanlar, mutlular, mutsuzluğa takılanlar, stresi tavan yapanlar vb. hep bu sırada tanır, onları yakından görür.
   Hoşa gidenler
   Antipatik olanlar
   Güler yüzlüler
   Çok konuşanlar, konuşmayı sevmeyenler, bir konuşup çok dinleyenler hepsi ile yan yana, iç içedir.
   Fakat 
   İnsanların bu kadar renkli ve çeşitli karakter yapısına sahip olmaları, aralarındaki iletişim bağını arttırmamıştır.
   Herkes kendi kabuğuna çekilmiş
   Kendi dünyasında yaşar hale gelmiştir.
   Gelir düzeyinin artması ve kültür birikimi insan ilişkilerini geliştirmemiş, tam tersine geriletmiştir…
   En küçük boşlukta
   Cep telefonuna sarılanlar, internette gezinenler, sürekli yakınları ile konuşanlar çoğunluğu almıştır.
   İnsanlar, kalabalık içinde yalnız kalmış
   Birbirine olan güvenleri azalmış
   “Şüphe” beyinlerde yer etmiş, korku dağları bekler olmuştur
   İnsan, insandan kaçar hale gelmiş
   Derde derman olacak, sorunları çözecek kişi sayısı hızla azalmıştır.
   Neden?
   Nüfusun artması, gelir düzeyinin yükselmesi, kültürel birikim, ihtiyaçlara rahatça ulaşma vs. insanın insana olan gereksinimini azaltmıştır.
   Gerçek budur, bundan kaçış da yoktur
   Geçmiş geride kalmıştır
   İnsanların birbirine güvendiği, herkesin sevgi ile birbirine bağlandığı, kader birliği yapan aile bireylerinin varlığı çok gerilerde kalmıştır.
   Rahatsız edici gerçek budur…
   Tüm bunlar beyninden bir film şeridi hızıyla geçmiş, hayatın gerçek yüzünü tüm çıplaklığıyla görmüştür.
   Huzursuzluğu artmış
   Umutları, karın güneşte eridiği gibi eriyip gitmiştir.
   Tam bu sırada
   Otobüs kaptanının sesi yankılanır;
   30 dakika çay ve ihtiyaç molası 
   Otobüsten gönülsüzce inecektir…