BAHAR AĞAÇ VE BİTKİLERİNDEN ÖRNEKLEMELER

Akasya ağacı Nevşehir Kalesi Dedeoğlu arşivi. Beyaz akasya çiçekleri İsmail Demirel.

AKASYA-RobiniaPseudoacacia

                Kışın yapraklarını döken, güzel kokulu, arıcı ve salkımlı çiçekler açan, 25 metrelere kadar boylanabilen bir ağaçtır. Çiçeklerinin rengi genelde beyaz olsa da, sarısına ve son günlerde eflatun renklisine de rastlamak mümkündür.

 En dayanıklı ağaçlardandır. Bu yüzden sulanması en zor olan şehirlerarası karayollarına akasya dikilmeye başladığını sevinçle görmüştüm. Kuraklığa, darbelere ve olumsuz birçok şartlara oldukça dayanıklıdır. 

Yerel ağaçlandırma çalışmalarında düşünebileceğimiz bu ağaç, Tohumlarından dağlarımızın, tepelerimizin kurak yerlerine ekilebilmektedir. Öteki birçok ağaca göre daha çabuk gelişen bu ağaç türü dikilip yetiştirilmesi istenen çam, ardıç gibi ağaçlara öncülük ve yerine göre gölgelik yaparak çevre ağaçlandırmasına hatırı sayılır katkılarda bulunacaktır.

Bu ağacın en büyük özelliklerinden biride bünyesinde doğal toksin taşımasıdır. Kökünden yaprağına kadar toksin taşır ve zehirlidir. Çiçeklerinin zehirli olmadığı ancak çayı yapılacaksa çok dikkatli olunması gerektiği kayıtlarda olduğu için bu ağacın hiçbir yeri hem insan, hem de hayvan yiyeceği veya içeceği olarak kullanılmamalıdır.

Akasya ağaçları kokulu ve çok fazla çiçek açmasından arıların bu çiçeklerden ürettikleri ballar Balkanlarda bal piyasalarından da yararlanmakta ve akasya balı olarak daha yüksek fiyatla

satıldığı öğrenilmiştir. Akasya ağcının çiçeğinden kokulu şurup ve kolonya yapılmaktadır.

                Bu ağaçlar bazı ülkelerce kumulun yani çölün yolunu kesmekte bir yeşil şerit olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca bu ağaçtan zamk yani yapıştırıcı da üretilmektedir. Nevşehir tarihinde ızgının (Acı bezir) posaları sıcak suya atılıp, acısı ve toksini alındıktan sonra hayvan yemi olarak kullanılmasına benzer uygulamalar, bazı devletlerde akasya tohumları içinde uygulandığı bilinmektedir.

. Şeker akça ağacı- Acer saccharum- Taşlıbel mezarlığı

Nevşehir belediye cad. Akça ağaçlar. Akça ağaç tohum ve yaprakları. Nevşehir.

AKÇA AĞAÇ-ACER

Aceraceae. Akçaağaçgiller familyasındandır. Kışın yapraklarını döken, (Bazı türleri dökmez) çiçekleri ve meyveleri salkım şeklinde olan boylu ağaçlardır.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında silah olarak kullanılan yayların bu ağaçtan yapılıyor olması ağacın gerçekten sağlam bir ağaç olduğunu ortaya koymaktadır.

Her coğrafyaya uyacak birçok türü bulunan akça ağacı da yöresel ağaçlandırmada kullanıla bilen ağaçlardan olduğu unutulmamalıdır. Kolay toplana bilen tohumlarını bir akarsu ya, dereye atmak suretiyle birçok ağaç dikebileceğinizi biliyor musunuz?. Tohumlar toprakla buluştuğunda sağlıklı ağaçlara dönüşecektir.

