Çanakkale Savaşı’na katılmış
   Dönmemiştir 
   Fakat
   Eşi, onun döneceğinden emindir
   Öldüğüne inanmaz
   Bekler
   Bekler… 
   Sabırla, bıkmadan, usanmadan, gece gündüz döneceği günü bekler…
   Çocukları vardır
   Hayattan kopmaz, rızkı için, çocuklarının geleceği için çalışmaya da devam eder.
   Pazara çıkacağı zaman, çocukları karşısına alır;
   “Ben pazara gidiyorum, babanız gelirse pazara gittiğimi, hemen döneceğimi söyleyin, unutmayın ha…”
   Komşuya mı gidecek;
   “Çocuklar, ben komşuya gidiyorum, babanız gelirse komşuda olduğumu, hemen geleceğimi söyleyin, unutamayın ha…”
   Veya
   Mevlide gideceği zaman;
   “Çocuklar, ben mevlide gidiyorum, babanız gelirse mevlide gittiğimi, hemen geleceğimi söyleyin, unutmayın ha…”
   Usanmaz 
   Yorulmaz, üşenmez, gelmeyecek artık demez, umudunu kaybetmez, onun geleceğine yürekten inanır
   Bu tembihler sürer gider;
   “Babanız gelirse söyleyin, bir yere gitmesin, hemen geleceğim, unutmayın ha…”
   Bunları tekrar eder durur
   Yıllar geçer, zaman su gibi akar, çocuklar yetişir, büyür, ev bark sahibi olurlar.
   Babaanne, anneanne olur
   Fakat 
   O, eşini unutmaz
   Onun geleceğine inanmaya devam eder, bir yere giderken çocuklara “babanız gelirse” diye başlayan tembihlerde bulunmayı hiç ihmal etmez.
   Yaşlanır
   Hastalanır
   Yataklara düşer
   Artık göç zamanının geldiğini anlar
   Çocukları başına toplar;
   “Yavrularım vakit geldi, yolculuk görünüyor, hakkınızı helal edin” der.
   Kapıya doğru bakar, heyecanlanır, yataktan doğrulur;
   “Bakın size demiştim ya… Babanız geldi… İşte orada… “
   Bunları dedikten sonra ruhunu teslim eder
   Hep geleceğine inandığı eşinin yanına gitmiştir...
   …
   Çanakkale sadece cephe hattı değildir
   Cephenin arkasında da nice destanlar, kahramanlıklar, umutlar, benzersiz olaylar yaşanmıştır.
   İşte 
   Bu da onlardan biridir…