DOĞRU BİLMEK, YANLIŞ YAPMAK

   Yanlışı bildiğimiz halde yapmaya devam ederiz;

   Neden?

   Yapılan araştırmalar insanları doğru davranışlara iten gücün sadece “bilmek” olmadığını ortaya koymuştur.

   Sorun çözümü bilmekten geçmemekte, sorunun çözümü bildiğini uygulamaya koymaktan geçmektedir.

   Kırmızı ışıkta geçmenin yanlışlığını, kırmızı ışık ihlalini yapanlar da bilmektedir. Fakat yanlış olduğunu bildiği şeyi yapmakta hiçbir sakınca görmemektedirler.

   Sokaklara çöp atmanın yanlışlığını, bu yanlışı yapanlara sorduğumuz zaman;

   Hiç biri de “bunun yanlış olduğunu bilmiyordum” demez, aksine yaptığının yanlış olduğunu söyler,

   Fakat o yanlışı yapmasının sebebini de söyler. O yanlışı yapmasına sebep olan etmenleri size arka arkaya sıralar.

   İnsanları doğru davranışa iten ana sebebin “bilmek” değil, bildiği doğruları cesaretle ve kararlılıkla uygulamaya koyma alışkanlığından geçmektedir.

   Bu alışkanlık zahmetlidir.

   Bu alışkanlık kararlılık ve süreklilik ister.

   Bu alışkanlık daimi bir güç gerektirir.

   Bu alışkanlık insanlarda tek yönlü değil, çok yönlü düşünme becerisini de gerektirir.

   Çok yönlü düşünme kültürün ta kendisidir.

   Bunun için okuma

   Gezme

   İnceleme

   Gözlem yapma ve iletişim kurma etkinliklerinin olması gerekir.

   Bu etkinlerin vasat olduğu toplumlarda, doğru olarak kabul edilen değerlerin uygulamasının ne denli zor olduğunu araştırmalar bize göstermektedir.

   Sorunun çözümü için bildiğini uygulamaya koyan bir cesaret ve güç gerekecektir.

   Bu ise toplumsal disiplin ve dinamizmdir.

   Bu disiplin ve dinamizmi yakalayan toplumlar çağdaş toplumular olarak görünmekte, diğerleri ise kapalı toplumlar olarak addedilmektedir.

   Bu gerçeğe sırt dönemeyiz…

   Toplumumuzu daha ileri düzeye taşıyacak olan dinamizmin yakalanmasında üzerimize düşeni bir an bile tereddüt etmeden uygulamalıyız.

   Yoksa

   Yoksa

   Cennet vatanın hak etmediği bireyler olarak kalmak…

   Acı gelecek, bize rahat vermeyecektir.