 Odunu mobilyacılıkta kullanılabilen akçaağaç yazın kuraklığına, kışın soğuklarına ve hava kirliliğine dayanıklılığı avantajlarındandır. Ortamını buldukları zamanlarda da hızla büyümeyi ihmal etmezler. Belediyelerde ağacın bu özelliğini bildikleri için yollarda ve parklarda en yaygın bir şekilde kullanırlar. Ağaçların dalları kuşların yuva yapmasına çok uygundur. Yeşil koyu yaprak ve sık dallar arasında iyi saklanıp, yiyeceklerini de akça ağacın çok tohumlarından temin edebilirler. Meraklısına, akşamüstü kuşların yuvalarına toplanma zamanı Belediye Caddesindeki akça ağaçlara bakmalarını tavsiye ederim. Kuş sesleri insanların kulaklarında çınlamaktadır.

Kapadokya Akça ağacı, beşparmak akçaağacı (Acer Cappadocica) yöremizin adıyla anılmaktadır. Yine şeker akça ağacından (Acer saccharum) şeker üretilen bitki olmasının yanında insanı hayretlere düşürecek kadar arıcı bir bitkidir. Tam kır çiçekleri solmaya yakın açar ki, ağaçlarda arı kovanı olduğunu zannedersiniz. Kanada Devletinin bayrağındaki yaprak bu akça ağacın yaprağıdır. Oldukça ekonomik, çabuk büyüyen, hayvan ve böcek varlığında taban oluşturan bu ağaç türleri yöremize uygun bir ağaçtır.

Ova akça ağacı (Acer campestre), Oluşmuş tohumları; Derelere ve ırmağa attığımız zaman dahi, civarda süratle çoğalacaklardır. Tanıdığım en inatçı ağaçlardan biridir. Yol parkelerinin arasındaki bir kaşık kumda küçücük fidanını gösterebilmektedir.

Akça ağaç reçineleri ve limonun karışımını içip zayıflamak bir ara çok moda olmuştu.

Ardıç-Juniperis sp.- Göreme Vadiler.

ARDIÇ- junuperiscommunis

Kışın yapraklarını dökmeyen, 1-5 Metre boylarında, oldukça çeşidi bulunan bir ağaçtır. Bazı türlerinden katran elde edilerek Ardıç Katranı adı altında satılmaktadır. Yeşilden siyaha dönen, üzerinde yarıklar bulunan, olgunlaştıkça siyaha dönüşen yeşil tohumları bulunur.

 Ardıç güneşli yerleri seven bir ağaç olmanın yanında toprak seçmez. Kurak ve kayalık yerlerde kök salarlar. Âşıklı Dağı’nın tepesindeki ardıç ağaçlarının gelişmelerini sürdürdüklerini gözlemledik. Yalnız, ardıç meyvesinin, ağaç olabilmesi için ardıç kuşunun (hepimizin tanıdığı sığırcık) sindirim sisteminden geçmesi gibi garip bir yolculuk yapması gerekmektedir. Allah’tan yöremizde ardıç kuşu oldukça fazladır. Ardıç ağacı Türkiye ormanlarının % 10 teşkil ettiğini düşünürsek, önemini de daha iyi anlamış oluruz.

Ardıç, eski tarihlerden beri tanınıp, çeşitli amaçlarla kullanılan bir bitkidir. Romalı kadınlar, idrar kokusunu menekşe kokusuna çevirme özelliğinden dolayı ardıcın meyvelerini kullanırken, Mısır medeniyetinde sindirim kolaylaştırıcı olarak tanınmış, Avrupa yara iyi edici özelliklerinden ve kötü ruhları kovduğuna inandıkları için kullanırken, Ünlü hekim Hipokrat vebaya karşı, İslam âlimleri ise romatizma ve saç dökülmesine karşı özelliklerini keşfetmişler. Bugün dünyaya yayılmış olan ardıç mutfaklara da girmiştir.  Turşulara, et ve zeytinyağlı yiyeceklerin içinde çeşni olarak yerini almıştır.

