Hava çok sıcaktı
Şehrin karmaşasından kaçan insanlar parklara hücum etmiş, buldukları ağaç altı gölgeliklere sığınmışlar, birbirleri ile sohbet ediyor, sanki etraftaki huzuru yudumluyor gibiydiler.
Sakin bir ortam vardı
Birden bire bu sakin ortamı bozan gürültüler işitildi.
Bir grup çocuk parka girmişti. Parkın süs havuzu kenarında birbirleri ile anlaşılmaz şeyler konuşuyor, el çırpıyor, gürültü yapıyor, gömleklerini çıkarıp havuza girmeye çalışıyorlardı.
Biraz sonra çocukların hepsi havuza girdiler
Yüksek sesle konuşuyor, kendi aralarında şakalaşıyor, derin olmayan havuzda, etrafa su sıçratarak yüzmeye çalışıyorlardı.
Sanki parkta kimse yokmuş, yalnızlarmış gibi özgür davranıyorlar, çıkardıkları gürültünün farkında değillermiş gibi rahat hareket ediyorlardı.
Parktaki insanlara da aldırış ettikleri yoktu
Bu durum birkaç dakika sürdü
Parkta oturanlar bu gürültülü kalabalığa kızgın gözlerle bakıyor; ‘bunlar Suriyeli, baş belaları’ gibi düşünceler beyin kıvrımlarından çıkıp sese dönüşüyor, kızgınlıklarını sert sözlerle birbirlerine ifade ediyorlardı.
Nihayet gürültüye dayanamayan birisi, parkta çalışan garsonlardan birine seslendi:
‘Şu çocukları buradan defet, rahatsız oluyoruz!’
Garson koşarak geldi
Kızgın olmayan, sakin, biraz da merhamet içeren ses tonu ile;
“Çocuklar burada havuza girmek yasak” dedi.
Çocuklar;
“Abi hava çok sıcak, onun için havuza girdik, serinliyorduk” diyerek aynı sakinlikte ve Türkçe karşılık verdiler.
Etraftaki insanlar, garsonun çocuklara kızacağını, bağırıp çağıracağını, buna karşılık çocukların huysuzluk yapıp, kaçışacaklarını sanmış, yanılmışlardı.
Garson;
“Çocuklar saat 19’da gelin, size söz veriyorum o zaman havuza girebilirsiniz…”
“Tamam abi”
Çocuklar havuzdan çıktılar, çıkardıkları elbiselerini giydiler ve sakin bir şekilde çıkıp gittiler.
Beklenen olmamıştı
Garsonun tatlı dili, güler yüzü ortadaki sorunu halletmiş, her hangi bir olay olmadan çocuklar çıkıp gitmişti.
Ülkemizde misafir olan bu çocuklar, belki de ilk kez tatlı dil ve güler yüzle karşılaşıyor, bu güne kadar gördükleri o kızgın bakışları unutuyor, kendilerine merhametle seslenen insanların sesleri ile sakinleşip huzur buluyorlardı.
Evet, onlar muhacir
Biz de Ensar
Tarihin sayfalarında hayranlıkla okuduğumuz, örnek aldığımız bu olayları biz nasıl yaşıyor ve yaşatıyoruz?
Dışarıdan bakıldığı zaman, bu konuda çok da iyi bir sınav vermediğimiz ortada galiba…