 Ardıç, bununla kalmamış, içki dünyasında cin olarak bilinen içkinin ana maddesi de olmuştur. Bu içkilerin formülleri gizli kalsa da genellikle; Kişniş tohumu, süsen, melek otu, meyan kökü, badem, tarçın gibi ürünlerdir.

Şifacı geleneğinde ardıç meyvesi, İdrar artırıcı, terletici, mide düzenleyici, şeker düşürücü, ağız kokusunu giderici olarak kullanılmaktadır.  Bunun yanında saç dökülmesine ve selüloit içinde tavsiye edilmektedir. (Saç dökülmesinde ve selüloit tedavisinde ya hazır yağları zeytinyağı ile seyreltilerek kullanılır yâda 100 gr ardıç odunu 250 cc suda yarım saat kaynatılıp, soğutulduktan sonra saç bakımı, romatizma, romatizma, cilt bakımlarında kullanılması önerilmektedir.) Tüm bu özelliklerinin yanında; Ağrı kesici, karaciğer güçlendirici, damar sertliği ve kalp yetmezliğinde, kas ağrılarında (Kulunç),adet düzensizliklerinde ve depresyonda kullanılabileceği bildirilmektedir. Haricen bronşit ve nefes darlığı için tütsü yapılırken, körpe dallarının demlenmesiyle de kilo vermeye yardımcı olur. Fransızların, uğur getirsin diye kapılarının yanına ardıç ağacı dikmelerinin nedenini daha iyi anladım. Hemen hemen her rahatsızlıklarında ardıca müracaat ederlermiş. Her güzelin bir kusuru olur derler. Ardıcı böbrek rahatsızlığı olanların ve hamile bayanların kullanmamaları gerektiği de söylenmektedir. Ayrıca bir tedavi için suyu içilecekse en fazla 6 hafta kullanmaları gerektiği de denmiştir. Tabi bu bilgiler şifacılık geleneklerinden çıkartılmıştır. Bir rahatsızlığı olanın doktora gitmesi en gerçekçi olanıdır.

Devlet ve sivil toplum örgütleri ardıç kuşu yetiştirip, bunlara yedirip, ekilmeye hazır tohumlarını dağlara, bayırlara ve her yere ekmek suretiyle yeşile oldukça hizmet edeceklerine inanıyorum. Bu konu ayrıca bir iş sektörü olarak düşünülürse hem ciddi kazançlar elde edilirken istihdamlar çıkaracak, yurdumuz yeşillenirken, Türkiye’de ki tüm belediyelere satma olasılığı Pazar değerini de ortaya koymaktadır. Parklar ve bahçeler bu güzel ağaçlarla donatılabilir.  Gezdiğimiz vadinin birinde aynı peribacası gibi kayanın üzerinde gördüğüm ağaç yine ardıcın ta kendisiydi.

Arı otu- Nebata caesarea- Türbe bahçesi Hacıbektaş.

ARI OTU-Nepetacaesarea

            Labiatae.50-80 santimetrelere kadar büyüyebilen, çok yıllık, yumuşak tüylü beyaz ve pembe çiçekli bir bitkidir. Arılar bu bitkiyi çok sevdikleri için bu ad verilmiştir. Arı çiçeği (Ölmez çiçek), Arı çiçeği (Sığırdili), arı gülü (Gelincik), arı kovanı (Yüksük otu) gibi bitkilerde vardır. Ege de boş tarlalarda bu bitkinin tarımını yapıp, arı kovanlarını yerleştirdiklerini duymuştum. Arı otu, Nezle otuyla akrabadır. Çok güzel bir bahçe bitkisi de olabilir.

ASPİR- Yalancı Safran CarthamusTinctorius

Compositae. Papatyagiller familyasındandır. Genelde 80-100 cm. boylanabilen, dikenli ve dikensiz formları bulunan bir bitkidir. Sarı, beyaz, krem, kırmızı ve turuncu çiçekler açar.  Tohumlarında % 30-50 arasında yağ bulunur. Dikenli türleri, dikensiz türlerine göre daha fazla yağ verdiği söylenmektedir. Tek yıllık bir bitkidir. Latince isminde kullanılan Carthamus kelimesi İbranice den gelmekte olup, boya anlamındadır. Tinctoria kelimesi de boya anlamındadır. İsim olarak kullanılan Aspir ya daHaspurkelimesi de Arapça kökenli ve sarı anlamındadır.

Bitkilere; Yalancı, eşek, Frenk, yabani gibi isimler verilmesi, o bitkinin benzeri olduğu veya geldiği yeri belirtmek içindir. Eşek marulunda olduğu gibi acı olması fakat marula benzemesinden dolayıdır.

Kazık köklere sahip olan bitkinin kökleri derinlere kadar giderek arazinin su potansiyelini çok iyi kullanması önemli bir avantaj sağlamaktadır. Aynı zamanda buğday gibi tahılların ziraatında kullanılan takım-donanımların aspir tarımında da kullanılması, artı bir kolaylık ve ekonomi sağlamaktadır. % 30-50 arasında yağ vermesi, bu yağda Linoleik (omega-6) ve Oleik (Omega-9)  bulunması ayrı bir önem taşımaktadır. Özellikle Omega-9 zeytinyağı kalitesine yakın olması güzel bir durumdur. Bu çıkan yağ yemeklik olarak kullanılabildiği gibi Bio yakıtta da kullanılabilir. Yağın çıkan küspesi protein açısından zengin olup, hayvan yemi olarak da değerlendirilmektedir. Diğer bitkilere göre soğuk havalara daha dayanıklı olması, suya ve özel bakımlara pek ihtiyacı olmaması da cabasıdır. Kuraklığa dayanıklı olsa da, kritik dönemlerde sulanması ürün verimini artıracaktır.

Vernik, cila ve boya sanayinde de kullanılmaktadır. Eskiden kandillere yakıt veren bitkiler arasındaymış. Bitkinin taç yaprakları, safran da olduğu gibi gıda-yemek boyasında kullanılmaktadır. Bitkinin görsel bir güzellik sunduğu unutulmaması gerekir. Kurutulup vazolarda kuru çiçek olarak kullanmanın yanında, bakım ve sulaması zor olan; Taş bahçeler, yol kenarları, parkların uygun yerleri bu bitkinin çeşitli renklerinden oluşan türleriyle süslenebilir.

Doğal bir boyar madde olduğu için; Soslara, çaylara, pilavlara, şerbetlere rahatlıkla katabilmenin yanında, şifacı özellikleri de; Kabızlık giderici, terletici, hanımlarda adet kanamalarını kolaylaştırıcı özellikleri vardır. Yağında omega türleri bulunduğu için kolesterol düşürücü, kalp hastalıklarında önlemedeyardımcı etkilerinin yanı sıra diyetlere de katkı sağladığı bildirilmektedir.  Romatizma ağrılarına karşı yağı haricen sürülmektedir. Yağı tahriş edici olmadığından kozmetik olarak da kullanım sağladığı kayıtlarda bulunmaktadır.

Ayı elması (Maclurapomifera / Macluraaurantiaca) Avanos mezarlığı.

AYI ELMASI-Maclurapomifera

                Moraceae. Dutgiller familyasındandır. Yöremize egzotik olan bir ağaçtır. Bu ağacın meyvesini gösterdiklerinde bilememiştim. Bende sonradan öğrendiğim bu ağaç, Bursa ve İstanbul’da çit bitkisi olarak kullanılmaktaymış. Yuvarlak ve yeşilimsi sarı olan meyveleri potur satırdır. Meyveleri güzel kokuludur. 20 metrelere kadar boylanabilen bu ağaç, Mayıs-Haziran aylarında küremsi çiçekler açar.